Gölgede Bıraktığım Ben

6 1 0
                                    

Seneler oldu, diyebiliriz. Ya da aylar mı oldu, acaba? Uzun bir süre geçtiği kesin. Bu, kastettiğim süreç ne mi peki? Bu başlığı en son oluşturduğumdan bugüne geçen süreç...

Gerçek anlamıyla gölgede bıraktığım bir ben olmuş, özetle bir hikaye diyelim buna. Gerçek benliğime ihanet ettiğim günden bugüne, sanki hiçbir şeyden zevk alamıyorum. Belki de ihanetimin bedelini ödüyorum bir şekilde. Sonuçta yaşadığımız dünya da bedel ödetmeye meraklı değil mi? Aldığın her nefesin, verdiğin her kararın, attığın her adımın bir bedeli var aslında. Karşılığında senden alınacak şeyler muhakkak kapını çalıyordur.

Düşüncelerim karalamaya benziyor. Sadece şu anda bu yazıyı yazarken değil, çok ama çok uzun bir süredir. O kadar uzun bir süreçten bahsediyorum ki, ben bile sürecin sahteliğinde kaybolmuş hissediyorum. Gerçek ve sahte arasını ayırt edemeyecek kadar sahteleştim. Dolu dolu geçecek günlerin anlamını boş bir umutsuzluğa bıraktım. Bir arkadaşım çok güzel bir şey dedi bana. 

"Bahane üretiyorsun."

Evet, bahane üretiyorum. Kendime olan kızgınlığım, öfkem, savaşım ağır basıyor. Suçlayabileceğim tek şey üreteceğim anlamsız bahanelerim. Şu anda tutunduğum tek şey sanırım bahanelerim. Aslında bahane üretirken bile, bahane üretiyorum.

Çok mu çelişkili bir cümle oldu?

"Eskiden, bir zamanlar, gençken, çocukken" gibi kelimelerin anlamını hiç sorguladınız mı? Neden çaresizken hep bir geçmişe yolculuk etme isteği duyuyoruz?

"Aslında bir zamanlar böyleydim. Belki yine başarabilirim. Sonuçta o kişi de ben değil miydim?" 

Tüm olay da tam olarak bu. Bu düşünce bizi sürekli geçmişe itip duruyor. Bir insan mutluyken neden geçmişteki kötü anılarını bu kadar sık hatırlamıyor peki? Tamamen çaresizlik. 

Sanırım yazdıkca düşüncelerim şekillenmeye başladı. 

"Gölgede bıraktığım ben" - derken neyi kastettiğimi düşünüp duruyordum hep. Bunun cevabı basitmiş. 

"Çaresizliğim."

Karanlığa ittiğim benliğimin yerine çaresizliğim geçmiş. O kadar uzun bir süre boş kalmış ki yeri, kendiliğinden dolmaya karar vermiş. Gerçi hissettiğim tek duygu "Çaresizlik" iken çok fazla şaşırmıyorum duruma. Tabii bir nebze de öfke ekleyebiliriz. 

Yanlış anlaşılmasın, öfkem tamamen kendime.

Sanırım bir süre daha yalnız kalmam gerekecek. Vereceğim karar belki de gölgede bıraktığım benliğime kendimi affettirme şansı yaratır. 


Peki siz hiç kendi benliğinize ihanet ettiniz mi? Ya da ettiğinizi düşündüğünüz oldu mu? Bunun yükünü duygularınıza saklayıp kalbinizin en boş odasında toz tutmaya bıraktınız mı?

Peki ya umudun rengi?Where stories live. Discover now