8:"The İnitial" [Part 1]

1.6K 83 40
                                    

(WİLLOW- Wait a Minute!)

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar^^

...

Saat akşam sularına ulaşırken hem guruldayan karnım, hem de kollarım arasında nefes alıp veren sıcak bedenle gözlerimi aralama ihtiyacı hissetmiştim. Bir süre yatakta hareketsiz bir şekilde yatarken, tüm olup bitenler adeta bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Yalnızca bir hafta önce barda tanıştığım bir adamla yaptığım bu tuhaf anlaşma ve ona, yine tuhaf bir şekilde bu kadar kısa sürede bağlanmış olduğum gerçeğini düşününce, garipsiyordum. Bu çok- Tanrım, çılgıncaydı!

Sanırım bu biraz ilk görüşte aşk tabiri gibi bir duruma tekabül ediyordu fakat, ona aşık değildim. Bu daha çok kendinize yakın hissettiğiniz bir idole bağlanmak, onun hayranı olmak gibi bir histi. Yaptığı, yaptığım, yaptığımız yanlış gelmiyordu. Tabi diğer bir açıdan bakınca, henüz hiç bir şey yapmamış, hiç bir şey görmemiştim. Ancak yinede, o bana dünyanın en karanlık, en pis işini gösterse bile ben o yola girer ve onu takip ederdim, bu kesinlikle benim yanlışım olmazmış gibi geliyordu. İçim de bir şeyler bunun, benim doğrularım olduğunu ve bunun, yanlış olmadığını söylüyor, ''Hey! Jimin, bu doğru!'' diye, bas bas bağırıyordu.

Ona güvenebileceğimi, küçük bir çocuğun annesine beslediği güven hissi kadar emin bir şekilde biliyordum. Toplumun, inanışlarına ve geleneklerine fazlasıyla aykırıydı onun yolu. Belki de hayatımda gördüğüm en illegal, en farklı insan olduğu için bu kadar ilgi çekici geliyordu bana ve bu sebeple, onu takip etme içgüdüsü oluşuyordu.

Çünkü ben, kayıp yolumu bulmaya çalışıyordum. Evimde hissedebileceğim bir yol istiyordum. Yabancı bir yol fakat, yuva gibi bir yol.

Ona inanıyordum, güveniyordum. Bunca yıl, kendimi kaybetmiş bir şekilde başkalarının istekleri üzerine yaşamıştım. Şimdi ise o, bana özgürlüğe giden yolu gösterirken, onu kaybetmemek için elimden geleni yaparak, ikimizin de aynı yolda ilerleyebilmesi adına çabalayacaktım. Özgürlüğüme kavuşmak için, kendimi, kendi dünyamı bulmak için. Tabi ki bu çabam bana, ekstradan özel bir şey hediye edecekti.

Onu.

En son, kestiğimiz avuçlarımızdaki kanlarımızla yeminlerimizi ettikten sonra ben, ona ilkimi vermiş, ruhumu ve bedenimi şahsına teslim edip, sarılarak uykuya dalmıştım. Yaklaşık olarak iki saatlik uykumuzun ardından ilk uyanan ben olmuştum.

Karnım açtı ve susamıştım fakat, şu an yaptığım şey kesinlikle koca kıçımı kaldırıp karnımı doyurmaktan çok daha ilgi çekici ve güzeldi. Ne mi yapıyordum? O güzel yüzünü ve vücudunun her bir ayrıntısını derinlemesine inceliyordum, tabi ki.

Kasıklarında başlayan başı, üst bedeni boyunca uzanan gövdesi ve boynunda biten kuyruğuyla, bana bakan yılan dövmesi, elimi boylu boyunca üstünde gezdirme isteğimi tetikliyor, ama buna cesaret edemiyordum.

Onun dışında kollarındaki çeşitli desenler, sol göğsünün üstündeki küçük ters haç ve kasıklarında yabancı dilde, italik şekilde yazan yazı ise, iştah açıcıydı. Kalın kalem kaşında takılı piercingi ve aralanmış dudakları, ona dokunmam için beni feci şekilde zorluyordu.

O kadar dalmıştım ki kusursuzluğuna, yüzünü buruşturduğunu bile fark etmemiştim. Hemen ardından gelen hapşırığıyla korkarak yerimde sıçramış ve nefesimi tutmuştum. Gözleri uyku mahmuru bir vaziyette aralanıp direkt olarak gözlerimi bulduğunda, ne yapacağımı bilemeden ona bakmıştım öylece. Onu incelediğimi fark ettiğinden olsa gerek, uykulu halinden hemencecik sıyrılmış, sırıtarak bana daha çok yanaşıp dudaklarıma hızlı bir öpücük bırakmıştı.

ineedyourbody | jikook (Düzenleniyor.)Onde histórias criam vida. Descubra agora