LIX

5.3K 261 181
                                    



Merhabalar merhabalar! Tembel yazarınız geldi!
 Umarım hepiniz iyi ve sağlıklısınızdır.
 Yeni yılın herkese mutluluk ve huzur getirmesi dileğiyle! İyi okumalar^^

"Christian Löffler Eisberg (Hemal)

(  https://youtu.be/YKFNmuEDKGc )

****

Kurt hışımla Cernlerin üssüne vardığında kapının aralık olduğunu gördü. O sırada Rachel hararetle Scott ile konuşuyordu ve yaralarını kontrol ediyordu.

 Ev geçen geldiğinden bu yana değişmişti. Daha çok eşya vardı. Kitaplık dolmuştu. Sehpada cam satranç vardı.
 Çoğu parçası şu an yerde paramparçaydı.

Ve tütsü yakılmış gibi genzini yakan bir koku vardı.

 Rain odanın ortasında durmuş bir noktaya kitlenmişti. Çenesini sıktığını görebiliyordu. Sinirliydi. Muhtemelen kırılan eşyalardan ve saçılan kağıtlardan O sorumluydu.

Cern ise ortalıkta yoktu.

''Neredeler?''diye sordu Kurt.

Rain ona döndüğünde Kurt kendisine sinirli olduğunu anladı. Pişmanlık öfkeyle karışıp kanatlarını sızlatıyordu.

Neden Lily'i onlara vermişti?!

 Yine de bakışlarını kaçırmadı. Onun da endişelendiğini, üzgün olduğunu anlamasını istedi. Çünkü kendisinin bunu dile getiremeyeceğini biliyordu.  Rain'in anlamasını istedi.

O sırada seçim yapması gerekiyordu. Ancak şimdi...

Ne yapabilirdi hiçbir fikri yoktu. Faydasız, suçlu bir çocuk gibi hissediyordu.

Rain tam kapıya yönelmişti ki telefonu çaldı. 

  Hızla cebinden çıkarıp ekrana baktı ve sanki sinirleri daha da bozulmuş gibi boynunu çıtlattı. 

Anlaşılan beklediği kişi değildi.

Üstü başı çamur içindeydi ve şakaklarında ter çizgileri vardı. Kurt dudağının seğirdiğini görebiliyordu.

Arkasından ancak yetişen Camilla elini omzuna koyup sessizce destek olmaya çalıştı. Yorgunluğu gözlerinden belli oluyordu. Ortalığı temizlerken işler ona yüklenmiş Mark ve birimin diğer üyeleriyle tek kalmıştı.

Kurt'ün yanık kolunu tutup kendine çevirdi. Ne kadar ciddiydi?

Rain, Kurt'e son bir bakış atarak kapıya yöneldi.

Hatasını nasıl düzelteceğini, Lily'i nerede bulabileceğini bilemeyerek bir süre çaresizce öylece kalakaldı. Yaraları umurunda değildi.

Arkasından gitmeye cesaret edemedi. Yüzü de yoktu. 

Daha önce ne yaparsa yapsın böyle olmamıştı. Kurt bu sefer büyük bir kayaya toslamıştı.

 Rain'in arkasından bakarken o sırada fark ettiği için canını sıkan bir detay gördü.

Bahçeye sümbül ekmişlerdi.

*****

Janik beni bıraktığında ve ayaklarım sonunda yere bastığında titriyordum.

Titriyordum.

Hem üşümekten hem de sinirden. Ve evet, biraz da korkudan.

Siteye her zaman olduğu gibi oradan, her şeyin başladığı yerden girmiştik. Anılar, hali hazırdaki olaylara karışınca karnıma kramplar girmeye başlamıştı.

Sıcak KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin