°•.16.•°

1.7K 144 4
                                    

"sen çok güzelsin Jimin!" salonun ortasında bağırdı kendi kendine. "her şeyin çok güzel senin."

"öğrendin.
doğum günümün üzerinden bir hafta geçti.
ve sen öğrendin.
sır gibi sakladığım aşkımı öğrendin.

mutlu olmadın.
ama kızmadın da. tepki vermedin.
karşında heyecandan ve korkudan titrerken,
zaman istedin benden.

bunca ay bekledim. sevmedin.
biraz daha zaman versem sevecek misin?

peki.

nasıl öğrendin ki?"

Jungkook hatırladı. onu dolabına not bırakırken görmüş ve saklanmıştı. o gidince de hemen dolabını açıp okumuştu notu.

"haftalar sonra sana tekrar yazmaya cesaret bulabildim.
Sunrae'den ayrıldın.
koşup kollarıma gelmeni beklemiyorum.
ama artık bunun hayalini kurabilirim."

Jungkook notu ezbere biliyordu.
en yakın arkadaşının ona beslediği duyguları sindirememişti ilk başta.
Sunrae ile olduğu gece aklıma geldi.
Jungkook kaçmıştı.
bunu sevmemişti.

o gün sonunda anlamıştı. Jimin'in onu sevmesinde bir terslik olmadığını.
Jungkook kendini anlamak istiyordu. bu yüzden Jimin'den zaman istemişti.

"yanıma aniden gelip, sana aşık olup olmadığımı sorman tuhaftı, itiraf ediyorum.
ben yine korktum.

daha fazlası olsun diye beklerken bütün her şeyi mahvetmekten korktum.
aramızdaki ilişkiyi bitirmenden, benden nefret etmekten korktum.

neden insanlar hemcinsine ilgi duymayı tuhaf bulur, hastalık olarak görürler ki?
bir insanın canını yakmak için yeterli bir sebep değil bu."

why? • kookmin Where stories live. Discover now