XXI*

17.5K 1.3K 116
                                    

  

Çevremdeki insanların tuhaf bakışlarından ve sorularından kaçmak için okulun arka bahçesine sığınmıştım.

Şimdi herkes onlarla yakın olduğumu düşünüyordu.

Tozlu olduğunu görmezden gelerek ağacın dibine oturdum ve harika kokular eşliğinde gövdesine sırtımı yasladım. Son derse girecek olduğumu bilmesem bu sessizlik bana cennet gibi gelebilirdi. Koyu bulutlara rağmen fazlasıyla huzurluydum.

Bu sonsuza kadar sürseydi belki yüz yıllık bir ömrüm olabilirdi.

Son sayfalarına geldiğim için okumakta cimrilik yaptığım kitabımı bacaklarıma yasladım. Aynı satırı en az beş kez okuduktan sonra dikkatimi veremeyeceğimi anladım.

Çünkü Rain tüm gün aklımı kurcalamıştı.

Uzun süre uykuya dalamamış ve söylemekten vazgeçtiği şeyi düşünmüştüm.

Ayrıca ben uyuduktan sonra geri geldiğini ve paranoyak düşüncelerimle hala odada bir yerde olabileceğini düşünerek odamda giyinememiştim.

O,Derek gibi değildi. Onun yanına gitmeye hala cesaret edemesem de benim için onun anlami farklıydı.

Rain yine aklımı karıştırmıştı. İtiraf ediyorum.

Hayır, bu iyi yönde değildi. Üstelik aramızı bozduğu için ondan nefret etmeliydim. Ama yapamıyordum.

Başlarda ondan delicesine korkuyordum. Sonra onu merak ettim ve daha fazlasını istedim. Belki de yanlış olan buydu.

Yanlış hislerimin sebebi yanlış tercihlerimdi.

Boş bakışlarımın sabitlendiği kitabıma gölge düşünce başımı kaldırdım.

Gür dalgalı sarı saçları her zamankinden güzeldi.

Kaşlarını her zaman bu şekilde çatarsa kırışıklıklarının olacağını söylemek istedim.

Önümde yükselen bacakları kesinlikle mükemmeldi.

Kolu hala destekliydi.

''Benim için yaptıklarından bahsettiler.''dedi Ace.

Kibarca gülümsedim.

''İki ayağının üstünde durduğunu görmek güzel.''

O gün ağrıyan kalçamın bir daha oturma işlevini göremeyeceğini düşünmüştüm.

Ve Ace ilk defa gülümsedi.

''Bunu karşılıksız bırakmam.''dedi ondan duyduğum en sevecen sesle.

Gülümsemem yüzüme iyice yayıldı. Sanırım bulaşıcıydı. Bunu daha fazla göstermeliydi.

''Lily!''diye bir haykırış duydum.

Kayla huysuzca bize doğru geliyordu. Elini kalçasına yerleştirip Ace'ın yanında durdu.

''Seni ne kadar aradım, biliyor musun?''diye cırladı.

Gözlerimi devirdim.

Sanki umrumdaydı.

Ace'ın, Rain'i andıran bakışları Kayla'yı bulduğunda yüzünü buruşturdu. Sonra bana döndü.

''Her neyse.''dedi ilgisizce.''Dikkat et.''

Bu rahatsız edici bir vedaydı.

Kayla varlığını yeni fark etmiş gibi Ace'a döndü ve onu bir kobay faresiymiş gibi özenle süzdü. Bakışlarının onda fazla oyalanması şüphe uyandırsa da bunu okuldaki makamını ona kaptırmasıyla alakalı olduğunu düşündüm.

Sıcak KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin