0.2

7.1K 672 543
                                    

Aynanın karşısında yeni saçlarıyla kendisini inceliyordu. "Yalnız Jimin, Jungkook'la sevgili olmasam sana kayardım." Dedikten sonra odada Jungkook'un olduğu aklına gelince gergince gülümsedi ve sevgilisine döndü.

Jungkook tek kaşını sorgular bir biçimde kaldırmış, esmer olana bakıyordu. "Demek öyle Taehyung?"

"Yok sevgilim ben öyle demek istemedim-"

"Of gerizekâlı Jungkook...sanki Taehyung'un ciddi olmadığını bilmiyormuş gibi konuşuyorsun ya! Ben sana daha ne diyeyim?" Jimin bıkkınca aynada olan bakışlarını çekerek, onlara dönmüştü. "Ee, sen söyle bakalım, nasıl olmuşum?"

Jungkook elini çenesine koyarak düşünceli bir şekilde mırıldandı. "Hm..." Jimin'i inceledi kısa bir süre. "Aynı bokun pembesi işte." Alayla konuşmasını bitirmesi üzerine Jimin gözlerini devirdi.

"Çok komik gerizekâlı..." Yan tarafta bulunan sandalyeyi alarak ters bir şekilde oturdu. "Ee, Taehyung...dediğini yaptım yapmasına da, şimdi ne yapacağım ben?"

"Hm...Bildiğim kadarıyla," Elindeki deftere gitti bakışları. "Şu an Min Yoongi'nin basketbol antremanı var ve saat 14.00'da bitiyor."

Arkadaşının verdiği bilgiyle bakışları bileğindeki siyah saati buldu.

13.56

Jimin'in gözleri yerinden çıkacakmış gibi olurken aceleyle konuştu. "Dört dakika var!"

"Oha, doğru! Kalk kalk!" Taehyung hızla yerinden kalkarak arkadaşının kolunu çekiştirmeye başladı. "Antremandan sonra eve gidecekti!"

"Sana inanamıyorum!" Jimin hayretle esmer olanın kendisini çekiştirmesine izin vermişti. "Taehyung sen beni bazen cidden korkuyorsun..." dedi bakışları Jungkook'a kayarken. "Hey gerize-Jungkook?" Beyaz olanın bakışlarını farkedince duraksayarak ona seslenmişti.

"Hey Kook, iyi misin?" Taehyung arkadaşının elini bırakarak sevgilisinin yanına ilerledi. "Bir şey mi oldu?"

"Ha?" Jungkook irkilerek esmer olana döndü. "Efendim?"

"Bir şey mi oldu diyorum?"

Jungkook aniden Taehyung'un dolgun dudaklarına kendi pembeliklerini bastırdı. Bu durum o hariç diğerlerini oldukça şaşırtırken geri çekildi ve kocaman gülümsedi karşısında yanakları çoktan kızaran sevgilisine.

"Sadece düşünüyordum," dedi alımlarını birbirine yasladığında. "Nasıl bu kadar harika bir erkekle sevgiliyim diye? Her şeyinle o kadar mükemmel bir varlıksın ki sen Kim Taehyung...Yemin ederim aklımı kaçırmama neden oluyorsun, yemin ederim."

"Kook..."

"Sizin işiniz sabaha kadar sürer kesin..." Jimin sessizce mırıldandı. "Etrafı fazla dağıtmayın, ben bu gece Taehyung'un odasındayım!" Bir cevap gelmeyince gözlerini devirerek çıktı odadan.

Boş koridorda ilerlerken derin bir çekti.

Ne kadar ikisine de kızsa, onlara imreniyordu. İlişkilerine imreniyordu.

Jungkook sürekli işin başka tarafındaymış gibi görünüyor olabilirdi ancak, kesinlikle öyle değildi. Taehyung'a her şeyden çok değer veriyordu. Kendisinden çok değer veriyordu.

Bir Omega olduğu için Jungkook asla onu küçümsemiyor, aşağılamıyordu. Aksine, onu o kadar çok seviyordu ki, dokunmaya bile kıyamıyordu.

Merdivenlerden üç kat aşağı indiğinde yurdun çıkış kapısından dışarı çıkmıştı.

Bahçeye çıktığında derin bir nefes alıp verdi. Gözleri etrafı tarıyor, beyaz tenliyi arıyordu.

"Ben neden bunu seçtim ki..."

Real Boss | Yoonmin ✔Where stories live. Discover now