44.BÖLÜM

5.4K 289 71
                                    

Selamünaleyküm Canlar 🖐🏻

Uzuuun bir aradan sonra yeni bölümle karşınızdayım 🙈

Neden yeni bölüm yayımlayamadığımı ve uzun zamandır burada olamadığımı  bundan önce paylaştığım AÇIKLAMA VE DUYURU da yazmıştım onun için tekrar aynı şeyleri yazmayacağım.

Yeni bölüm için oy sınırımız  250 oydur... ⭐👍🏻

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 😘

Keyifli okumalar 🥰

Kapıdan birkaç adım uzaklaşırken Ela da gözünü kapı deliğinden çekip telaşlı ve korkan gözlerle bana döndü. O da en az benim kadar hatta benden bile fazla korkuyordu. Korkum gelen kişiden dolayı değildi. Elaya dolaylı yoldan da olsa zarar vermesinden korkuyordum.

"Onun burada ne işi var? Nasıl öğrendi burada olduğumuzu? Niye geldi?"

"Bilmiyorum ki! En son doğumda gelmişti. Buraya da daha önce geldiğini hiç hatırlamıyorum." Kapının zili tekrar çalarken Ela daha da telaşlandı.

"Delikten bakarken beni gördü sanırım. Yani, tam olarak yüzümü göremese de gözümü gördü. Evde olduğumuzu biliyor. Ben içeri gideyim, sen kapıyı aç. Ayıp olmasın, sonuçta görümcen."

"Kapıyı mecbur açacağım, benim de baktığımı gördü. Sen odaya git, ben o gidince haber veririm." Ela başıyla onaylayıp sessiz adımlarla odasına doğru giderken Meryem'in sert sesiyle ikimizde irkildik.

"Kapının arkasında olduğunuzu biliyorum. Kapı açılmadan da hiçbir yere gitmeyeceğim. Elayla konuşmak istiyorum." Bizi duymuştu! İkimiz de şaşkınca birbirimize bakarken Ela hayır anlamında başını sağa sola sallarken yanına gidip fısıltıyla konuştum.

" Belki de kötü niyetli değildir. Eğer öyleyse bile Emir seni korurken, sana zarar verecek bir şey yapabileceğini düşünmüyorum."

" Ya yerimizi ona söylerse, ya yine Can'a ve bana zarar verirse! Ben tekrar aynı şeyleri yaşayamam." Gözleri dolmaya başlarken bir nebze de olsa sakinleştirmek için sarıldım.

"Ne sana ne de Can'a asla zarar veremez. Buna asla müsade etmem, tamam mı? Korkmana da gerek yok, abime hiçbir şey söylemez. Düşündüğün gibi aralarında hiçbir şey yok artık. O da en az senin kadar nefret ediyor. Aynı tarafta sayılırsınız."

"Bilemiyorum... Ona güvenemiyorum!" Kapının ardından gelen sesle tekrar susup onu dinledik.

"Hadi ama! Kapının kilidini çevirmek bu kadar zor olmamalı. Sadece konuşmak istiyorum. Ayrıca yağmur çiselemeye başladı, birazdan hızlanacak ve ben ıslanacağım." Elayla tekrar birbirimize bakıp birbirimizi cesaretlendirdikten sonra kapıya yöneldik.

Ela, elindeki bıçağı arkasına saklayıp kapının kenarına geçerken ben de elimdeki vazoyu fortmantonun yanındaki boşluğa bırakıp kapıyı açtım.

Meryem çiy düşen saçlarını elleriyle havalandırırken açılan kapıyla yüzünü bana çevirdi.

"Biraz daha burada bekleseydim kök salacaktım sanırım." diyerek içeri girdi. Tekrar bana dönüp;
"İyi akşamlar bu arada, biliyorum saat biraz geç oldu ama eve gitmeden önce buraya gelmek istedim. Sizinle, özellikle de Elayla konuşmak istediğim şeyler var." Üzerindeki ıslanmış paltoyu çıkarıp bana uzatırken ben hâlâ onun şu an burada olmasının şaşkınlığını yaşıyordum. Çantasını da uzatınca almam için verdiğini fark edip uzandım.

HAYATIMIN  KÖRDÜĞÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin