Yeniden Sev -32-

16.5K 1.5K 1K
                                    

Fotoğrafta Yazel var. Bölüm de onun ağzından olacak.

Model - Sarı Kurdeleler

Uzunca bir süre yürümüş olmamdan dolayı yorulan bacaklarımı dinlendirmek adına bulduğum ilk banka yerleştim ve ellerimi yüzüme kapattım. Saat kaçtı bilmiyordum. Telefonumu koşarken düşürmüştüm.

Kahretsin... Keşke Yağız'a o mesajları atmasaydım. Ama o an ona ihtiyacım vardı ki... Hatta şu anda da ona çok ihtiyacım vardı ancak elimden hiçbir şey gelmiyordu. Yapayalnızdım. Nerede olduğumu bilmiyordum bile. Ellerimi yüzümden çekip yanağımdan süzülen birkaç yaşımı parmaklarımla sildim ve burnumu çektim.

Bunu bana nasıl yapmıştı?

Kalbim çok acıyordu. Daha önce hiç bu kadar incindiğimi hatırlamıyordum.

Yanıma birinin oturmasıyla bakış açıma bir peçete girmişti. Kafamı peçeteyi uzatan kişiye çevirdim. Yüzündeki şefkatli gülümsemeyle bana bakıyordu. Teşekkür ederek peçeteyi aldım ve gözlerimi sildim. Durmadan yaş akıtıyordum.

"Derdini bir yabancıya anlatmak ister misin?"

"Hayır."

"Tanıdığın birine?"

"İsterdim." diye mırıldandım. Sesim çok güçsüz çıkıyordu. "Ama anlatamam."

"Telefonumu kullanmana izin verebilirim."

"Herkese karşı bu kadar nazik misin? Telefonunu çalıp kaçmayacağım ne belli?"

Kaba davranıyordum ve yanımdaki genç erkek kaba davranmamı hak edecek bir şey yapmamıştı. Ama yalnız kalmak istiyordum. Kendimi toparlamak istiyordum. Gerçi nasıl yalnız kalacağımı da bilmiyordum. Tüm geceyi dışarıda mı geçirecektim? Yine?

Dün gece eve gitmemiştim. Güneşin konumuna bakılırsa şu an öğle saatlerindeydik ve ben yine eve gitmek istemiyordum. Kaç saattir bir şey yemiyor, içmiyor ve uyumuyordum. Kendi sınırlarımın dışına çıkmıştım.

"Telefonumu alıp kaçarsan seni yakalayacak kadar hızlı koşabilirim."

"İyi, aferin sana. Artık beni yalnız bırakır mısın?"

Çocuk, hafifçe gülüp kafasını 'hayır' anlamında iki yana sallamıştı. Harika! Bunca saattir dışarıda olmam yetmiyormuş gibi bir de delinin tekine çatmıştım.

Oturduğumuz banktan kalkıp ilerlerken arkamdan seslenmesiyle duraksamıştım. Normalde durmazdım. Ama ismimle seslenmişti. Kim olduğunu bile bilmediğim biri benim adımı nereden biliyordu?

Arkamı döndüğümde elinde telefonumu görmüştüm. Gözlerim ister istemez açılırken hissettiğim ilk şey korku olmuştu. Ama çocuğun güzel, mavi gözlerine bakınca insanın korkası gelmiyordu. Belki azılı bir katil bile olabilirdi ancak bakışlarından saflık akıyordu.

"Neden kaçıyorsun, Yazel?"

Telefonumu bana uzattığında elime aldım ve açmaya çalıştım. Kapalıydı. Şarjım dayanmamıştı elbette ki.

"Niye seni seven o kadar insanın endişelenmesine neden oluyorsun?" Bana doğru bir adım daha attığında kafamı kaldırmıştım. Boyu uzundu. Ben de kısa değildim, hatta boyum 1.74'tü ve okulumuzdaki bazı erkeklerden bile uzundum. Ama bu çocuk... Yağız'la aynı boylardaydı. Ondan uzun bile olabilirdi.

YENİDEN SEV | TextingWhere stories live. Discover now