Yeniden Sev -19-

19.9K 1.7K 1.5K
                                    

Fotoğrafta Yazel var. İlah mısın silah mı...

Bu bölüm geçen bölümün devamı, en son yazdığım sahneden devam ediyoruz. İyi okumalar...

Oktay'ın arkasından şaşkınca baktığım birkaç saniyenin ardından nihayet toparlanmış ve sınıfa girmiştim. Yazel'e doğru yürürken o, bakışlarını yere çevirmiş ve her zamanki yüz ifadesiyle sınıfın ortasında dikilmeye devam etmişti.

"Bu neydi şimdi? Ne konuştunuz?"

"Oktay anlatır." diye geçiştirdiğinde sinirlenmeye başlamıştım. Az önce en yakın arkadaşımdan sebebi belirsiz bir şekilde mesafe yemiştim ancak o Yazel'le konuşmadan önce her şey normaldi. Konuşmalarından sonra bir şeyler olduğunu anlamıştım, ancak ne olduğu konusunda fikrimi yürütemiyordum.

"Fark ettiysen bir süre konuşmak istemediğini söyledi."

"Yapabileceğim bir şey yok, Yağız. Ondan duyman gerek. Ben söyleyemem."

"Ne çeviriyorsunuz siz lan? Neyin tribi bu? Bu kadar gizli olan ne var ki?"

"Bir şey çevirdiğimiz yok. Beklersen Oktay'dan öğrenirsin zaten. Bu konuyu onunla konuşman gerek."

"Ne konusu?"

Yazel, bir şey söylemeyip sessizce gözlerime bakmaya devam etti. Uzunca bir süre bakıştıktan sonra yanımdan geçtiğinde kolundan usulca tutup eski yerine çektim. Kaçıp gidecek korkusuyla parmaklarımı kolundan çekmezken ısrarla gözlerine bakmaya devam ediyordum. O ise kolundaki parmaklarıma çevirmişti bakışlarını. Derin bir nefes alıp sakinleşmeyi denedim.

"Yazel." diye mırıldandığımda gözleri gözlerime dönmüştü. Şu an nasıl göründüğümü bilmiyordum ama içimden bir ses onun gibi donuk baktığımı söylüyordu. Sinirliydim çünkü. Oktay sebebini bile söylemeden konuşmayı kesmişti ve ne olmuşsa onları yalnız bıraktığım 5 dakikada olmuştu. Yazel de hiçbir açıklama yapmıyordu.

"Ne olduğunu anlatmak için son bir şans veriyorum."

Yazel, nefesini dışarıya üfleyip ellerini omuzlarıma koydu ve gözlerime bakarak konuştu. "Yağız, ne olduğunu zaten anlayacaksın. Ama bunu sana anlatan Oktay olacak, tamam mı? Bana güven."

"Sana nasıl güvenmemi bekliyorsun? Kendin hakkında hiçbir şey anlatmıyorsun, her şeyden kaçıyorsun, Dolunay'ın anlattıklarını da doğruladın. Beni geçiştirip duruyorsun, okuldaki durumun da belli gerçi."

Yazel, ellerini omuzlarımdan çekip gözlerime bakmaya devam etti. Hiçbir şey söylemiyordu, ben de çaresizce gözlerine bakıyordum. Bir cevaba çok ihtiyacım vardı ama Yazel bana bu konuda hiç yardımcı olmuyordu. Bakışlarını başka yere çevirdi. Hafifçe güldüm. "Dolunay haklıymış."

Bakışları bana döndüğünde bu sefer bakışlarını kaçıran ben olmuştum. Konuşmaya devam ettim. Sözlerim acımasızdı ama canım yanmıştı. "Seninle takılmaya devam edersem canımın yanacağını söylemişti, yalnızlaşacağımı söylemişti ama ona inanmamıştım. Şimdi olana bak... Sizi beş dakika yalnız bıraktım ve en yakın arkadaşım artık benimle konuşmak istemiyor. Ben ne kadar aptalmışım ya. Sana güvenip Dolunay'ın anlattıklarını yalan çıkarmanı beklerken ne kadar aptalmışım."

Bakışlarımı Yazel'e çevirdiğimde ifadesiz yüzüyle beni dinlediğini gördüm. Birkaç saniyenin ardından soğuk sesiyle konuşmuştu. "Celallenmen bitti mi?"

"Bitmedi. Sen nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun? Hissedecek hiçbir duygun yok mu senin?" Yazel, ifadesiz gözleriyle gözlerime bakmaya devam ederken o kadar sinirlenmiştim ki kendimi kaybetmiştim. Acımasızdım, sinirliydim ve kendimi kontrol edemiyordum.

YENİDEN SEV | TextingWhere stories live. Discover now