Ruhumuzun Derinlerinde Bir Yerlerde Saklı Olan Gerçek Aile Duygusu

29 4 1
                                    

Aile... Ne kadar güzel bir kelime o öyle. Peki aile tam olarak nedir? Ne işe yarar? Öylesine bir süs kelimesi mi yoksa her harfinde sonsuz anlam taşıyan duygu parçası mı? Anne, baba ve evlatlardan oluşan küçük bir yuva mı? Ve ya aralarında kan bağı olan kesler mi?

Bence bu kelimenin kendisi bile çok farklı bir anlam taşır özünde. Aile hissetmektir. Ne kan bağı, ne de başka bir etken olmadan. Karşılıksız, sebepsiz hissetmek, hissettikçe yaşamak her zerresini. Severek, tüm kalbini vererek hem de. Zor anında sığınabileceğin bir yuva, mutluyken koşup zıplaya bileceğin bir oyun parkı gibi...

Gerçekliğini yitirmeye çok müsait kelimelerdendir aile kelimesi de ne yazık ki. Her insan koruyamıyor, sarıp sarmalayamıyor, sahip çıkamıyor bu ad altında tanıdığı kişilere. Kan bağının, alın yazısıyla birlikte oluşturduğu bir zorunluluk diye algılıyor kimileri. "Mecburum uğruna, sonuçta onlar benim ailem."

Zorunluluğun,  mecburiyetin geçerli olduğu yaşantılarda aile yoktur, aile kılıklı topluluklar vardır. Aralarında kan bağı olan kimseler vardır. Fakat aile kesinlikle yoktur. Karşındakini birer zorunluluk olarak görüyorsan ve kendini ona bağlanmaya mecbur kılıyorsan, çok geçmeden varlığını yitirir zorunlu duyguların. Duygular özgürlüğe muhtaçtır çünki. Her ne kadar kapana kıstırmaya çalışsak bile dönüp-dönüp özgürlüğüne doğru koşacaktır.

"Aile" kelimesindeki her bir harfin de kendine özgü anlamları vardır. "A-Affetmek", "İ- İnanmak""L-Lütuf", "E- Eşitlik". Evet, aile affetmeyi becerebilenlerin, bir-birine sonsuz inançla bağlı olanların, ailesini oluşturan her bireye eşit davranmaya gönül verenlerin ruhlarına mühürlenmiş lütufdur. Ailenin var olduğu yerde kırgınlığa, umutsuzluğa, mutsuzluğa, göz yaşlarına yer olmamalıdır aslında. Gerçek bir sevginin hüküm sürmesi, hepimizin bir -birimize ruhumuzun en derinlerine gömülü olan en saf duygularla bağlanmamız gerekir. Gerekir fakat nafile işte. Bazı kelimelerin de yetersiz kalabildiği durumlar mevcuttur maalesef. Umudu kaybetmemek gerekir kimi zaman. Tüm diğer duygular gibi aile kelimesinde birikmiş olan duygular da bir avuç umuda muhtaçdır çünki. Tek bir umut belki de onları yeniden canlandırmaya yeterli olur. Fakat tek bir parçası bile zar-zor bulunurken, varlığını yitirmeye doğru uzanan duygularımız ne yapabilir ki?

Belki de aile görünümlü yaşantıların derinlerinde bir yerlerde hala küçücük bir umut parçasına sarılmış bizleri bekleyen gerçek duygular yaşama tutunmaya çalışıyordur.

"İçimizdeki duyguları sorgulamaya zaman ayıralım. Kim bilir, belki aşırı sevgi ile dolup taşan birer ruha sahibizdir. Belki de umudunu kaybetmeye meyilli ruhsuzluğun yolcularıyızdır."

Peki ya umudun rengi?Where stories live. Discover now