Ejderden inip İki Yakalara doğru yürümeye başlayalı nerdeyse üç saat olmuştu ve kesintisiz ilerliyorlardı. Neşe yorgunlukla silahını  diğer eline aldı ve elinin tersiyle alnında biriken terleri sildi.

"Biraz oturup dinlenelim çok yoruldum!"

Nur da yorgunlukla kızı başıyla onaylasa da Çağan hiç oralı olmadı.

"Ne dinlenmesi daha yola yeni konulduk sayılır. Bulundumuz bölge riskli dayanın biraz."

Kızların adım atacak halleri kalmamıştı. Nur'un bacağındaki yara tam iyileşmediğini hatırlatırcasına sızlıyordu. Sessizce kayaların birine dayanıp ikiliyi izlemeye başladı.

Neşe gözlerini kısmış karşısındaki adama başını kaldırarak bakıyordu.

"Noldu komando korktun mu? Bizim bi adım atacak halimiz yok. Nur yarasını çok zorladı. Sen gidersen git!"

Çağan kıza kaşlarını kaldırarak baksa da gözleri kayaya dayanmış bacağını tutan komiseri bulunca başını salladı.

"İyi tamam ama fazla durmayalım tehlikeli burası."

Nur ikilinin atışmalarına gülse mi bacağındaki ağrıyla sızlansa mi bilemiyordu. Olduğu yere yavaşça çökerken Neşe endişeyle yanına gelmişti.

################################

Mola vermelerinin üstünden iki saat geçmişti ve Neşe artık sırtındaki çantayı bile taşımakta zorlanıyordu. Nur kızın halini farkedince önden ilerleyen Çağan'a seslendi.

"Çağan Neşe'nin çantasını sen alsana biraz."

Neşe arkadaşına minnetle bakarak çantayı çıkarmaya koyulduğu sırada Çağan dönüp sırıttı.

"Ne çantası? Siz ona çanta mi diyordunuz?  Ben sırtımda her gün 40 kiloyla kilometrelerce yürüyorum. Sesim çıkıyor mu?"

Neşe adamın dediklerine sinir olmuştu.

"Aman istemez be!"

Öfkeyle tekrar çantasını sırtına takacakken Çağan bir iki adımda kıza ulaşıp çantayı tuttu.

"Ver ver. Madem çıkardın..."

"Hayır sana vermek için çıkarmadım.
Nur şunu bi tutar mısın suyumu alıcam."

Çağan'ın yüz ifadesinden inanmadığı belliydi. Omuzlarını silkti.

"Sen bilirsin. Çok da meraklı değilim çantanı taşımaya."

Neşe suyunu alıp çantayı Nur'a verdiğinde Komiser birden bağırdı.

"Çağan?"

Çağan ona döndüğü an kız çantayı adama fırlattı. Çağan çantayı yakalayıp sırtına taktığında şaşkınlıkla komiserine bakan kıza döndü.

"Alt tarafı birkaç gün kalacaksın kızım. Ne doldurdun bu kadar?"

################################

Mert bütün gün askerler ve polis timiyle karakolun yıkılan yerlerini tamir edip boyamayla uğraşmışlardı. Bu iş kafasını dağıtsa da aklı hala Çağan ve Nurdaydı... Hava kararmıştı çoktan. Ne zaman geleceklerdi? Tam o sırada sesini duymuş gibi telsizden Çağan'ın sesi duyuldu.

"On dakika sonra karakola girecez komutanım. Üç kişiyiz."

Mert kaşlarını çattı. Üçüncü kişi kimdi? Ve bunlar neden yürüyerek geliyorlardı. Başını gökyüzüne kaldırdığında şiddetli rüzgarların helikoptere izin vermeyeceğini anladı.

TEĞMENİMWhere stories live. Discover now