LVII

5.4K 292 42
                                    

Evet,bu Cern.

Binanın penceresinden cam parçalarıyla savrulan kişi.

En iyisi biraz başa saralım.

***

Bir gün önce, 17.57

"Bu ne? Kimin hayranı var?"

Hala Rain'in elindeki çiçeklere bakmaya devam ediyordum.

Esprime Kurt bile kıkırdamadı. Dudak bükerek Camilla ile göz göze geldiğimde başarısız bir gülümseme yolladı.

Neyi vardı bugün?

Diğerlerini süzdüm.

Mark kalkmış camekandan etrafı izliyordu.
Kurt,Ace,Neil ve Camilla dörtlüsü sessizce birbirine bakıyordu.

Bir sorun olduğu dank ettiğinde bir bukete bir de Rain'e bakarak yaydığı uğursuzlukla birkaç adım ilerledim.

Aklımdan bin bir türlü şey geçiyordu ancak bir türlü bağdaştıramıyordum.

O gün Rain ne demişti? Bir sipariş.

Az önce karttaki adresten bahsetmişlerdi.

Şu an çiçeğin ortasındaki parlak gri kartla bakışıyordum.

Rain ise çenesi gerilerek Neil'a bakıyordu.

"Lily."

Bana seslenince dalgınlıkla Cern'e döndüm.

"Efendim?"

Ama O bana bakmıyordu.

Belki de bu odada bana açıklama yapacak son kişiydi ancak yine de beklentiyle baktım.

Bakışları çiçeklerden bana sonra da Rain'e kaydı.

"Hastanedeyken aynı buket gönderilmişti."dedi Rain.
Elindekini salladı.
"Zambak."

Öyle sert yutkundum ki odanın sessizliğinde herkesin duyabildiğine emindim.

Cern köşeye geçip telefonuna sarıldı. Kimi aradığıyla ilgilenmiyordum.

"Çiçeği bana ver,Rain."dedi bıkkınca yerinden kalkıp ona yönelen Neil.

Rain sakin bir gülüşle başını sallayarak hızlıca buketi Neil'a uzattı.

"Ama bu kart bu sefer bende kalıyor."

Cümlesini bitirmesiyle bıraktığı buket yere düştü ve kartı kaptığı gibi peşindeki Neil ile kapıdan fırladı.

"Rain!"

Ortalık bir anda karışınca birkaç saniye aptal aptal olduğum yerde kalakaldım.

Kendime geldiğimdeyse var gücümle koşup o sırada çıkmak üzere olan Kurt'ü kenara ittim ve tartışmakta olan Neil ve Rain'e yetiştim.

Mark ve nereden geldiğini anlayamadığım birkaç kişi avlanmaya çıkmış gibi etrafı izliyordu.

Bu çocuk hayalet falan mıydı?

On kilometre civarındaki kokuları alabildiklerinden şüpheliydim.

Rain ise kanatlarını açmış toprağın altındaki ayağını kurtarmaya çalışıyordu.

Ellerim neden titriyordu?

Otoparkta olanları atlattığımı düşünmüştüm.
Hatta yine kendimi şaşırtarak güçlü olduğumu sanmıştım.

Kızın yüzü tuhaf bir şekilde gittikçe hafızamdan siliniyordu. Ve bu içten içe bana kendimi suçlu hissettiriyordu.

Kabuslarımda sadece çok fazla kan ve siyah,karmaşık bir dövme vardı.

Sıcak KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin