Tabağı yicek utanmasa,birde yalan söylüyor  sevmem diye küçük şeytan.

Böyle çorba yapmayı nerden öğrenmişti acaba ve benim için yapmıştı. Daha  önce kime yaptı kim bilir ? Içimde oluşan hırsa yenik düşüp " Çok güzel olmuş böyle yapmayı nerden öğrendin?" Diyerek ona baktığımda sorumu beklermiş gibi " Öğrenmedim." Dedi kısa keserek. Iyi de öğrenmese nasil yapacak?  " ozaman nasil bu kadar güzel oldu annen mi dedi?" Diye sorduğumda ondan cikicak cevabı bekliyordum. Ama sessiz kalıp maç izlemeye devam etti salak. " Anladım. Kime yaptıysan daha önce aklinda kalmış ozaman eline sağlık." Diyerek içimde oluşan garip hisle ayağa kalktım. Bananeydi ki kime yaptıysa yaptı.  Ayağımı yere sürte sürte bir zamanlar mutfak olan yere girip tepsiyi yemek masasına bıraktım.  Arkamı dönmemle sert bir göğüse çarpmakla burnumun sızlaması bir oldu. Hayır yani neden bir insan taş gibi kas yapar ki burnum kırılıyordu neredeyse. Uraza hiç bakmayıp geri çekilmek istedim. Nedense ona kızmıştım ister istemez içimde oluşan duygu salak gibi moralimi bozmuştu. Uraz'a bakıp cansız çıkan sesimle " çekilir misin yatmak istiyorum " dedim. Zoraki bir gülümsemeyle zorladım kendimi. Oysa bana anlamadigim şekilde bakıyordu ifadesiz.

Kıskandı mı o yoksa ?

Uraz bir tabak alıp çorba koyduğunda onu izlemeyi bırakıp yanından geçip giderken kolumdan tutulmamla içeriye sürüklenmem bir oldu. Ulan hastayım ben hasta. Beni koltuğa itip oturduğunda ona mal gibi bakıyordum oysa tepsiyi kucağıma koyup " ye ve hepsi biticek!" Uyarı dolu sesiyle naptigini anlamaya çalışarak ona baktim. Ne bu ilgi gösterileri anlamıyorum. Tepsiyi kucağımdan alıp " yemek istemiyorum." Diyerek ona baktım. Bakmaz olaydım gözlerinden ateş çıksa beni şuan burda yakardı kesin. Söylediğim şeyle pişman olurken gözlerimi kaçırıp ayağa kalkmaya çalıştım ama müsade etmeyip " sabrımı zorlama ye şunu" diyerek beni koltuğa çiviledi resmen. Nedense bu çorbayı yemek istemiyordum. Ama el mahkum uraz bey ve emirleri anlaşma olsa da olmasa da  bu çorbayı tabakla mideme sokardı benim dimi?

Çorbayı bitirdiğimde doyduğumu hissederek başımı kaldırdığımda urazın koyulaşan iki çift siyah gözleriyle karşılaştım. Niye bana öyle bakıyordu ki?

"Noldu?" Diye sordum ilgili bir sesle. Bileğimden tuttuğunda bana yaklaştığın  da  kalbimin çarpması bir oldu. Gözlerini gözlerimden ayırıp iyice yüzüme yaklaştığında nefes almayı unuttum. Ilık nefesi yüzüme vururken heyecanım, korkum kat ve kat arttı. Sağ elini kaldırıp dudak kenarıma koyduğunda parmağıyla okşadı. Çorba bulaşmıştı kesin. Ne biçim yemek yiyorum ben ya. Hasta olmak böyle birşey işte. Uraz elini indirip kulağıma yaklaşıp burnunu boynuma sürttügünde transa geçmiştim. " ilk defa sana yaptım. Şimdi git mutfağı temizle tam bir saatin var ufaklık " kulağıma ağır ağır fısıltıyla söylediği şeylerle geri çekilip yanımdan kalkıp gitti. Onun gitmesiyle derin bir nefes alıp kendimi koltuğa attım. O neydi öyle be bu kadar yakınıma girmemeli yani olmaz ki ama dimi. Ah ne saçmalıyorum ben ki.

Durr!

O ne dedi?  Sana yaptım dedi. Ilk Defa dedi. Aklıma gelen şeyle iyice koltuğa yayılıp sırıttım. Uraz Yıldırım ilk defa ve benim için çorba yaptı inanılır gibi değil.  Onun gibi birinin çorba yapması heleki bana,buna şaşırmaktan başka tepki veremedim. Elife dedigimde yüzünün şekli ne olur kim bilir?

Bir dakika o en son birşey daha  dedi ' mutfağı temizle bir saat içinde ' offf nasıl olur ya bir insan bu kadar kötü olmamalı ama resmen kötü kaynanaları aratmıyor bana. Zaten ondan iyilik beklemek de ne bilim herşeyi karşılıklı yapar. Hastayım diye çorba yapan adam hasta insana mutfağı temizle bir saat içinde diyor. El insaf be öküz.

" Sevgili kölem Halâ neyi bekliyorsun sen?"

Urazın imali sesiyle yerimden korkuyla fırlayıp  ayağa kalktım." Ben senin kölen değilim!" Diye söylediğimde sinirle ona baktım."Diyorsun." Tek kaşını uyarır gibi kaldırdığında zoraki gülümseyip " ben mutfağı temizlesem iyi olur evet." Diyerek hızla mutfağa girdim.

BEŞİK KERTMESİOnde histórias criam vida. Descubra agora