Bölüm -7- ≈İLK GÖREV≈

Începe de la început
                                    

Gerizekalı ucube. 

Bu kadar kızın arasında o ahmağın nasıl dikkatini çekeceğimi bilmiyordum. Bar tezgahının üstüne çıkıp dans edeyim desem, dans edemezdim. Şarkı söyleyeyim desem, yapamazdım. Oflayarak etrafıma bakındım. Herkesin bir partneri vardı. Kimisi nerede olduğunu umursamadan kucağındaki kızla ilgileniyordu. Tekrar gözlerimi Caner'in kurbanına çevirdiğimde bana doğru ilerlediğini gördüm. Panik yaparak gözlerimi kaçırdım. 

"Ayağına geliyor lan, daha ne istiyorsun?" diyen iç sesimi görmezden gelip tırnaklarımla oynamaya başladım. Yanıma gelirse ne diyecektim? 

Silkinip kendime gelmeye çalıştım. Özgüvensizliğin sırası değil diyerek azarladım kendimi. 

"Yalnızsın galiba." 

Sesin geldiği yöne baktığımda kurbanımızı gördüm. Koyu kahverengi gözleri , siyah dağınık saçları vardı. İçimden kör olup olmadığını sormak geliyordu, fakat kendimi tuttum ve gülümsemeye çalıştım.

"Yalnızım..Sanırım sen de yalnızsın." 

Kafasını sallayıp etrafına bakmaya başladı. Nefret ediyordum bu durumdan. Madem konuşmayı başlattın devam et kardeşim. Topu bana atma, ben de ne diyeceğim diye düşünerek kendimi yormayayım.

" Haklısın. Konuşmayı ben başlattım, ben devam ettireyim. Adım Burak." dedi alaycı bir sesle kurbanımız. 

Hassiktir! Sesli mi düşünmüştüm ben? Bozuntuya vermemeye çalışarak konuştum. 

" Kiraz." 

"Gülümse biraz." diye iğrenç bir espiri yaptığında nasıl bir salakla karşı karşıya olduğumu düşünüyordum.  Ona doğru bir adım yaklaştım ve konuştum. 

"Madem yalnızız ikimiz de. Bir şeyler yapmaya ne dersin?" Müzik yüzünden bağırıyordum. Ortaya nasıl saçma bir görüntü çıkıyordu Allah bilir. 

"Benim eve gidelim." diye fısıldadı kulağıma. Herifin derdi uçkuru tabi. 

" Barın arka sokağına daha çabuk gideriz." dedim işaret parmağımı çenesinin altına yerleştirirken. Geri çekilirken işaret parmağımı çenesinin altına sürttüm. " Haydi, gel." 

Yürüyüp bardan çıktım ve arka sokağa saptım. Omzumun üstünden arkama baktığımda geldiğini gördüm. Ne kadar gerizekalı olduğu bir kez daha kanıtladı kurbanımız. Arka sokak, çıkmaz sokaktı. Sokak lambasının cılız ışığı sokağa loş bir hava katıyordu. Etrafıma bakındım, Caner'i arıyordum. Adam bana yaklaştığında sessiz bir küfür savurdum. Benimle oyun oynamıştı! 

Bunun bedelini ödeyecekti! 

Adam bana git gide yaklaşırken sokağın çıkmaz olmasına küfrettim. İlahi bir yardım bekler gibi öylece dururken , sokağa 4 bedenin silik gölgesi düştü. Adam bakakalırken fırsattan istifade yüzüne yumruğumu geçirdim. O 4 kişi kurbanımın üstüne çullanırken 1-2 adım geri çekildim. 

Bir el bileğimi kavradı ve beni hızla çekiştirmeye başladı. Başımı kaldırıp baktığımda Yankı'nın arka profilini gördüm. Beni sokağın sonundaki, yeni fark ettiğim arabanın içine tıkarken homurdandım. 

"Hiç gelmeyeceksiniz sandım." 

Caner tüm hayvanlığıyla karşımdaydı yine. Yankı da arabaya binip, yanıma oturduğunda şöför arabayı çalıştırdı. 

"Tamam mı, bitti mi, artık gidebilirmiyim?" Diye ard arda sorularımı sıraladığımda Caner şaşkınlıkla bana baktı. 

" Seninle anlaşmamız bundan ibaret değil. Daha çok işimiz var." dediğinde sarf ettiği sözler kafama gülle gibi düşüyordu. 

" Şimdi eve gidip güzel bir uyku çekeceksin. Bu gün iyi iş çıkardın." Bunu söyleyen Yankı'ydı. Oflayarak arkama yaslandım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. 

" Ergenler gibi oflayıp durma." diye homurdandı Caner. " Eve gidip uyuyacaksın merak etme. Ne kadar uyku düşkünü olduğunu biliyorum." Gözlerimi irileştirerek ona baktım. Bunu nereden biliyordu? Şaşkınlığımı görüp güldü. "Koca kadınlar gibi homurdanmanı çekmemek için uyumana izin vereceğim." 

Gözlerimi devirip, kolumla Yankı'yı iktirdim ve kendime yer açtım. Koltuğa yayılırken homurdandım. 

"Uyandırmayın. Burada uyurum."  Uykuya dalarken tek düşündüğüm bunların bir an önce bitmesiydi.

   

Dizlerimin altındaki ve sırtımdaki elin varlığıyla kıpırdandım. Ayaklarım veya sırtım yere deymiyordu. Konuşmaya çalıştım, ama uykum ağır bastı ve sadece ağzımın içinde homurdanabildim. Sırtım yumuşak bir zeminle buluşurken,

"Şş, uyu." dedi Yankı'nın sert sesi. 

 Bir kaç kez mırıldandıktan sonra kendimi uykunun kollarına teslim ettim. 

-----

Yüzüme deyen kirpiklerle gözlerimi açtığımda, çok yakınımda olan bir yüzle karşılaştım.İrkilerek geri çekilmeye çalıştığımda bedenimi saran kollar bunu engelledi ve sadece kafamı geriye çekebildim. 

Yankı bana sarılmış uyuyordu. 

Bir kez daha geri çekilmeye çalıştığımda homurdandı. "Kıpırdanma." 

"Bıraksana lan beni." dedim tehlikeli bir ses tonuyla. Gözünün birini hafifçe açtı ve uykulu bir bakış attı. 

"Zıbar." 

Kollarını tutup iktirdiğimde kollarını geriye çekti. Üstümdeki yorganı kenara itip ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttığımda, dün geceki kıyafetlerimle olduğumu gördüm. Ayağa kalkıp homurdandım. 

"Bana göre eşofmanın falan yok mu ?" 

Esneyip gerindikten sonra yataktan kalktı ve odadaki dolabın karşısına geçti. Siyah bir eşofman ve bir tişört uzattığında elindekileri aldım. O yatağa doğru yürürken hala ayakta dikiliyordum. Bakışlarımı görüp homurdandı. 

"Yine ne var?"

"Nerede giyineceğim ben ?" dedim biraz sinirli bir sesle. Başıyla bir kapıyı işaret etti. Kapı bir banyoya açılıyordu. İçeriye girip kapıyı kapattım ve kilitledim. Üstümü değiştirip içeri geçtiğimde Yankı'nın hala uyuyor olduğunu gördüm. Yatağın yanındaki komodindeki saate baktığımda gözlerim irileşti. 

Saat sabahın altısıydı. Gözümü ovuşturup yatağa doğru ilerledim. Yankı yatağın ortasında yatıyordu. İktirmeye çalıştım ama kıpırdatamadım bile. 

" Kaysana lan." dedim hala iktirmeye çalışırken. Yarım ağız gülümseyip yana kaydı. Yatağın en ucuna yattığımda mırınlandı. 

" Bu akşam yine iş var. Sıkı bir uyku çek." 

Yastığa iyice sokulup homurdandım. " Benden uzakta uyu."

Kendimi uykunun kollarına teslim ederken, uyuyup uzun süre uyanmamayı diledim. 

EROİNUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum