11:''Danger''

1.1K 72 28
                                    

(Rihanna-Diamonds)

Oy  verip, yorum yapanların ellerinden öpüyorum.

İyi okumalar^^

...

Mavi saçlı, esmer çocuk, en yakın arkadaşının bütün gece eve gelmeyip, bir yabancının evinde kalmasının verdiği rahatsızlıkla oflayarak evde gözlerini gezdirmiş, ardından mutfağa ilerleyerek rafta duran sigarasını ve çakmağını alarak küçük balkonlarına çıkmıştı.

Kenarda duran beyaz tabureyi ortaya çekmiş, oturup bacak bacak üstüne atarak bir süre sonbaharın son günlerinin, nadide parlak güneşini izlemişti.

Gözlerini güneşten ayırmadan, elindeki sigara paketinden bir dal çıkartmış ve uykudan yeni uyandığı için şişmiş dudaklarının arasına sıkıştırmıştı. Çakmağıyla dalının ucunu ateşlediğinde derin bir nefesi içine çekip, sigarasını iki parmağının arasına alarak, çektiği nefesi uzunca dışarı vermişti. Bu sırada çekik gözleri kısılmış, şekilli kalem kaşları çatılmıştı. 

Ah, kesinlikle en sevdiği şeylerden birisi, sabah sigarasıydı. 

Bu zehir ne kadar fiziksel olarak ona zarar veriyor olsada, ruhsal olarak onu sakinleştiriyor, dinlendiriyor ve bir an için acılarını dindiriyordu sanki. Acı ve sıcak duman, önce kokusu sebebiyle burnunu, ardından yol aldığı boğazını ve akciğerlerini yakıyor, fiziksel acı, ruhsal acısını unutturup daha iyi hissetmesini sağlıyordu.

Neticede, acıyı acıyla dindirebilirdiniz yalnızca.

Boştaki elini yeni boyattığı mavi saçlarından geçirmiş, siyah şortunun kapatamadığı esmer bacağına rahatça bırakmıştı.

O esnada kapı zili çalmış merakla başını hafifçe içeriye çevirmişti. Arkadaşının geldiğini düşünerek sevinmiş, sigarasını balkon mermerinde duran kristal küllüğe bastırıp söndürmüş ve kalkıp kapıya gitmişti.

Kapıyı açtığında, karşısında arkadaşını görmemenin verdiği hisle içten içe üzülmüş, ancak burnundan soluyarak dikilen yabancıyla kaşları çatılmıştı.

''Kime baktınız?'' diye soran mavi saçlı, karşısındaki adamı incelemişti kısaca. Adam ifadesiz suratıyla bir elini duvara yaslamış ve zaten küçük olan gözlerini kısarak, neredeyse tamamen yok etmişti.

''Jeongguk burada mı?'' ifadesiz yüzüyle eş olarak, ifadesiz sesi ise karşısındaki esmer çocuğu sinirlendirmişti. Gözlerini kısıp adamı tekrar, ama daha ayrıntılı süzmüştü bu sefer.

Kendi tenine nazaran, bembeyaz bir tene sahipti bu adam. Saçları, balyaj sarısı ve düzdü. Gözleri ve burnu küçücüktü. Dudakları şekilli ve gül kurusu bir renge sahipti. Suratı resmen bir kediyi andırıyordu. Boyu ortalama bir uzunluktaydı, fakat kendisine göre kısaydı. Bütün bunlar, mavi saçlıya oldukça şirin gelmişti. Ne kadar adamın duruşu ve aurası korkutucu ve soğuk görünsede.

Bu sebeple, kaşlarını çatmış ve sorusuna geri dönmüştü. 

''Hayır, burada değil.'' hızlıca yanıtlayıp kapıyı kapatacağı sırada beyaz tenli kapıyı tutmuş ve açarak içeriye adımlamıştı.

''Konuşmamız gerek, Taehyung.'' esmer, adını duyması sebebiyle gözlerini büyüttüğünde, adam kapıyı kapatmıştı ardından. 

...

Güne gözlerimi, üstümdeki sıcak, nefes alan ve ağır bedenin varlığıyla açmıştım. Dün gece nasıl uyuduysak o şekil de uyanmıştık. Altında tam olarak ezildiğim için rahatsız kıpırdanmalarım sebebiyle gözleri, uyku mahmuru bir halde hafifçe aralanmıştı. 

ineedyourbody | jikook (Düzenleniyor.)Where stories live. Discover now