-        Ben, dedi aniden, ben...dün akşam...yani dün öyle söyledim ya...

Konuşmakta güçlük çekiyor, doğru kelimeleri bulmakta oldukça zorlanıyordu;

Birkaç harfi ağzında geveledikten sonra da; 

-        Ben kötü biri değilim Hevi, dedi tek bir seferde. 

Yere doğrulttuğu bakışları Hevi'deydi. 

-        Sadece...sadece bazı şeyler kolay unutulmuyor. Bir de sinirlenince insan, ağzından çıkanı kulağı duymuyor...sonra, yani eve gidince çok pişman oldum, ayıp ettim sana, aff...

-        Affettim, diye araya girdi Hevi.

Ardından gülümseyerek;

-        Böreğini ye Abi, dedi.

Tüm bu yaşananlar Hevi'yi bambaşka biri yapmıştı. Önceleri fırtınalar estiren biriyken, şimdi tüm bu fırtınaları ruhuna bırakmıştı. Ruhu onun yerine öylesine debelenip duruyordu ki başka şeyleri görmezden geliyor, hiçbir rüzgarın farkına bile varmıyordu. İbrahim Abi memnun olmuş bir ifadeyle tabağındaki böreği yemeğe koyuldu. Birlikte koyu bir sohbete daldılar.

Köyden, olan bitenlerden, kendilerinden bahsettiler. Yaklaşık yarım saat sonra da Cemal Amca ve Leyla Teyze anahtarla kapıyı açıp ellerindeki poşetlerle birlikte içeriye girdiler. Koridorda bir konu hakkında atışıyorken, salona vardıklarında, Hevi'yle İbrahim Abi'yi yan yana görünce aniden sustular. Endişe ve şaşkınlıkla kapıda bir şeyler söylenmesini bekliyorlardı.

-        İbrahim Abi, diye araya girdi Hevi, sabah demiştin ya Leyla Teyze keşke gelseydi, sever bu böreği diye, bak geldi işte. 

Ardından Leyla Teyze'nin elindeki poşetleri alıp, mutfağa götürdü. Hevi mutfaktayken Cemal Amca ve Leyla Teyze İbrahim Abi'ye olan bitenler hakkında ardarda sorular soruyorlardı. Her şeyin tatlıya bağlandığını duyunca rahat bir nefes aldılar. Birkaç dakika sonra da Cemal Amca salondan mutfağa seslendi;

-        Hevi..!

-        Ha Amca...?!

-        Were salona keçemın! (salona gel kızım)

Hevi elindeki eşyaları yerleştirmeyi bırakıp hızlıca mutfağın yanında bulunan salona gitti;

-        Ne oldu Amca..?diye sordu.

Cemal Amca, Leyla Teyze ve İbrahim Abi L şeklindeki köşeli koltuk takımında sırayla oturuyorlardı. Cemal Amca gülümseyerek konuşmaya başladı;

-        Sizin düğün salonunuzu tuttuk kızım, Allah'ın izniyle iki hafta sonra bugün düğününüz var, en erken bu zamanı verdiler, yoksa biz dedik hemen haftaya yapalım...iki hafta sonra, Resul'e söyledik, o da tamam dedi. Hayırlısı olsun, artık iki hafta hazırlığınızı yaparsınız, dedi.

-        Hevi, Beran aradı, bugün arabasını tamire götürecekmiş, gelmeyecek bugün eve, haberin olsun,  diye araya girdi Leyla Teyze.

Hevi suskun, utanmış bir halde bakışlarını devirdi. Onları başıyla onaylayıp,yeniden mutfağa döndü. Kalbi bir kuş gibi çırpınıyordu. Yüzünde günbatımını andıran hüzünlü bir gülümseme belirdi; iki hafta sonra gelin oluyordu.

Ama öncesinde, olması gereken başka şeyler vardı. Ertesi sabah müthiş bir gürültüyle uyandı. Gözlerini açtığında bunun ısrarla çalan bir korna sesi olduğunu fark etti. Duvarda asılı duran saate baktı; sekiz buçuğa yaklaşıyordu. Korna seslerine insan sesleri de eklendi. Muhtemelen bir Pazar sabahı korna sesiyle uyanan Almanlar evlerinin pencerelerinden gürültünün kaynağına tüm güçleriyle homurdanıyorlardı.

Hızlıca yataktan kalktı. Tam bu sırada Leyla Teyze içeriye girdi. Üzerinde geceliği, başında sıkı sıkıya bağladığı yemenisiyle daha bir toplu  gibiydi sanki. Telaşlı bir hali vardı. Iki eliyle başını kavrayıp, konuşmaya başladı;

-        Hevi..! diye bağırdı, Velamıne, Were, kurê din çi dike ..! (gel bir bak, deli oğlan ne yapıyor?)

Hevi'yi elinden tutup, pencereye doğru götürdü. Hevi pencereden dışarıya baktığında ilk önce camlarından dışarıya sarkmış olan komşuları gördü. Hemen ardından da aşağıya baktı. Orada, tüm bu insanların el kol hareketleriyle kızıp, hakaret ettiği kişi Beran'dı. Kırmızı bir arabanın kenarında durmuş, yukarı doğru bakarak, ardarda korna çalıyordu.

Eski, küçük bir arabaydı bu. Her iki aynasına balonlar bağlanmış, üzeri bembeyaz çiçeklerle süslenmişti. Beran Hevi'yi görür görmez korna çalmayı bıraktı. Şimdi diğerleri de tıpkı Beran gibi apartmanın ikinci katında bulunan bu pencereye doğru bakıyordu. Hevi'yi işaret edip, almanca bir şeyler söyledi. Hevi ise onu el kol hareketleriyle susması için ikaz ediyordu. Beran'ın söylediklerini duyan Almanların öfkesi bir nebze olsun dinmiş, hatta yüzlerinde küçük tebessümler bile oluşmuştu. Şiddeti daha da yükselen bir sesle Hevi'ye seslendi Beran;

-        Hevi, aşağıya gel!, buraya gel Hevi...

Yine ve yeniden, yüksek bir sesle, pencerelerinden dışarı sarkmış olan insanlara dönüp, bir şeyler söyledi. Bu sözlerden sonra insanlar hep birlikte, Hevi'nin anlamadığı bir kelimeyi ardarda tekrar ettiler. Hepsi birlikte ona doğru bakıyordu. Hevi bir şeylerin olup bittiğini idrak etmiş ama bunun ne olduğunu anlayamamıştı. Boynundan kulaklarına doğru bir ateş yayılıyordu. Neyse ki Leyla Teyze yardımına koştu. Hevi'nin kulağına doğru eğilip, gülümseyerek;

-        Dışarı çıkmanı istiyorlar Hevi, dedi.

Hevi ölesiye bir utangaçlıkla ona doğru döndü, dönmesiyle birlikte kapının önünde duran Cemal Amca'yı gördü. Şimdi utancından yok olup gitmek istiyordu. Başını yere doğru eğdi;

-        Hayde, dedi Cemal Amca gür bir sesle, hayde kızım dışarı çık yoksa polis gelir, durmaz bu!

Her ne kadar öfkeli görünmeye çalışsa da kırışmış yanağındaki küçük bir gülümseme aslında ne denli mutlu olduğunu ele veriyordu. Hevi onu başıyla onayladı. Üzerinde pijamalarla birlikte apartmanın merdivenlerinden koşarak indi. Komşular kapılarını açmış, onu izliyorlardı. Apartman kapısını da hızlıca açıp, tam karşısında duran Beran'a doğru birkaç adım attı.

Yeterince yaklaştığında ise kendini bir çift güven veren kolun, sımsıcak bir omuzun arasında buldu. Beran ona sıkıca sarılıyor, etraftaki kalabalık da sevinç çığılıkları atıyordu. Hatta birkaç pencereden üzerlerine birtakım çiçekler ve süs eşyaları da atılmıştı. Hevi kendini bir karnavalın tam ortasında mutluluktan havalara uçan küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordu. Kısa bir süre sonra ondan ayrılıp, tam önünde diz çöktü Beran. Sessizce sordu;

-        Hevi...uğruna dünyayı yakıp, tüm evreni yangınlara sürükleyeceğim kadın...benimle evlenir misin..?

HEVİ (TAMAMLANDI) #WATTYS2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin