Yeniden Sev -41-

15.6K 1.6K 1K
                                    

Fotoğrafta Dolunay ve Umut var.

Model - Bir Melek Vardı

Yazel: Dolunay.

Yazel: Müsait misin?

Dolunay: Ne oldu?

Yazel: Öncelikle, doğum günün kutlu olsun.

Yazel: Çocuklar ufak bir kutlama hazırlamış.

Yazel: Senin de gelme şansın var mı?

Dolunay: Hangi çocuklar?

Yazel: Yağız, Oktay ve Elif.

Dolunay: Ne güzel

Dolunay: Yok, benim başka planlarım vardı

Dolunay: Belki sonra uğrarım

Dolunay: Size iyi eğlenceler

Dolunay: Davet ettiğin için teşekkür ederim

Dolunay: Senin de doğum günün kutlu olsun

Yazel: Sen bilirsin.

Yazel: Rica ederim.

Yazel'in yazdığına bir cevap vermeyip yatağımdan kalktım ve odamdan çıkıp mutfağa doğru ilerledim. Babam evde değildi, annem de akıl hastanesinde tedavi görüyordu. Her şey açığa çıktıktan sonra yanımdaki yalancı kalabalık da kaybolmuştu. Aslında başka bir planım yoktu ancak Oktay'ı huzursuz etmek istememiştim. Sonuçta onların en favori insanı değildim, uzak durmam en iyisiydi.

Mutfağa girdiğimde masanın üzerinde ufak bir pasta kutusu görmüştüm. Yüzümdeki gülümsemeyle oraya yöneldim ve üstündeki notu elime aldım. Pastayı babam almıştı. Üstündeki notta 'Bugün işten erken çıkmaya çalışacağım, doğum günün kutlu olsun meleğim' yazıyordu. Notu yerine bırakıp kutuyu açtım ve pastaya baktım. 2 kişinin yiyebileceği kadardı.

İç geçirip mutfak sandalyelerinden birine oturdum. Bugün benim doğum günümdü ancak hiç o havada değildim. Babam her ne kadar erken çıkmaya çalışacağını yazmışsa da onu da tanıyordum, yapamayacaktı. Annemi istiyordum. Keşke annem yanımda olabilseydi...

Annem şizofrendi. Şizofreninin bazı türleri tehlikeli olmadığı için gündelik hayatlarına devam edebiliyorlardı ancak benim annem öyle değildi. Benim annem paranoid şizofrendi. Yanından geçen bir insanın onu öldüreceğini düşünebiliyordu. Kimseye güvenmiyordu. Öz kızına bile... Birkaç sene öncesine kadar bizimle kalıyor olsa da beni öldürmeye kalkıştıktan sonra babam onun akıl hastanesinde tedavisine devam etmesini istemişti.

Oturduğum yerden kalkıp babamın aldığı pastayı elime aldım ve son anda evin anahtarını kaparak kapıdan çıktım. Evde oturup babamı beklemeye kalksam sıkıntıdan patlardım. Telefonumu cebimden çıkarıp kimi arayabileceğime baktım. Aklıma ilk Umut gelmişti. Onu arayıp telefonu kulağıma koydum ve açmasını bekledim. O telefonu açtığında neşeli sesimle konuşmaya başlamıştı.

"Alo, Umut? Nasılsın? Bir şey soracaktım da sana. Müsait misin?"

"Ne oluyor lan?"

Tepkisiyle ister istemez kıkırdamıştım. Umut, kendisini toparlayıp sordu. "Ne soracaksın? Müsaitim."

YENİDEN SEV | TextingWhere stories live. Discover now