BENİMLE YANIYORSUN

4.5K 187 14
                                    

Merhaba Beşikkertme okuyucularım. ??

Mutlimedya Derin &Uraz İyi okumalar canlarım

Her insanın hayatında bir dönüm noktası olur. Ama benim yoktu hep acı içindeydim. Ondan ne kadar uzaklaştıysam her seferinde burun buruna geldik. Katlanamıyorum artık hiçbirşeye.

Nefesimi düzene sokup girdiğim ara sokakta bir duvarın dibine çöküp gözlerimi sımsıkı kapattım. İki kol birden boynuma sarılınca Elif'in "tamam geçti ağlama lütfen " deyişini duydum. Gözlerimi açıp bende sıkıca ona sarıldım buna ihtiyacım vardı şuan. Bebek gibi ağlamaktan başka birsey gelmiyordu elimden. Burnumu çekip " iyiyim sadece eve gitmek istiyorum elif " diyerek mahçupca ona baktım. Beni yavaşça kaldırıp " bende geliğim seninle kanka " dediğinde bunu ne kadar çok istesemde ben Uraz'la evliydim evde onu görürse elif'in tepkisini geçtim uraz beni komalık ederdi buna eminim. Başımı hayır anlamında sallayıp bana anlıyorum bakışlarını attı. Daha sonra taksi çevirip "eve gidince ara beni " demesiyle başımı sallayıp arabaya bindiğimde adresi verip başımı cama yasladım..

O günün üstünden iki gün geçmişti ve o günden beri Uraz'ı görmeyerek iyi hissediyordum. Ona gerçektende bulaşmayı bırak gözükmek bile istemiyorum. Kesinlikle çok tehlikeli, ne bok yaptığı belli olmuyor bir iyi bir kötü.

Odanın içini telefonumun melodisi doldururken ekrana baktığımda şaşırmıştım. Uraz'ın annesi yani sevgi teyze arıyordu! İyi de neden? İç sesim 'açma' diyordu. Ama ısrarla arıyordu sabahın köründe. Aman ne olcak ki aç gitsin.

Kendime yeterince cesaret veridiğimi düşünüp arama tuşunu kaydırıp telefonu tereddütle kulağıma dayadım. " sevgi teyze " dedim sorarcasına. Neşeli sesiyle " korkma kızım iyileştin mi iyice nasılsın iyimisin " sorusuyla gözlerim doldu. Belki benimde annem yaşasaydı beni merak edip arardı dimi? "Derin kızım " kendime gelip çatallaşan ses tonumla " iyiyim sevgi teyze hiçbirşeyim yok sen nasılsın bir sorun mu var? " diyerek merakla cevap vermesini bekledim. "Yok kızım bu akşam size yemeğe gelmeye karar verdik mert amcanla zaten onunda uraz'la konuşcakları var bizde seninle konuşuruz"dedi. Ben transa geçmiş şekilde 'ha' die mırıldandım. Mertmıydı babasının ismi peki onu geçtim ben napıcaktım şimdi uraz'da yok " akşam görüşürüz kızım uraz gelip bizi alıcak " diyerek telefonu kapattı. Demek beyefendinin herşeyden haberi vardı gerizekali ne olucak. Gözlerimi devirip napıcağımı düşünerek banyoya yöneldim...

Aradan saatler geçmiş çoktan yemekleri yapıp masayı hazırlamıştım. Evet yemek yapabiliyordum. Sıra bana gelmişti hazırlanmam lazımdı Ne kadar istemesemde. Odaya giridiğimde telefonumun çaldığını gördüm duymamıştım çünkü sessiz değdi hemen alıp arayana baktım, URAZ!!

Bir an korku bedenime yayıldı. Açsam mı ama açmazsam bu yirminci arayışı olurdu ve beni keser köpeklere verirdi bunu yapardı o mal. Canıma susamadıysam açmalıydım. Lanetler ederek ekranı kaydırdım. " SEN BİTTİN" diyerek kükredi. Cevap vermeye korkup sessiz kaldım. Boğa gibi nefes alıp veriyordu. " telefonlarımı açmamak he bunun cezasını ödeyeceksin bu akşam. Şimdi hemen beş dakika içinde hazır ol ve evli mutlu çiftmişiz gibi davran yoksa seni kimse elimden alamaz ufaklık anladın mı hazırlan! " kükremesiyle kanım donarken telefonu yüzüme kapattı. Nefesimi bile kesti konuşmasıyla. Gerçekten de merhmetsizin tekiydi ama unutuyordu onun kölesi değildim bu emrini yerine getirmemek için direnirdim ama savaş amca aklıma gelince bu düşüncemden Vazgeçtim. Oğlu böyleyse o nasıldı kim bilir....

İstemediğiniz birşeyi yapmaya zorlandığınızda o hissi bilir misiniz? Hemde acı çekerek. İşte bende tam şuan yine öyleyim. Aynadan kendime baktım. Hazırdım işte. İçimdeki karanlığı dışıma yansıtıp siyah parçalar kullandım. Kısa kalem etek , Staplez kesim üstüyle vücuduma yapışmıştı elbise. Boynumada küçük taşlı siyah kolye takip saçlarımı toplayıp kırmızı rujumu allığımı ve göz makyajımıda siyah tonlarda kullanarak hazırdım. Kendime erkek gözüyle baktığımda nefes kesiyordum bence çünkü ben bile şaşırdım bu halime ama hepsi bir acı oyundan ibaretti....

Kapı zilinin çalmasıyla aynadan bakışlarımı çekip aşağıya indim. Kapıyı açmaya onunla yüzleşmeye korkuyordum buna cesaret edemiyordum. Korkarak ve zoraki yüzümde gülümsemeyle kapıyı açtım. Gözüm sevgi teyzeyi ve mert amcayı bulunca ikiside neşeliydi. Sevgi teyzenin gözleri parlıyordu bana bakarken. " hoşgeldiniz buyrun geçin " diyerek içeriye davet etmemle girişimlerinde arkalarında bir çift koyulaşmış gözler.. Öyle ağır bakışları vardı ki ne düşündüğünü tahmin etmek imkansızdı.

Siktir! Küçük ufaklık tüm ihtişamıyla hatta seksiliyle desem daha doğru olur. Sanırım telefon açmama cezasını buldum.

Gözleri gözlerimi tekrar bulduğunda pis pis sırıtıp içeri geçti, bu aşırı sinir bozucuydu. Kapıyı kapatıp masaya ilerleyecekken kaslı kolları belimi sarıp olduğum yerde durmamı sağladı. Ben durunca oda halimden anlamış gibi boynuma yaklaşıp "yürü ve servis yap acıktım " sesi ve dudakları her kelimesinde boynuma değerken sıcaklamış hatta nefesimi kesmişti.

Masaya ilerleyip sevgi teyze ve mert amcanın gözleri üzerimizdeydi. Babası da uraz gibi sertti. Zorla gülümseyerek servis yapmaya başladım. Uraz'a dönünce aklıma gelen şeytani fikirle onun görmeyeceği şekilde çorbasının içine tüm acı biberi boşalttım. Demek acıktın he zıkkım ye. Sanırım bunu yaparak canıma susamış yürek yemiştim. Tabağını uzatarak "al hayatım " diyerek ukalaca sırıttım. Bana boş boş bakarken bende masadaki yerimi almıştım ohh olsun yarasın hatta...

Ben yemeğimi yerken hatta yemekleri yemiş tatlılar eşliğinde muhabbetlerini dinliyordum şaşkınca, çünkü çorbasına suyuna her yediğine tuz biber karıştırmıştım hatta şuanda yediği tatlıya tuzu basmıştım ama gram bile tepki vermemiş hep gözlerime baka baka pişkince sırıtmıştı. Sanırım sıçtım hatta bittim bu demek oluyor Ki fırtına öncesi sessizlik.. Zoraki ben de gülümseyerek hızla yanlarından kalkıp mutfağa gittim. Allah'ım sen bana yardım et.

Arkamdan kapının açıldığını duyunca döndüğümde öfke mi desem yoksa beni öldürmek istediğine dair bakışlarımı desem bilemedim. Tedirgince tezgaha arkamı dönüp bedenimi iyice ona döndüm. Ağır ağır adımlarla karşıma gelip buz gibi bakışlarıya ve buz gibi sesiyle " beni sinir ediyorsun ve tehlikeli sularda yüzüyorsun" diyerek iyice yaklaştı milimler kalmıştı dudaklarımızın arasında ve bu hiç hoş değildi. "B-benden uzak dur " kekelemiştim gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. İçerde sevgi teyzenin "çocuklar biz gidiyoruz işimiz çıktı. " demesiyle dış kapının açılıp kapanması bir olup benimde yerin dibine girme isteğim kat ve kat oldu.

Bir cesaretle uraz'ı itikledim ama milim oynamak yerine iyice dibime girdi. Bu çocuğun derdi neydi? Hızla beni kolumdan tutup duvarla arasına aldı. Nefesi ve o erkeksi kokusu burnumu sızlatıyordu. Kalbim durmuşta nefes alamıyormuş gibi oldum. "Benimle yanıyorsun ve haddini aşıyorsun! " diyip boynumu öptü ve ekledi " gelelim cezana ufaklık " yumruklarımı sıkıp ne yapacağını bekledim gözlerimi kapatarak...

Acı he tuz bir de bittin sen

Tedirgince durup napıcağnı bekliyordum. Nefesi boynuma okşarken eriyordum. " şimdi sende acı çorba, acı su ve tuzlu tatlı yiyeceksin " korku dolu bedenimi hareket ettiremiyorum söylediği şeylerle gözlerimi açıp ona şaşkınca bakıp " haaa" die mırıldandım.

Uraz birden kahkaha atınca anlamayan gözlerle ona baktım.

Durrrr!!!

Kahkaha atıyor Uraz Yıldırım bildiğin gülüyor. Köşeli çenesi muhteşem ötesi gülüşünü ortaya çıkarmıştı koyu siyah gözleri parlamıştı muazzam bir yakışıklılığı vardı.. Ben herşeyi unutmuş sadece gülüşüne odaklanmıştım. Gerçekten de söylediği gibi onunla yanıyorum...

Bölümle ilgili yorum ve oylarınızı bekliyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere. ??

BEŞİK KERTMESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin