36.BÖLÜM

9.6K 359 101
                                    

Selamünaleyküm Canlar 😘

Size söz verdiğim gibi, yeni bölümle karşınızdayım.🙆

Tekrar tekrar aynı şeyleri yazıp sizi darlamak istemiyorum çünkü siz zaten bölümlerin neden uzun aralıklarla geldiğini biliyorsunuz.😘😍

Bölümü yazması 3 haftamı yayınlaması 4 günümü aldı. Sizin de köşedeki yıldızın içine dokunmanız sadece 1 saniyenizi alır. 🌟

Emeğe saygı kelimesi favorim 😉👍

Sorularınız varsa yorum kısmına bekliyorum (özel hayat hariç, orası acıcık yasaklı bölge 😊)

Sevdiğiniz veya sövdüğünüz yerleri merak ediyorum. Satır aralarında müthiş yerler var😉😏

Sizi çok çok seviyorum 💕

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 😍

Keyifli okumalar ❣


Kolumu Burak'ın mengene gibi sardığı ellerinden çekip ondan kurtulduktan sonra gözlerimin kenetlendiği ve bakarken bile titremeye başladığım kocama doğru yürümeye çalıştım.

Gözlerime bakan ela gözleri sanki bir ateş çemberinin içine düşmüş ve o ateş çemberi elalarını kızıla boyamıştı. Öfke, kin, nefret... Gözlerindeki duyguların yoğunluğundan hangisinin daha ağır olduğunu kestiremiyordum. Hangisinin daha büyük olduğunu ve arkasına sığındığı duygunun hangisi olduğunu algılayamıyordum... Gözlerine baktığım her saniye ve yaklaştığım her adımda korkuyordum... Kalbim sanki ağzımda atıyormuş gibiydi. Düzenli ama hızlı olan ritmini duyabiliyordum... Kim bilir aklından şu an neler geçiyordu? Ne düşünüyordu da dilini ve pençelerini ona göre bileyliyordu? Ne yapacağını ya da yapmayacağını kestiremiyordum ama eminim ki yapacağı ya da yapmayacağı şeylerin sonucunda kötü şeyler olacaktı...

Hızlıca masaların yanından geçip olası bir felaketi önlemek için Emire doğru giderken o da koşar adım bana doğru gelmeye başladı. Yanıma yaklaşıp alev toplarını gözlerime dikerken beni kenarı itip hızlıca yanımdan geçti. Korktuğum olacaktı... Az sonra büyük bir felaket yaşayacaktık... Emiri durdurmazsam çok kötü şeyler olacaktı...

Adımlarımı durdurup Emirin gittiği yöne doğru peşinden gittim. Hâlâ bana bakan ve az sonra olacaklardan bir haber, olduğu yerde sakin ve gevşek bir tavırla bekleyen Burak'ın karşısına dikilip yakasına yapıştı. Burak ne olduğunu anlayamadan sarsılırken  Emir bağırmaya başladı.

"Sen ne hakla benim karıma dokunursun lan!" Yakasından çektiği sağ elini yumruk yapıp yanağına geçirirken yemekhanedeki herkes onlara döndü. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bakarken Burak üzerindeki şaşkınlığı atıp boşta kalan eliyle Emirin yüzüne bir yumruk geçirdi. Emir sarsılarak gerilerken yanına gidip kolunu tuttum.

"Lütfen yapma... Hadi evimize gidelim." Kolundaki elimi sertçe itip yine aynı sert gözlerle bana baktı.

"Sen hiç konuşma, bana bunun hesabını vereceksin zaten... Şimdi çekil." Beni tekrar itip Burak'ın üzerine atlarken sanki film ya da tiyatro izler gibi iki adamın kavgasını izleyenlere seslendim.

"Ne bakıyorsunuz!!! Ayırın, bir şey yapın..." Erkeklerden birkaç kişi oturdukları masadan kalkıp yerde boğuşan adamları ayırmaya çalışırken bu sefer ağzından dökülen kanla Burak konuştu.

"Senin karınsa benim de ilk sevgilim, ilk aşkım... Seninle evli olması aramızdaki bazı özel şeyleri değiştirmiyor!" Ne diyordu bu? Ne yapmaya çalışıyordu? Sanki ilişkimiz varmış gibi konuşuyordu. Halbuki ne ilk sevgilim ne de ilk aşkımdı...

HAYATIMIN  KÖRDÜĞÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin