başlarken

50.8K 2.1K 1.7K
                                    

Hellö~
Yeni yepyeni bir kurgu ile karşınızdayım. İsminden ve içeriğinden de anlaşıldığı üzere catboy bir kurgu ama klişe ilerlemeyi düşünmüyorum yani sırf biri kedi insan diye uke olacak değil ya da diğeri seme olmak zorunda da değil. Uke Seme kavramlarını beraber değiştirebiliriz. Sizden ricam beğenmeniz ve yorum bırakmanız.

Birde şuraya başlama tarihinizi alalım~

Güzel ilerlemeyi düşünüyorum, bölümleri hızlı yazmak istiyorum ama umarım yazabilirim.

Beğendiyseniz önerin arkadaşlar okutun djdjdjdj

Ve son olarak hepinize iyi okumalar!

susuluvtata💜





"Dünya nüfusunun yüzde birlik bir kesimini kedi insanlar oluşturuyor. İki türlü varlıklar olarak bilim literatürüne giriş yaptılar. Evet, iki türlü. Istedikleri zaman kedi türüne dönüşebiliyorlar ya da insan olabiliyorlar. Bilimsel olarak nasıl ortaya çıktıklarına dair bir kanıt yok ama evrim sürecinde bir şeylerin ters gittiğini söylemek mümkün. Gerçi böyle bir söylem, evrim teorisine bir darbe oluşturacak çünkü atalarımızın maymunlar olduğu tezi çürüyecek. Eh ben de maymunundan gelmek istemezdim." Kahkahalarla bölündü konuşmam. Bir süre dinleyicilerin sakinleşmesini bekledikten sonra devam ettim. "İşin ciddiyetine dönelim öyleyse. Kedi insanların dünyanın yüzde birlik bir kesimini oluşturduğu aşikâr ama buna rağmen kanunlarımız onları yok saymaya devam ediyor. Hukuken korunmuyorlar. Bir kedi insana zarar vermenin cezası sadece birkaç bin won. Hapis cezası bile değil. Bunun değişmesi gerekiyor. Sırf fazladan bir kuyruğu ve iki kulağı mevcut diye onların insan olduğunu inkâr edemeyiz. Farklı bir muamelede bulunamayız." Önümdeki su dolu bardaktan bir yudum aldım. "Siz genç hukukçuları da bu konuda uyarmak isterim. Dünyada kedi insanları, farklı menfaatler için kullananlar var; seks ticareti gibi. Yahut kedi insanlar arasında kendi yavrularını satmak zorunda kalanlar var. Sizlerden ricam, kanunları değiştirmek ve onlar için de özgür bir yaşam sunmak için çaba harcamanız. Teşekkür ederim. "

Alkışlar eşliğinde kürsüyü terk ettiğimde ne kadar çok yorulduğumu fark etmiştim. Bu konuşma, bu hafta içinde yaptığım dördüncü konuşmaydı ve yarın iki konuşmam daha vardı. Zamanlarını göz önüne alacak olursam yoğun ve koşturmalı bir gün olacaktı ama şimdiden tükenmiştim. Boynumdaki isim kartını çıkarıp çantamın içine attıktan sonra çıkışa yöneldim. Saat akşam beşe geliyordu ve karnımın gürültüsüne bakacak olursam oldukça acıkmıştım. Gün içinde yediğim tek şeyin bir parça kek olduğunu düşünürsek, bu şaşırtıcı bir sonuç değildi.

Arabamı getiren valeye teşekkür edip sürücü kısmında yerimi alırken bir yandan da sevgilimi aramak için telefonu çıkarmıştım. Numarasını tuşlayıp telefonu hoparlöre aldım.

"Jeongguk?" Dördüncü çalışta açmıştı, telefonu.

"Benim. Sen iyi misin? Nefes nefese kalmışsın."

meow, darlin | taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin