32. Bölüm

1.9K 94 51
                                    

KEYIFLI OKUMALAR🥰


Sabahın ilk ışıkları ile genç kız gözlerini aralamıştı. Etrafında göz gezdirdi. Tanıdık gelmedi hiç bir yer, sonra tam karşıya baktı. Duvara yaslanmış, baygın gözlerle kendisini izleyen genç adamı görmesiyle yerinden sıçradı. 

Ares, genç kızın verdiği tatlı tepkiye gülümsemişti. Oysa ki korkacağı bişey  yapmamıştı. Tek eliyle yerden destek alarak kalkmıştı.

Genç kıza doğru bir kaç adım atmasıyla, Asel yatağın köşesine kadar ilerlemişti. Ares kaşlarını çattı, sonuçta kendisini kurtaran kişi oydu onu kendisi kaçırmış gibi davranması ilginç gelmişti.

“ Korkma güzelim benden zarar gelmez.” Genç kız kaşlarını çattı.

“ Ciddi misin korkmamam mı gerekiyor. “ güldü..

“ Dört duvar arasında bir katille bir arada olan sen değilsin.”  Asel' in hala kendisine sinirli olduğu belliydi, o yüzden cevap vermek yerine alttan almaya karar verdi.

“ Tamam haklısın ama sana asla zarar vermem biliyorsun.” Hem konuşuyor hem de sakin adımlarla yatağa yaklaşıyordu. Genç kız yatağın başlığına yapışmıştı ama hala daha da geriye gidecekmiş gibi geri gitmeye çalışıyordu.

“ Benden uzak dur yoksa bağırırım.” Genç adam güldü.

“ Zaten uzağım ama istersen bağırabilirsin. Ama şunu bil seni kurtaran kişi benim kaçıran değil.”  Asel geriye daha fazla gidemeyeceğini fark edince yataktan ışık hızıyla kalkmıştı.

“ Hm aslında o yönden bakılırsa doğru. Ama şunu unutma ben durduk yere kaçırılmadım. Ben senin yüzünden kaçırıldım. Sen eğer ki etrafımda olmasaydın, ben kaçırılmayacaktım. “ bağırarak cümlelerini sıralamıştı.

Genç adam bişey diyemedi. Haklıydı sonuçta kendisi yüzünden kaçırılmıştı. Genç kız karşısında ki adama nefretle bakıyordu. Ares bu bakışlara maruz kalmaya dayanamadı. Bakışlarını genç kızdan çekti, ardından tek kelime etmeden odadan hızlı adımlarla çıkmıştı. Asel’in yüzündeki sinir belirtileri anında şaşkınlıkla gizlenmişti.

Böyle olmasını beklemiyordu. Genç adamın her şeye bir cevabı olduğunu biliyordu. Peki şimdi neden susmayı tercih etmişti.  
Asel' in sesini duyan arkadaşları koşarak yukarı çıkmışlardı. Tam kapıyı açacakları sırada Ares' in sinirli yüzü ile karşı karşıya kalmıştılar. Az önce odada neler olduğunu herkes merak etmişti. 

Genç adam gelenleri görmemiş gibi aşağı inmişti. Ali hariç diğerleri Asel' in yanına gitmişlerdi. Ali ise patronunun yanına gitmeyi tercih etmişti.

Odaya giren üçlü Zeynep, Uğur ve Ezgi genç kızın kapıya şaşkın bir yüz ifadesiyle baktıklarını fark etmiştiler. Hepsi kaşlarını çatmıştı. Daha da meraklanmışlardı.
Genç kız kendisine doğru gelenleri fark edince şaşkınlığını gizlemeyi tercih etmişti etmesine  ama geç kalmıştı. Asel kendisine yaklaşan Zeynep ve Ezgi' yi eliyle durdurmuştu.

“ Sakın bana yaklaşmayın..” kızlar neye uğradıkları şaşırmıştılar. Uğur bir ara duraksamış fakat asıl sinirinin ona olmadığını hatırlayarak genç kıza doğru yürüyerek kollarının arasına almıştı.

“ Nasılsın güzelim.” Genç kız cevap vermek yerine soru yöneltmeyi tercih etmişti.

“ Abi kardeşim nerede? “ kardeşi etrafta gözükmüyordu. Yoksa o adamlar..  bunu aklından geçirmeye bile korkmuştu.

“ O iyi güzelim ona hiç bişey olma...” konuşması yarıda kesilmişti.

“ Abla gelmişsin.. “ kardeşini gören genç kız Uğur dan ayrılıp kapıda duran miniğine koşmuştu. Yanına gidince kucaklayıp etrafında bir tur döndürmüştü.

“ Evet geldim meleğim.” Yanaklarından defalarca öpmüştü.

“ Bir daha beni bırakıp bir yere gitme, seni çok özlüyorum.” Genç kızın gözünden yaşlar süzülüyordu.

“ Hayır bebeğim bir daha asla gitmek yok ben hep senin yanında olucam.” Kardeşini koklayarak öpüyordu. Yunus Efe ablasının gözyaşlarını  küçük elleri ile beceriksizce silmeye çalışıyordu. Genç kız  kardeşinin bu hareketine gülümsemeden edememişti.  Küçük elleri öptükten sonra Uğur’ a dönerek...

“ Abi beni eve bırakır mısın?.” Uğur başı ile onaylayarak  önden çıkmıştı. Zeynep ve Ezgi ise üzgünce arkadaşlarına bakıyorlardı. Ezgi daha fazla dayanamayıp..

“ Yeşil benimle konuşmayacak mısın.” Sesi ağlamaklı çıkmıştı.

“ Seninle bırak konuşmayı yüzüne bakmaya tahammül  edemiyorum.” Diyerek arkasını dönüp kucağında kardeşi ile Uğur' u takip ederek odadan çıktı.
Ezgi arkadaşını tamamen kaybetmenin acısı ile daha fazla ayakta duramayarak dizlerinin üzerine çökmüştü. Zeynep Ezgi' yi teselli edecek herhangi bir sözcük bulamıyordu. O da çaresiz bir şekilde Ezgi' nin yanına oturmuştu. Yunus Efe ablasının arkadaşlarına neden böyle davrandığını anlayamamıştı. Bunun için ablasına sormaya karar vermişti.

“ Abla sen Ezgi abla ve Zeynep ablaya küsmüsün.” Asel aşağı inmek için basamağa tam basacağı sırada gelen soruyu duyunca vazgeçmişti. Uğur  da küçük Efe' nin sorusunu duymuştu ve durmuştu.

“ Yok ablam ben onlara küsmedim sadece biraz kızgınım.” Yunus Efe’ nin Ezgi ve Zeynep’ i çok sevdiğini biliyordu. Eğer küs olduğunu söylerse çok üzülürdü.

“ Anladım abla ama onlara sakın küsme onlar seni çok seviyor.” Yunus Efe ablasını sözleriyle tekrar gülümsetmişti.

“ Bende onları çok seviyorum ablacım onlar benim canlarım. Ama onlara biraz kızmam gerekiyor yoksa yaramazlık yaparlar. “ gülümseyerek söylemişti.
Yunus Efe ablasına  sıcak bir gülümseme bağışlamıştı. Asel arkasındaki arkadaşlarından habersiz bir şekilde, kardeşine sımsıkı sarılarak aşağıda bekleyen Uğur' un yanına inmeye başlamıştı.   Ezgi ve Zeynep duyduklarından sonra ağlaşarak birbirlerine sarılmıştı.

“ Bizden vazgeçmedi. “ ikisi de aynı anda fısıldamıştı. Ağlamaları gülüşmelere dönüşerek birbirlerine daha sıkı sarılmıştılar....


Asel' den


Kucağımda kardeşim ile  Uğur abinin arkasından  dışarıya çıkmıştık. Hava ne soğuk nede sıcaktı, en sevdiğim  şekildeydi. Derin bir nefes alıp etrafa baktım, bakmamla  bize doğru  gelen adamı görmem bir oldu. Korkmuştum bu sesime de yansıyınca Uğur abi bize dönüp benim baktığım yere baktı. Gördüğü kişi ile beni arkasına çekti. Ardından...

“ Hayırdır birader.” Kaşlarını çatarak söylemişti.

“ Beni Ares bey  sizi eve bırakmam için gönderdi.” Onun ismini duymam ile birlikte izlendiğim hissiyle etrafıma göz gezdirdim. Fakat  onu görememiştim, oysa görmeyi çok isterdim. Belki de onu son görüşüm olacaktı...

Uğur  abi  konuşmaya başlayınca  düşüncelerimden çıkmıştım.

“ Sana diyorum Asel beni duymuyor musun?.”  Uğur abiyi duyamayacak kadar mı düşüncelere dalmıştım.

“ Kusura bakma Uğur abi anlamadım ne diyordun.”  Uğur abi hafif bir gülümseme ile tekrar sormuştu.

“ Arabam burada değil, eğer senin içinde sakıncası yoksa onun arabası ile gidelim.” Aslında sorun yok benim için ama onu son kez görmek   için red edeceğim.

“ Var abi onun arabasına binmeyeceğim.” Kaşlarımı çattım.

“ Araban yoksa taksi ile gidelim.” Uğur abi anlayışla başını tamam  der şeklinde salladı.

“ Peki öyle  olsun. Bize bir taksi çağırır mısın.”  Adam hiç bir şey söylemeden arkasını  dönüp gitmişti. İkimizde hiç bir şey anlamamış gibi    birbirimize bakmıştık. Bir kaç saniye sonra  gelen ses ile aniden arkama dönmüştüm.

“ Taksinin buraya gelmesi saatler alır. Benim arabamla gidersen, buradan ve benden daha çabuk uzaklaşırsın.” Konuşmasıyla tanıdığım Ares Uluhan' nın bu kişi olduğundan emindim her şeye cevabı olan adam...

Fakat  onu bu kadar erken beklemiyordum. Ben hala sorun çıkartacaktım, ama gerek kalmamıştı . İyi    ki de kalmadı yoksa niyetim anlaşılabilinirdi.

“ Ares abi seni çok özledim.” Kardeşimin Ares' i görmesiyle aniden ona uzanıp kucağına gitmesine şaşkınlıkla bakakalmıştım.

“ Efe ablacım yaptığın şey..” Ares bey konuşmama izin vermeden kendisi konuşmuştu.

“ Bende seni çok özledim küçük adam ama ablan bize kızmadan sen onun  yanına gitsen iyi olur. Ben sonra seni görmeye  gelicem.” Söyledikten sonra kardeşimi başından  öpmüştü. Yunus Efe   sımsıkı sarılmıştı  veda eder gibi..  Bizim hayatımıza hangi ara girmişti de biz ona bu kadar bağlandık gerçekten anlamakta zorlanıyordum.

Ama böyle devam edemezdi. Kardeşimi kucağından aldığım zaman elimin onun eline değmesiyle gözlerimi kapatmıştım. Aslında bilerek yaptığım bir hareket idi. Benim de ona son vedam böyle olsun.
Hoşçakal Ares seni tanımak güzeldi. Bunları içimden söylemiştim. Evet gidecektim buralardan  çok uzağa, kardeşim için bunu yapmak  zorundayım.   O bana ailemin emaneti onu böyle bir ortamda büyütemezdim.

Gözlerimi açmıştım, bana  bakışları çok yumuşaktı. Bana ve kardeşime değer verdiğinin farkındaydım ama onun yanında yakınında kalmak intihardı bizim  için..  Kardeşimi kucağıma alıp arkama dönüp bahçe kapısına doğru yürümeye  başlamıştım.  Yürümeye devam ederek..

“ Uğur abi buradan hemen gidelim lütfen..” demiştim. Göz yaşlarımın yüzümde hissedince daha da hızlandım kimse beni bir daha ağlarken görmemeliydi.



Kısa bir yolculuktan sonra nihayet evimin önüne gelebilmiştim.  Arabadan iniyordum ki, Uğur abinin de  kapıyı açtığını görünce durmuştum. Uğur abinin kaşları çatılmıştı.

“ Neden  inmiyorsun Asel.”  Derin bir nefes aldım.

“ Uğur abi senin inmeni istemiyorum. Sen evine git ben kardeşimle  bir kaç gün yalnız kalmak istiyorum.”  İtiraz edeceğini anladığım zaman..

“ Lütfen.” Diyerek susturmuştum.   Uğur abi istemeyerek de olsa açtığı kapıyı kapatmıştı.

“ Tamam güzelim senin dediğin olsun ama ne olursa olsun beni ara olur mu?.” Gülümsedim.

“ Tamam abi kendine iyi bak seni sevdiğimi hiç unutma olur mu?.”

“ Bende seni seviyorum güzelim de veda eder gibisin yoksa ..”

“ Hayır Uğur abi sadece bunu bil diye söyledim.” Susturmuştum. Kimse bilmemeliydi, hiç kimse...

“ Tamam güzelim görüşürüz.” Kısa bir sarılmadan sonra  kapıyı açıp çıkmıştım, ardından arka koltukta uyuyan kardeşimi de alarak kapıyı ayağım ile kapatmıştım.  Uğur abi bize el sallayarak ödünç aldığı araba ile uzaklaşmıştı. Evime baktım, tam karşımdaydı.

BİRAZDA SEN AĞLA #wattys2019Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz