≈≈≈
Tatilde ailemin yanına gideceğime göre, size biraz onlardan ve çocukluğumdan bahsedeyim. Babam mühendis bir fabrikada çalışıyor. Ortalama bir Norveç erkeği işte:) Uzun boylu, yakışıklı sayılabilecek ama artık göt göbek büyümesini engelleyemeyen biri. Annem ev kadını ve ben onların biricik oğulları.
Ama babam açısından, ben yedi sekiz yaşlarına geldiğimde bu biriciklik yavaş yavaş da olsa tükenmeye başlamıştı sanırım. İlkokula başladığımda, diğer çocuklardan oldukça farklı olduğumu daha iyi anlamaya başlamıştım.
Teneffüs zili çaldığında oğlanlar deli gibi dışarı fırlıyorlar ve bağırışmak dövüşmek ve futbol oynamak dışında pek bir şey yapmıyorlardı. Bunlar beni korkutuyordu. Sanki bir yerim yaralanacak gibi hissediyordum. Bu nedenle genelde yalnız takılmaya başlamıştım.
Beden derslerini kızlar ve erkekler aynı salonda ama farklı öğretmenle yapıyorduk. Kadın öğretmen kızlara, erkek olan ise, oğlanlara öğretmenlik yapardı ve onlar karı kocaydılar. Ama kadın olan da, erkek gibiydi ve sanki kocasından bile sertti. Acımasız ve sevgisiz bakışları vardı ve korkutuyordu beni.
Bir gün - sanırım ilkokul 4'e filan giderken - bizim beden öğretmeni gelmemişti, kızların öğretmeni bize de öğretmenlik yapıyordu. Koşma atlama zıplama bana saçma gelen şeyler yaptırıyordu. Ben diğer oğlanlar gibi hevesli yapmayınca veya yapamayınca da kızıyordu bana. Sonunda yanıma gelip, ne bu, efemine misin sen, dedi. Ne dediğinden hiç bir şey anlamamıştım tabii.
≈≈≈
Kelimenin ne anlama geldiğini akşam yemek yerken anneme ve babama sordum. Önce birbirlerine baktılar. Kötü bir şey olduğunu anlamıştım. O kadının bana iyi bir şey söylemeyeceğini tahmin ediyordum zaten. Babamın bana ilk böcekmişim gibi bakışı, o gündü sanırım.
Evet sonunda kız gibi davranan biri olduğumu öğrenmiştim. Böyle bir şey istemiyordum elbette. Ama beni öyle görenler vardı ve bu benim elimde değildi. Daha önce de söylediğim gibi, hiçbir zaman kız olmaya filan özenmedim.
Sadece yeterince veya toplumun istediği gibi erkeksi olmayınca onlar da, hemen seni efemine olmakla etiketliyordu. Küfürlü konuşmak, bağırıp çağırarak oraya buraya zarar vermek bunlar erkeksi davranışlar olarak kabul ediliyordu ya da ben öyle algılıyordum o yaşlarda.
Bunu sonradan da olsa böyle anlamıştım veya yorumlamıştım. Doğru veya yanlış bilemiyorum. Bundan nefret ediyordum. O günden sonra bunun böyle olmaması için çok uğraş verdim. Epeyce de başarılı oldum sanırım ama duygu ve düşüncelerimi değiştirebilmeyi ve diğer oğlanlarla onlar gibi oyunlar oynamayı beceremedim hiçbir zaman.
Ben ne kız olmak ne de onların tanımladığı anlamda erkek olmak istemiyordum. Ama bu duygularımı da kendime saklamayı öğrenmiştim. Bence onlardan esas farkım, beğendiğim güzel erkek arkadaşlarımdan hoşlanıyor oluşumdu.
Güzel bir erkeği ve vücudunu diğer erkeklerin kızları beğendiği gibi estetik buluyordum ve sonra onunla sevişmek istiyordum. Bu sanki kendime aşık olmak veya kendimle sevişmek gibi bir oyundu.
≈≈≈
Babamın beni erkek çocuk yapma planları hep hüsranla sonuçlandı. Maça götürüyordu örneğin. Maçı izlemektense kitap okuyordum. Çünkü futbol zerre ilgimi çekmiyordu.
Böylece ben de okul hayatımda bana kalan tek alan olan derslere yöneldim. Evdeyse kitaplar ve filmler. Bu sayede ilk okulu erkenden bitiriverdim. Artık babam benimle ilgilenmeyi bırakmıştı, yani umudu kesmişti.
YOU ARE READING
Liseden Üniversiteye
Teen FictionKendin olabilecek misin? Sadece ve sadece kendin. Saf yalın doğduğun halin. Kabul etmekten korktuğun. Belki utandığın. Kendine bile göstermek istemediğin... Esas KENDiN olabilecek misin? Bu hikayede anlatılmaya çalışılan bu.... O anlaşılamayanın şii...
LU_6 ~~~ babam ~~~
Start from the beginning
