56. BÖLÜM

270 88 25
                                    

Gün ışığının yüzüne vurmasıyla da uyandı. Gözlerini açıp karşı duvarda asılı duran saate baktı; dokuza yaklaşıyordu. Mutfaktan birtakım sesler geliyordu. Leyla Teyze uyanmış olmalıydı. Günlerden cumartesiydi ve öğrendiği kadarıyla Cemal Amca da evdeydi.

Hızlıca yataktan kalkıp günlerdir üzerinde duran kıyafetleri aldı eline. Yeterince yıpranmış olduklarını fark ettiğinde ise onları bırakıp, yanına almış olduğu diğer çift kıyafeti, siyah pantolununu ve pembe kazağını giydi. Olabildiğince hızlı davranıyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan Leyla Teyze ve Cemal Amca'ya göre oldukça geç uyanmıştı ve bu durumdan utanıyordu. Elbiselerini giyip, saçını da arkadan bağladıktan sonra hızlıca mutfağa gitti. Leyla Teyze hazırlamış olduğu bir tepsi böreği fırına veriyordu;

-        Günaydın, dedi Hevi mahçup bir ifadeyle.

Leyla Teyze gülümseyerek karşılık verdi; 

-        Günaydın keçemın(kızım)!

-        Ben...ben uyumuşum, kusura bakmayın...

-        Veyy, sen buna uyumak diyorsun, haftasonu olurdu, bizim oğlanlar öğlene kadar uyurdu, biz de gençken öyleydik, bakma şimdi yaşlanmışız uyku tutmuyor.

Hevi gülümsedi;

-        Yardım edeyim sana, dedi.

Leyla Teyze'yle birlikte kahvaltı hazırladılar. Cemal Amca da uyanmış, salonda çayını içiyordu. Hep birlikte kahvaltı yapıp, ortalığı topladıktan sonra Cemal Amca ve Leyla Teyze düğün için yer ayarlamak için dışarı çıktılar. Hevi'yi de sıkı sıkı tembihleyip, kapıyı kimseye açmaması gerektiğini söylediler. Sanki evde bıraktıkları küçük bir çocukmuş gibi davranıyorlardı. Evden ayrıldıkları bu iki saatlik süre içerisinde tam üç kez aramışlardı.

Onlar evde yokken Hevi de buzdolabını açıp yemek yapmaya başladı. Yemeklerini hazırlayıp, tencerelerini de ocağın üzerine pişmeleri için bıraktı. Tam oturacağı sırada kapı zilinin çalmasıyla irkildi. Ağır adımlarla kapıya doğru ilerledi. Zil ısrarla çalıyordu. Delikten kim oluğuna baktı. Gelen İbrahim Abi'ydi. Kapıyı açıp açmamak arasında tereddüt etti. Bir süre ne yapacağını düşündükten sonra da açmaya karar verdi. İbrahim Abi kapının açılmasıyla birlikte karşısında Hevi'yi bulunca bir miktar tedirgin oldu. Bakışlarını ondan ayırıp, yere doğrulttu;

-        Annemle babam, onlar yoklar mı, diye sordu, mahçup bir ifadeyle.

Ezgin, utanır gibi bir hali vardı;

-        Yoklar, ama gelirler yarım saate, diye cevapladı Hevi onu.

Ardından kapının kenarına geçip, eliyle içeriyi işaret ederek;

-        Içeri gel Abi, dedi.

İbrahim Abi şaşkınlıkla ona baktı. Kısa süre sonra ayakkabılarını çıkarıp, salona geçti. Birkaç dakika içinde de elinde bir tabakla Hevi geldi. Elindeki tabağı ve çatalı sehpanın üzerine bıraktı;

-        Leyla Teyze, sabah börek yapmış, sizden de bahsetti...iyi ki geldiniz, dedi.

İbrahim Abi hiçbir karşılık vermeden oturuyordu. Aslında sadece oturmuyordu. Bakışları yerde, ayakları toplanmış bir vaziyette, utana sıkıla oturuyordu. Odada huzursuz bir sessizlik vardı. İbrahim Abi sessizliği bozarak;

HEVİ (TAMAMLANDI) #WATTYS2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin