25. BÖLÜM

3.5K 190 29
                                    

Merhabalar ben geldim hemde sınır geçilmeden.. Buna nasıl karar verdim diye soracaksanız şöyle anlatayım kitabıma başlamadan  önce bende sıkı bir okucuydum ve yeni bölümün gelmesi için  abartısız 3 ay beklediğim olurdu. Şimdi düşünüyorum da bende bir zamanlar sizler gibi bekliyordum ve bu gerçekten  can sıkıcıydı. Sizleri üzmek ve bekletmek  asla istemiyorum Sınırları kaldırmayı yada azaltmayı ďüşünüyorum. Bunun hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum. Son bir şey daha bu bölüme sınır koymuyorum ve size bayram için bir süprizim var inşallah... sizleri bölümle baş başa bırakıyorum keyifli okumalar....



Çaresizlik  tüm canlıların ortak sorunuydu. Ama insanoğlu için bu bazen  aşılması  çok zor olabiliyordu. Tıpkı şuan yaşlı adamın çaresizliği gibi, kendinden yaşça küçük bir gence karşı gücü yetersiz kalıyordu. Yaşlı adamın anlamadığı tek bir şey vardı AZRAIL'in burada ne işi  vardı. Bu evle ne ilgisi vardı bunu ölmeden öğrenmesi gerekiyordu.... Ama nasıl yapacaktı  bu mümkün görünmüyordu.

Genç adam karanlık köşeden  çıkmıştı  ama hala eve hakim olan karanlık tam olarak görünmesine müsaade etmiyordu. Bunu  görenler adamın kasten görünmek  istenmediğini zannederdi ama saklanmak onun için   bir amaç değildi ve hiç bir zaman da olmayacaktı.

“ İhtiyar,  ihtiyar yaşından başından utanmıyor musun.” Alayla  karışık  söylemişti bu sözleri yaşlı adam sessizlik yemini etmiş gibi tek kelime etmiyordu hatta nefes almayı bile unutmuştu.

“ Az önce çok güzel konuşuyordun şimdi ne oldu da konuşmuyorsun. Yoksa dilini mi  yuttun..” yine cevap alamamıştı.

“ Konuşsana lan..” genç adam sinirlenmişti. Etrafında bir tur attı sonra önünde durdu. Kaşlarını çatarak karşısındaki adama bakıyordu genç adam. Adam gözle görülür bir şekilde titremeye başlamıştı sonra aniden yere yığılmıştı.

“ Yazık genç bir kızın evine girmek senin için  kolay olmuştu halbuki, ama şuan ayaklarımın dibinde olman şaşırtıcı...”  adamın gözleri açıktı fakat hareket etmiyordu. Genç adam ayağıyla adamın sağ olup olmadığını  yokladı yaşıyordu bu onun için yeterliydi. Arkasını dönüp odadan ayrılmıştı.
Tamda tahmin ettiği gibi Haluk' un  adamları başlarında silah ile yerde oturmuş bir  şekilde duruyorlardı. Bu genç adamın daha keyiflenmesine neden olmuştu.

“ Şuan bunlarla hiç uğraşasım yok hepsini ayrı ayrı yerlere  koyun ve misafirperver olun, saygı da hizmette kusur etmeyeceksiniz anlaşıldığını  umarak gidiyorum..” arkasını dönüp gidiyorken durmuştu genç adam arkasını dönme gereği duymadan son sözlerini söyledi...

“ Ha bide  ihtiyarı canlı istiyorum ne gerekiyorsa onu yapın o ölürse  siz de ölürsünüz...” ardından beklemeden çıkmıştı..

Evden çıkarken dikkat çekmemek adına etrafına baktı. Her zaman ki gibi sessizdi terkedilmiş gibiydi o yüzden bu mahalleyi seviyordu kimse kimseye hiç bir şekilde karışmıyordu yada karışamıyordu...

Genç adam evden çıktığı gibi arabasına doğru yürümeye başladı. Bir yandan da cebinde ki telefonu çıkartıp Ali  aramaya başladı, telefon ilk çalışta açılmıştı..

“ Bir şey mi oldu abi  hemen geliyorum..” genç adam derin bir nefes aldı..

“ Yok Ali bir şey olmadı anlamadan dinlemeden neden bu telaş. Bazen anlayamıyorum seni Ali..” karşıdan rahatlamış  bir soluk sesi duyulmuştu.

“ Ben şey zannettim abi..”

“ Neyse ne Ali beni dinle sadece. Kızları eve bıraktın mı ?” beklemeden cevap verdi Ali...

“ Evet abi bıraktım eve geçtiler..” genç adam o sırada arabasına yerleşmişti.

“ Bu arada Ali kapının  kilidi değiştirilecek sadece bir anahtar çıkartılacak yedek olmasın..” ardından ekledi.

“ İşini hallettikten sonra   oyalanmadan  hemen Asel' in evine gel, gelirken de  yanında Hatun hanımı getir. Eve ayakkabılarla girildiği için kirlenmiş olabilir. Son olarak ta kırılan çerçevenin aynısını alıp eskisiyle değiştirirsin..” diye tembihlemişti. Asel eve girildiğinden haberi olmamalıydı yoksa korkudan uyuyamazdı. 0 yüzden en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü genç adam...



***********

BİRAZDA SEN AĞLA #wattys2019Where stories live. Discover now