Kendin olabilecek misin? Sadece ve sadece kendin. Saf yalın doğduğun halin. Kabul etmekten korktuğun. Belki utandığın. Kendine bile göstermek istemediğin... Esas KENDiN olabilecek misin? Bu hikayede anlatılmaya çalışılan bu.... O anlaşılamayanın şii...
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
~ bu bölümün kapak resmindeki hareket babama ithaf ~
Beni izlerken hızlıca soyundum. Ne bileyim Elif'in geleceğini daracık bir silip külot giymiştim. Dikti gözünü orama. Cihan'dan sonra benimkinde ne buluyor anlamıyorum. Arkamı döndüm. Orası daha az ilgisini çeker. Birden elini popoma attı.
" Küçük paketinin hastasıyım"
Ne o sonunda oraya sen de mi göz diktin. Neyle ne yapacaksan. Anlayacağın paketin içinde sana bir hediye yok. Ona doğru döndüm. Sinirli bakıyorum ama o gülüyor. Bu defa da tişörtüme elini daldırıp mememi elledi.
Cihan fabrika ayarlarına geri döndürür diyordum ama iyice şirazesiyle oynamış. Sürünün kimyasını iyi kapmış. Bana da bulaştırmaya çalışıyor mikrobu. Bileğini tutup yavaşça çektim. Hızlıca eşofmanımı giydim.
" Nerde yatayım ben"
" Koynumda tabi aşkım"
" Elif ne olur ciddi ol"
Şaka yapıyor da sanki. Bir kanepe bile almamış. Hep tekli koltuklar. Evde misafir kalmasını mı istemiyor. Yoksa herkesi koynunda mı ağırlayacak anlamadım. Zorunlu girdik yatağa. Tabi araya döşedim yastıkları. Kendimi de sarıp sarmaladım yorgana.
Namusum sana emanet allahım. İzlediğimiz Eyewitness beni kendimden geçirirken viskiyi hızlı vurmuşum sanırım. Elif birşeyler anlatırken kendimden geçmişim. Sabahın kör karanlığında uyandım. Yine içinde Buğra'nın olduğu rüyalar gördüm.
Elif gece namus duvarını yıkmış yığmış memelerini sırtıma. Anlatamıyorum sevmiyorum bu hava yastıklarını. Emeceksem başka şey emerim. Dönünce ben yatakta, sarıldı. Öptü, neyse ki boynumdan.