Yeniden Sev -49-

15.2K 1.6K 912
                                    

Fotoğrafta Yazel ve Yağız var. Bölüm Yağız'dan.

Yazel'in sınıfından hızlı adımlarla çıkıp merdivenleri inerken bahçeye çıkmak ve temiz hava almak için sabırsızlanıyordum. Az önce içeride söylediklerim yüzünden tüm bedenim titriyormuş gibi hissediyordum. Belki de öyleydi. Tek bildiğim bir an önce sınıftan çıkmanın yaptığım en akıllıca şey olduğuydu.

"Kurtuluş!"

Dolunay'ın seslenmesiyle ona bakmadan konuştum. "Sırası değil, Dolunay."

"Evet, tam sırası. Benimle gelmen gerekiyor."

Adımlarımı durdurup yüzüne baktım ve kaşlarımı kaldırdım. "Şu an yalnız kalmam gerekiyor."

"Benimle gelirsen şu an canını sıkan her şeyin ortadan kaybolduğunu göreceksin."

"Canımın neye sıkıldığını-..."

"Biliyorum." Dolunay, sözlerimi kesip kendinden oldukça emin ifadesiyle konuştuğunda ilgimi çekmişti. "Şu an canının neye sıkıldığını biliyorum. Ve eğer benimle gelip dediklerimi yaparsan çok güzel bir şey öğreneceksin. Sadece bana ayak uydur, yeter."

"Peki sana nasıl güveneceğim?"

Dolunay, dediklerim karşısında gülümsemişti. Kollarını göğsünde kavuşturup kaşlarını kaldırdı ve bir süre yüzüme baktı. Çok geçmeden konuşmuştu. "Çünkü Yazel için neler yapabileceğimi gördün. İyi veya kötü... Kendimi düzeltmeye çalışıyorum ve geride kalan tek pişmanlığım Yazel'e duyduğum suçluluk. Bunu düzelttikten sonra huzura ereceğim. Şimdi... Geliyor musun?"

Kafamı sallayıp onu takip ettim. Birkaç dakika yürüdükten sonra spor salonuna gelmiştik. İçeriye girdiğimizde Oktay da bizi bekliyordu. Geldiğimizi gördüğü gibi yanıma ilerledi ve kolumdan kavrayıp beni bir yere sürüklemeye başladı. Bir yandan Oktay'a ayak uydururken diğer yandan Dolunay'a yönelik konuşmuştum. "Huzura ereceğim derken?"

"Orası benlik bir mevzu, seni ilgilendirmez."

Oktay, beni kızların soyunma odasına soktuğunda spor salonu boş olduğu için binlerce kez şükretmiş, kötü bakışlarla ona dönmüştüm. Dolunay da çok geçmeden önümüzde durmuş ve kapıyı kapatıp üstümüze kilitlemişti. Gözlerim büyürken kapıya vurup sesimi yükselttim. "Ne yapıyorsun? Dolunay, aç şu kapıyı!"

"Oktay, ne yapacağını biliyorsun!"

Oktay, elini ağzımın üzerine kapatıp kısık tuttuğu sesiyle konuştu. "Kurtuluş, sadece sessiz ol ve bekle. Başka yapman gereken bir şey yok. Eğer dediklerimizi yaparsan amacımızı da anlayacaksın. Bana güveniyorsun, değil mi?"

Oktay, elini dudaklarımdan çekip omuzlarımı kavradı ve gözlerime sorar gibi baktı. Omuzlarımı çökertip kafamı salladım. "Ne yapıyorsunuz hiç anlamadım ama sessizce oturacağım." Kafamı arkaya çevirip karanlıktan doğru düzgün göremediğim soyunma odasına baktım. "Işık açamaz mıyız?"

"Hayır. Sadece otur ve dışarıyı dinle."

"Nereye oturayım?"

"Kucağıma?"

"Siktir git." deyip kafasına hafifçe geçirdim. Kısık sesle güldüğünde spor salonuna birinin girdiğini duymuştuk. Oktay, işaret parmağını dudaklarının üzerine kapatıp sessiz olmamı tembihlerken gözlerimi devirip kollarımı göğsümde birleştirdim ve omzumu duvara yasladım.

"Yağız nerede?"

Yazel'in sesiyle bakışlarımı Oktay'a çevirdim. Bunlar bir boklar çeviriyordu ancak şu an için yorum yapamıyordum.

YENİDEN SEV | TextingWhere stories live. Discover now