"ışığın olacağım Jimin.
gelirsen,
aşkımla parlayacağım senin için."
ıslattığı parmağını sayfayı değiştirmek için kullandı. bu sayfaları okumak canından can alıyordu. daha ikinci sayfada anlamıştı bunu.
"bugün o'nu öptün. yanaktan, ama öptün. nasıl da mutlu oldu. sen de mutluydun. kendimi fazlalık gibi hissettim.
'neden varım bu oyunda ben?' dedim kendi kendime."
"yapma, Jimin!" hayali Jimin'i kafasını eğdi önünde.
hayalinde bile güzeldi ya..
daha önce ona bunu söylememek pişman etmişti şimdi.
"elim istemsizce yanağıma gitti. kıskandım. daha önce düşünmediğim şeyi düşündüm. o'nun yerinde olmayı.
ama ben bir erkektim.
olmazdı ki, sevemezdin beni.
neden? ben sevdim, o neden sevemesin diye düşündüm.
delirdiğimi hissettim o an.
zayıfladığımı da hissettim.
hani o kavga ettiğim çocuk bana şişman demişti ve sen de beni koruyup, o gittikten sonra 'biraz kilo ver' dedin ya.
yapıyorum sanırım.
neden insanlar oldukları gibi sevilmeyi beklerken, karşısındakini sevmek için değişmesini ister ki?"
