İnsanlığımızı bitiren duygu

21 1 0
                                    

İnsanlar.. Bir birine bir türlü uyum sağlayamayan en belirgin varlıklar.. Kimi zaman kıskançlıklarında, kimi zamansa dengesizliklerinde boğulurlar. 

- Neden böyleyiz? Neden sürekli barıştan kaçıyoruz? Neden sürekli trajedi, umutsuzluk, zorluklar?

Farkettiyseniz hatalı olan hep bizleriz. Tabiiki farketmediniz. Çünkü farketmiş olsaydınız dünya daha güzel bir yer haline gelirdi. Farketmiş olsaydınız değer vermeyi becerir, anlamayı, dinlemeyi, asla yanıltmamayı bilirdiniz. Sürekli beğenilmek için başka birisi olmaya çabalamak yerine, sahip olduğunuz asıl kişiliğinizle daha samimi ilişkiler kurabilirdiniz.  Karşınızdaki insanın güvenini, size olan hayranlığını tek çırpıda yıkmak yerine sımsıkı sarılır, kendinize hergün daha fazla hayran bırakırdınız eylemlerinizle. Sevgiyi beraber yaşar, üzüntüyü beraber paylaşır, zorluklarla beraber başa çıkardınız. Gereksiz kıskançlıklar yerine gerekli anlayış gösterir, karşınızdaki insanın rahatsız olmaması için daha duyarlı olurdunuz. Şayet kıskançlık benliğimizi, hayallerimizi, mutluluğumuzu, umutlarımızı yıkan en büyük etkendir. Çok gereksizdir aslında. 

 Bir insan neden kıskanırki?

Bu sorunun bana göre cevabı "Ego". Egomuz sürekli değer verdiğimiz insanları diğerleriyle paylaşamamıza neden oluyor. Bir çoğumuz bunun farkındayız aslında fakat kabul etmeyerek belirli cümleler kuruyoruz. Karşımızdakini kırarak, inciterek, duygularını hiçe sayarak. İçimizi kıskançlıktan doğan öfke bürür, daha sonraysa gözümüz döner ve hiç olmadık birine dönüşürüz. 

- Ne gerek var? Ne için tüm bu kargaşa?

Elbette bir hiç uğruna. Egosunu yenemeyen insan her daim kaybeder. En fazla da empati kuramaz hale gelir, doğruyla yanlışı ayırt edemez ve nihayetinde bir gün yapayalnız kalır. Mutsuzluğuyla baş başa  boş bir hayatın içine hapsolur. 

Kıskançlık böyle bir lanet işte. Güvenmek varken, karşımızdaki insana huzur vermek varken herşeyi mahvederiz. Her insanın içinde iyilik vardır. Fakat kimisi derine gömmüştür, kimisi ona sımsıkı sarılmıştır. 

Örneğin çok güzel başlayan ilişki bir gün tüm sevgi ve saygısını kaybeder. Amaçsızlıktan doğan kıskançlıkla hüsrana uğrar. Zamana bıraktıkça külleri bile kalmaz geriye. 

Kıskançlığın bir diğer nedeni de "Aldatılma Korkusu"dur. Özgüven eksikliği ve karşındaki insanı tam olarak benimseyemediğimiz zaman oluşan korku. Kimi zaman yanlış insanların denk gelmesi yüzünden, kimi zamansa bizim yanlış insan olarak hayatımızı sürdürmeye çalışmamız sonucu oluşan korku. 

Güvenmek varken, korkumuza yenik düşerek iyi insanları kaybediyoruz. Hayatımız kuşku ve kaygıyla dolup taşarken, iyiler kalbimizden uçup gidiyor. Bir insanı kıskanarak ona olmadık laflar ediyor, onun bize olan samimiyetini de elimizin tersiyle itiyoruz. Biz böyle kaybediyoruz işte. Tam da böyle yokuşa sürüklüyoruz dünyamızı. Dünyamıza var olan sevgiyi..

Size tüm samimiyetiyle gelen insanları asla yanıtmayın. Güvenin ve güvenerek huzur verin. Huzur verdiğiniz zaman daha fazla huzurlu hissedecek ve her gününüzü birer güzel anı haline getireceksiniz. Aksi takdirde yalnızlık kapınızda bekliyor olacak..

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 15, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Peki ya umudun rengi?Where stories live. Discover now