0.5

6.2K 658 530
                                    

Yere saçılmış yastıklar, büyük bir şaşkınlıkla kapının önünde duran iki genç ve her şeyden habersiz bir şekilde uyumaya devam eden bir başka iki genç.

"Hehe..." Jungkook keyifle elindeki telefonla ikisinin fotoğrafını çekiyordu.

"Jungkook!" Taehyung sessizce Jungkook'un elinden telefonu aldı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

"Jimin'e karşı koz topluyorum hayatım, asıl sen ne yapıyorsun? Az önce o kadar bağırdık ama bu iki gerizekâlı da bir türlü uyanmadı. O yüzden sessizce konuşmana gerek yok yani." Telefonu geri aldığında birkaç fotoğraf daha çekmiş, ardından cebine koymuştu.

"Derse az kaldı. Artık uyandıralım şunları. Yoksa Jimin beni öldürür."

"İkisi de tam bir yalancı." Jungkook sevgilisini hala uyumakta olan ikilinin yanına ilerlerken konuştu. "Birbirlerinden nefret eden iki insan hiç böyle uyur mu?"

"Haklısın ama Jimin deli yatıyor biraz da."

Jungkook kıkırdadı. "Baya delice yatıyormuş doğrusu."

"Pişt Jimin! Uyansana lan! Derse geç kalacaksın!" Taehyung yavaşça arkadaşının omzunu sarsmaya başladı. "Dostum cidden de çok yanlış sularda yüzüyorsun..."

"Ne var be..." Jimin yavaşça ve huysuzca gözlerini araladı. "Uykum var görmüyor musun?" Gözlerini tekrar kapatarak altındaki bedene iyice sarılırken kaşları çatıldı. "Bu ne la-LAN MİN SAPIK YOONGİ! YATAĞIMDA NE İŞİN VAR SENİN APTAL HERİF?!" Jimin altında gördüğü Yoongi ile anında yatağın diğer tarafına kaymış ve sinirle tekme atarak beyaz olanı yataktan yere düşürmüştü. "Seni iğrenç yaratık! Demek benden yararlanırsın ha?! Tabii buldun iyi niyetli, saf beni! Keşke yardım etmeseydim de kan kaybından geberseydin be!"

Yoongi ise uyku sersemi bir halde düştüğü yerden kalktı ve sabah sabah yaşadığı bu gürültülü dakikaların nedenini sorguladı bir süre. "Ne bağırıyorsun sabah sabah Jimin?"

"Aptala bak ya! Alo~ duymuyor musun lan beni Min Yoongi! Sen diyorum, gece benden faydalanamışsın diyorum!"

Beyaz olanın tek kaşı havaya kalkarken alayla konuştu. "Senden mi?" İşaret parmağını kendine doğrulttu. "Ben mi? Min Yoongi yani ben, Park Jimin'den faydalandım, ha? Senden faydalanabileceğim herhangi bir yanım yok Park. Boşuna hayal kurup durma." Hangi ara çıkarttığını bilmediği ceketini yerden aldı ve kapıya doğru ilerledi. "Görüşmemek üzere, Omega."

"İnsan en azından bir teşekkür eder gerizekâlı!"

Yoongi başını Jimin'e çevirerek öpücük gönderdi ve göz kırparak konuştu. "Teşekkürler bebeğim, bunun karşılığını babacığın sana verecek, merak etme."

"Aish! Bu çocuktan nefret ediyorum!" Jimin sinirle yatakta tepinmeye başladı. "Şimdi sinirden ağlayacağım!"

"Sinirden değil de, Bayan Lee'nin dersine geç kalıp da alacağın ceza yüzünden ağlamaya ne dersin?"

Jimin'in bakışları komodinin üzerindeki küçük saate kaydı. "Siktir! Neden daha önce uyandırmadınız beni gerzekler?!"

~

Park Jimin tüm şanssızlığına şu an küfrediyordu.

Neden mi?

Çünkü ikisi de derse geç kalmışlardı ve bilin bakalım bunu karşılığı ne olmuştu?

Okul kütüphanesini temizleme cezası...

''Hepsi senin yüzünden.'' dedi pembe saçlı sinirle. ''Keşke seni orada ölüme terk etseydim de kan kaybından geberseydin!''

Real Boss | Yoonmin ✔Onde histórias criam vida. Descubra agora