Bölüm 10•FARAH'ım

671 86 12
                                    


Medya: Ulaş Aydın

"Araban hangisi" diyen Yağız'ın kucağında huzursuzca kıpırdandım

"Araba ile gelmedim"

yalan söylediğimi anlamaması adına yüzüne bakmadan dudaklarımı birbirime bastırıp zorla gülümsemeye çalışmıştım

"Aptalsın" dedi nefesini sert bir şekilde dışarıya bıraktı " aptal bir yalancısın varol"

Yalanım ortaya çıktığında daha fazla zorlamadan göz devirerek gülümsemiştim

"Tamam arabayla geldim" dedim,kollarımı boynuna daha sıkı dolayıp yüzümü yüzüne yaklaştırdım "ama araba sürebileceğimi sanmıyorum"

Tekrar yalan söylüyordum.bacağımdaki uyuşukluk çoktan geçmişti fakat onun yanında olmak için yalan söylemeye devam ediyordum Ve bunu yaparken içimde bir yerlerde saklanan ve iyi bir adam olduğuna inandığım yağızla konuşmak adına burnuna kadar girmiştim.

"Çenen güzel çalışıyor ama" diye homurdandığında kendi arabasına doğru yürüdü.

"Teşekkürler yağız Karayel" dedim bana cevap vermemekte ısrar ediyordu. Ona inat ben de ısrrla konuşmaya devam ettim "Sana değil" derken işaret parmağımla kalbine doğru bastırdım "buralarda olan daha sevimli daha iyi ve daha az umursamaz olan yağız karayele teşekkür ediyorum" diye eklediğimde bana bakmadan arabasının kapısını açıp. kelimenin tam anlamıyla beni içine fırlatmıştı "Yavaş!" Dediğimde kapıyı tutup içerideki az önce fırlattığı bana keyifle baktı.

"Boş konuşuyorsun" dedi, sert bir şekilde kapıyı kapattığında homurdanarak emniyet kemerimi takmaya çalışıyordum.Hiç beklemeden Şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. Daha sonra Selin ile seni almaya geleceğim arabam diye içimden geçirerek dışarıya doğru öpücük attığımda okuldan çıkmıştık.

"Hep böyle misin" dedim onunla konuşmaya çalışırken "yoksa bana mı alerjin var" kafamı sallayarak saçlarımı savurdum "gri saçlarıma mesela" diye eklediğimde bana bakmadan cevap verdi. Ah yağız Karahan bir gün bana bakmayan o yeşil gözlerini yuvalarından çıkaracaktım ama şu an o cesarete sahip değildim

"Sana özel olan hiçbir şey yok" dedi sakindi. Şu insanı kanser eden sakinliklerdendi bu " ek olarak da griden nefret ederim" demesiyle  elimi istemsiz olarak saçlarıma götürdüm. bence güzellerdi. Dudaklarının arasına sigarasını yerleştirdiğinde hafif sinirli bir şekilde ellerini üzerinde gezdirerek çakmağını aramaya başlamıştı.

"Neden sana yaklaşmama izin vermiyorsun" dedim,  ağzımdan istemim dışında çıkan soru sonunda yanında duran çakmağını ona doğru uzattım. Eline almıyor sigarasını yakmam için bana doğru yaklaşıyordu ben de ona yaklaşıp elimle siper ederek sigarasını yaktım. İçine çektiği dumanı dışarıya üflerken sigarasını parmaklarının arasına almıştı

"Neden bana yaklaşmaya çalışıyorsun" dedi, soruma soru ile karşılık vererek nadir yaptığı bir şey olan yüzüme bakma eylemini gerçekleştirmişti

" bunun pek bir önemi yok" dedim, bakışlarını benden çekip yola odaklandı.

" bana yakın olmanın da pek bir gereği yok" dedi. susmamı istercesine kaşlarını çatıp yolu izliyordu.

"Hey yağız!" Dedim bağırarak. Sinirli bir şekilde bana döndüğünde gülümseyerek çenesine götürdüğüm elimle tekrar yola bakmasını sağladım "Sana konuşmuyorum"  diye ekledim elimi tekrar kalbine götürdüm. "Sen yolu izle benim derdim buradakiyle"sabır dilercesine gülümsemişti. "Neden dışarıdaki yağız böyle?" Dedim tekrar kalbine doğru kafamı sündürdüm " hımm anlıyorum..." deyip sahte bir ciddiyetle kafamı salladım. " Sevecen olmanın güçsüzlük olduğunu düşündüğü için senin etrafına duvarlar örmüş" dediğimde elimi sallayıp ufak bir kahkaha attım "hiç merak etme yıkacağım ben o duvarı" derken kafamı üç parmağını kullanarak itti

AŞKIN GRİ HALİ  Where stories live. Discover now