"Ökseotu Altında..."

ابدأ من البداية
                                    

*****
"Sikeyim! Sikeyim! Sikeyim!"
Yumruğumu duvara geçirdiğimde mukavva duvar oyuldu.
"Sakin ol göt!" Ryan Silahları temizlerken bana söyleniyordu.
"Eğer onu dinlemeden intikam almaya çalışmasaydın belkide şuan evleniyordunuz."
Omuzunu silkti ve merdivenlerden inen Bel'e bir bakış attı.
Bell yüzüme aylardır bakmıyordu, Des'ten ayrıldığım günden beri yani....
"Neden buraya geldik ki?" Isyanla koltuğa oturdu. "Bieber , Des'in hayatını daha çok mu mahvetmek istiyor. Yetmedi mi?"
Tiksinirmişçesine bir bakış yolladığında geçen hafta Des'in odasına Yaşananlar aklıma geldi ve ürperdim.
Biliyorum iğrenç biriydim,sürekli onu terk eden bendim ve sürekli yine hayatına geri dönen bendim ama bu sefer bu işe Kalıcı bir çözüm getirmeyi planlıyordum.
"Bebeğim." Daniel odaya girdiğinde ağır parfüm kokusu bütün Odayı kapladı. Bell'in dudağına bir öpücük kondurup geri Çekildi ve saçını karıştırdı.
"Hey Juz!" Bana göz kırptı. "Bu son şansın biliyorsun değil mi?"
Kolunu Bell'e atıp onu kendine çekti. "Bilirsin;Çekirge bir sıçrar iki sıçrar ve-" elimi durması anlamında kalırdım.
"...Evet evet biliyoruz Çekirge üçüncüsünde sıçar."
Arkamdan gelen "Konu ne?" Sorusu ile Bell'in yüzü mermer gibi bir hal Aldı ve yumruğunu sıktı. Tamam şimdi başlıyoruz.
"Bu neden geldi ki?"
Tiksinircesine Maria'ya baktı. Evet Maria'da gelmişti. Tamam biliyorum, adi herif , hayvan , iğrençsin gibi bağırışlarınızı duyuyorum.
"Bence hemen çeneni kapat sulu boya!" Bell'in saç renkleri ile dalga geçmesi işleri kızıştırdığında Daniel işe burnunu soktu.
"Hemen sürtüğünü al ve götür burdan Justin."
Oldukça itââtkar davranıp Maria'ya sert bir bakış attım ve merdivenlerden sekerek çıkmasını sağladım.
"Sanırım çıkmalıyım."dedim elindeki telefonun saatine bakıp. Ryan'ın dalga geçen sesini duyar gibiydim.
"Çekirge sanırım üçüncü zıplayışını yapıyor,ha?"

*****
"Vay canına!" Dedi müzik sesinin yoğunluğuna rağmen Zac'in hayran kalmış sesi.
Etrafına bakındı ve bütün kızları süzüp bana doğru eğildi.
"Bütün kızlar kıpkırmızı gitmişken beyaz giymen aralarında melek gibi görünmene neden olmuş."
Dedi göz kırparak. Gerçekten de sadece farklı renk giyen bendim. Ki başkalarından böyle Şeyler beklemekte aptallık olurdu.
Bugün Yılbaşı nasıl olsa!
Ve bugünü Justin'siz geçirirsem , bütün senem öyle geçer,yani umuyorum.
"Sana bir votka alıyım?" Dedi sorarmışcasına Icaac , açıkcası uzun bir süre alkol kullanmayacaktım. Fazlasıyla uzun hem de.
Kafamı olumsuz anlamda salladım ve ilerdeki dev saate baktım.
23:57
Sadece üç dakika! Dayanabilirdim herhalde değil mi?
"Keyfine bak dışarda dolaşıcam." dedim ve Beyaz montumu Üstüme geçirip çılgınca dans eden üniversitelilerin Arasından kurtuldum.
Burada kaybolmak gibi bir niyetim yoktu.
Çıkış ve vam kapının ardından görünen karlarla kaplı beyaz sokak Gözüme çarpınca sırıtıp o tarafa ilerledim.
Kimseye çarpmadan Kapıya ulaştığımda soğuk rüzgar Yüzümü yaladı.
"Jason üşüdüm." Çıktığım anda ince bir kız sesi duyduğumda Kafamı çevirdim.
Esmer kız kollarını sevgilisinin boynuna dolayışını izlediğimde hızla önüme döndüm ve yanaklarımı şişirip birkaç küfür ettim.
"Hadi ama!"
Neydi bu şimdi misvet falan mı? Öyle ise eğer Fazlasıyla kıskandığımın alını çizerim!
Ellerimi birbirine kavuşturup karşı kaldırımdaki banka kuruldum . Kimse ile Konuşmak istemiyordum.
Gözlerimi parti evine giren ve çıkan alkollü gençlerden almadan kendi kendime klasik Şarkıyı fısıldadım.
"Mutlu-Mutlu Yıllar...." Hafifçe öksürüp durdum.
Devam edeceğim sıra o tanıdık rahatlatıcı ses beni benden aldı.
"Hepimize Mutlu yıllar..."
Şarkının Devamını söyleyip Yanıma oturduğunda. Gözlerimi sımsıkı kapadım ve bunun bir hayal Olmasını diledim.
Çünkü bu sefer de Yanımda O olursa artık kendimi şu soğuk suya atıp intihar falan edicektim.
Ama Central Park'taki Süs havuzları ne kadar derin olabilirdi ki?
"Ne istiyorsun." deyiverdim hiç düşünmedim.
"Sadece 'Merhaba' demek istemiştim." dedi.
Bu ne Rahatlık böyle! Terk ediyor, tam iki kez, sonra yeniden o harika bakışlarını bana doğru yolluyor ve sırıtıyor.
Eğer böyle yaparak beni yeniden kazanacağını sanıyorsa.
Gerçekten Doğru.
Bu Yüzden artık şöyle yapmaktan vazgeçmeli!
"Merhaba." Dedi Biran'da. Çocuk gibi davranması ve bu ilginç hızlı Kişilik değişimleri beni deli ediyordu.
"Sana da Merhaba!" Diye Karşılık verdim ve anında Yüzümü düşürdüm.
"Hadi artık git." Ondan bir kaç santim uzaklaştım.
"Yeni yıla seninle girmek gibi bir niyetim yok."
"Benim var ama." dedi hızlıca. "Hem baksana."
Yukarıya bakıp tam altında durduğunuz ağaç Dalı'nı işaret etti.
Ucuna bağlanmış ökseotu dikkatimi çektiğinde hızla ona baktım.
Sinsice sırıtıyordu. "Geleneği bilirsin...."
Omuz silkti ve bana biraz daha yaklaşıp açtığım mesafeyi büyük bir uğraşla kapattı.
" Bir yerde;Ökseotu, güzel bir kız ve yakışıklı bir erkek varsa..." dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
"...Orada oldukça romantik bir öpücük vardır."
Yutkundum ve kalbime, onu öpmek için bana yalvaran dudaklarımı dizginledim.
"Unut bunu!" Titreyerek de olsa konuşabilmiştim sonunda. Ama onun istifini bozmaya niyeti yoktu.
Birand'a çenemi kavradı ve beni kendine çekti.
"Neden dudakların bana karşı çıkarken." Gözlerini kıpraştırdı." Atışı dışardan bile duyulan kalbin öp beni diye yalvarıyor?"
Sıcak nefesi minik minik Düşen kar tanelerini havada eritirken beni baştan çıkarmayı bile başarmıştı.
Zorla aldığım nefesi verdim ve Gözlerimi onun güzelliğinden kaçırmaya çalıştım.
"Neden gözlerime bakmıyorsun Elly?" Ne Yani şimdi de bana Elly mi diyordu?
"Sana söyledim seni öpmeyeceğim." Direttiğimde omuz silkti ve dudaklarıma doğru eğildi ardından da içeriden gelen çığırışlara eşlik etti.
"9,8,7.." Beşe kadar geldiğinde artık kendimi bırakmıştım.
Etrafta sadece o ve benden başka kimse kalmamıştı.
Sıcak dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde kalbimin duracağını sanmıştım.
O'nun tadını almak,yeniden, beni bulutlara göndermişti sanki.
Kalbimin duracağını ve karnımdaki kelebeklerin göbeğimi delip egemenlik sağlayacağını sanmıştım.
En ufak bir hareket dahi yapamıyordum.Sıcak elleri buz tutmuş ellerime deydiğinde titredim.
Ellerimi sımsıkı tuttu ve kardan hafif ıslanmış sarı saçlarına götürdü.
Onları okşamam ile ilgili emir verme sesi çıkardı.
"Hı-h" gibi. Bir sesti ama ne mesaj verdiğini anlamıştım ve hızla , aynı zamanda zevkle Saçlarını okşadım ve hafifçe çekiştirdim.
Elleri belimde birleştiğinde heyecandan yerimde duramıyordum.
Dudaklarımı oynatacağım sıra sokakta ve tüm Şehirde yankılanan ses beynimin ve diğer bütün organlarımın durmasına neden oldu.
"2,1,0!" İşte şimdi bitmiştim. Yeniden bütün şehir yankılandı."Mutlu Yıllar!"
Yumuşak dudakları hafifçe dudaklarımdan ayrılmaya başlamıştı.
O an bulabilmiştim ondan Çekilme cesaretini.
Biraz,fazlasıyla, geç gelen cesaret ile ondan hızla ayrıldım ve ellerimi kuş tüyünden bile harika saçlarından çektim.
Sırıttı ve zevk alıyormuşçasına dudaklarını yaladı sebepsiz hiç görmediğim içtenliği ile gülümsedi.
Neden konuşmuyordu?
Bir şey söylemeliydi.
Bunun bir açıklaması olmalıydı.
Ama Hiçbir şey söylemedi ve ellerini onunki gibi sarı renkte olan saçlarımda gezdirdi.
Bir tutamını parmaklarına doladı ve onları kokladı , hasretle Gözlerini kapadı ve dudaklarını birbirine bastırıp yeniden açtı.
"Bu kokuyu özlemişim."
Yutkundu ve dolan gözlerime baktı.
"Mutlu yıllar Elizabeth...."
Zorla Gözlerimi kapadım ve dolan yaşlarımı saldım.
"Neden bunu yaptın ki?" Dedim hıçkırarak. Lanet olsun!
"Sadece..." Biran durdu. Bir şey bulabilmişse benzemiyordu.
"...Beni aldattığını düşünmüştüm."
Gözlerinden suçluluk duygusu okunuyordu. Ama bu sefer bu kadar kolay değildi.
"Seni delilercesine değil gayet aklı başında sevmiştim ben."dedim elimin tersi ile gözyaşımı sildim.
"Yani seni aldatacak kadar deli değildim..."


KISA VE GEÇ BiR BÖLÜM OLDUĞU İÇİN BÜTÜN HARIKA OKUYUCULARIMDAN ÖZÜR DİLERİM....
SIZLERI SEVIYORUM ..
SINIR:
+70 VOTE
+35 YORUM
😌😜😝😍😘😚😗😙🐾📇🎤📖📚

Trouble Killer...(Justin Bieber FanFiction)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن