8

265 25 32
                                    


''Tamam anne sizi havaalanından alırım. Tamam. Görüşürüz.'' Eijirou telefonu kapattığında ailesini uzun zamandır göremediği için sabırsızlanmaya başladı. Katsuki de kızıllının ailesinin sonunda yurtdışından döneceklerini anladığında gülümsedi. Erkek arkadaşının ailesini merak ediyordu. ''Ei ailen benimle çıktığını biliyor mu?''

''Hayır bilmiyorlar. Ben diyorum ki onlar geldiğinde sende burada ol hem tanışırsınız.'' Katsuki emin olmayarak düşünmeye başladı. ''Peki ailen eşcinsel olduğunu biliyor mu?'' Eijirou ensesini kaşıyarak cevap verdi ''Aslında hayır onu da bilmiyorlar ama beraber söylersek daha iyi olur diye düşünmüştüm.'' Katsuki kızıllının saflığına kıkırdadı.

''Ei, ailenin bizi destekleyeceğine yüzde yüz emin misin? Yanlış anlama sadece olumsuz yönleri de düşünüyorum. Ya ailen kabul etmezse? Bu sizin kişisel bir sorununuz ve tartışma çıkarsa burada olmak istemiyorum.''

Eijioru duyduğu şeylerle duraksadı. Bu onun hiç aklına gelmemişti. Ailesi onu kabul etmezse ne yapardı? Nereye giderdi? Katsuki çatık kaşlarla Eijirou'nun ne düşündüğünü anlamış bir şekilde araya girdi. ''Eğer ailen seni kabul etmezse beraber buradan kaçarız. Biliyorum çocukça ama sence de güzel olmaz mıydı? Bir yuva kursaydık, bir çocuk evlat edinseydik.'' Eijirou, sarışının anlattığı şeyler ile gülümsedi ve devamını getirdi. ''Evlenirsek gelinliği sen giyerdin ve eminim ki çok güzel olurdun acaba makyaj sana yakışır mıy-''

''Ben asla gelinlik giymem kapa çeneni!'' Eijirou büyük bir kahkaha attı. ''İyi de sen altta olduğun için mantık olarak senin giymen gerekmiyor mu? Yoksa ben mi giymeliyim?''

Aralarında geçen konuşma bir süre devam etti. İkisi beraberken hep gülüyor ve eğleniyorlardı. Evlenmeseler, bunu kağıda yansıtmasalar bile ölene kadar beraber olmak istiyorlardı.

~~~~~~~~~~~~~~~~

Eijirou ve ailesi eve doğru gidiyorlardı. Kızıllı, Katsuki'nin söylediklerini düşünmüş bu yüzden eşcinsel olduğunu tek başına söylemeye karar vermişti.
Eve geldiklerinde annesi derin bir nefes alıp evin kokusunu içine çekti. ''Evim evim güzel evim. Çok özlemişim. Vay canına Eijirou evi temiz tutmuşsun. Eve kız getirdin mi ha?'' Eijirou kızararak içinden düşündü. Eve kız getirmemişti ama bir erkek getirmişti. Çok sevdiği bir erkeği getirmişti ve onun titizliği yüzünden evi hep temiz tutmuştu.

~~~~~~~~~~~~~~~

Ailesi sonunda yerleşince önemli bir şey konuşmak istediğini söyleyen kızıllı ikisini de oturma odasında karşısındaki koltuğa oturtmuştu. Derin bir nefes verdi. Katsuki ile bunun için alıştırma yapmışlardı. Ne söyleyeceğini biliyordu.

''Anne, baba ben erkeklerden hoşlanıyorum.'' Bir anlık heyecan ile ne söyleyeceğini unutmuş ve direkt söylemişti. Ne söylediğini anladığında gözleri şaşkınlıkla açılan Eijirou sözünü düzeltmeye çalıştı. ''Yani benim cinsel yönelimin kızlara karşı değil. Şimdiye kadar hiç bir kızı sevmedim ve bunu öğrendiğimde ortaokuldaydım ama size söylemekten korktum. Şimdi ise hayatımda çok sevdiğim birisi var. İsterseniz sizi onunl-''

Eijirou'nun cümlesi yarım kalmıştı. Bunun sebebi ise yüzüne yediği tokatın verdiği şoktu. Oluyordu işte, olumsuz düşündükleri şeyler oluyordu. Annesinin vurduğu yer sızladığında dolu gözlerle elini yanağına götürmüştü.

Sinirden yerinde oturamayan babası kalkıp Eijirou'yu yere savurmuştu. Artık kızıllı yerdeydi. Babası ve annesi ona bağırıyordu. Eijirou ona bakan gözlere inanamadı. Okuldakilerle aynıydı. Ağlamaya başladı. Tüm hayatını beraber geçirdiği, asla onu bırakmayacağını düşündüğü ailesi şimdi ona o gözlerle bakıyordu ve ne kadar iğrenç olduğunu söylüyordu.

''Git bu evden seni ibne! Ben senin gibi bir çocuk asla istemedim! Gidip ölsen bile umurumuzda olmaz, dünyanın sizin gibi pisliklere ihtiyacı yok!'' Bu sözleri duyan kızıllı yerden kalktı. Telefonunu aldı ve koşarak dışarı çıktı.

Ağlamaktan kızarmış ve dolu gözleri engel olsada sonunda Katsuki'nin favorilerde olan telefon numarasını bulmuş aramıştı. Katsuki ailesi tarafından reddedilmemişti ama kabul de edilmemişti. Sadece sarışına başka bir şehirde, kendilerinden uzak bir ev tutmuşlardı ve orada yaşamasına izin vermişlerdi.

Sarışın, telefonu çalınca okuduğu kitaptan kafasını kaldırdı. Telefonu açtığında gelen ağlama sesleri ile korktuğu şeyin olduğunu anlamıştı. Hemen üstüne bir şeyler geçirip Eijioru'ya nerede olduğunu sormaya başladı. Zar zor nefes alan Eijirou sahilin orada olduğunu söyledi. Katsuki duraksadı ama daha sonra koşmaya başladı.

Sahile vardığında çimenlerin üzerinde uzanan kızıllıyı gördü. Yanına koştuğunda hemen birbirlerine sarıldılar. Kızıllı ağlamaya başladığında teselli sırası kendisinde olduğunu anlayan Katsuki, Eijirou'nun yanına uzandı.

Katsuki, kızıllıyı böyle görmeyi hiç sevmemişti. Kendisinin de gözleri dolduğunda tutmadı. O da ağladı. İkisi de ağlıyordu şimdi. Sarılarak ağlıyorlardı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kaboom bu bölümde bitti.

Sanırım angst bitireceğim hsbxgsjsbsjxbdhd

Mutlu son yazmada berbatım.

Yorum ve oylarınızı bekliyorum

İbne (Kiribaku)Where stories live. Discover now