HAYATIMIN KÖRDÜĞÜMÜ

15.BÖLÜM

Selamunaleykum Cancanlar😍😘

Yine, yepisyeni bir bölümle karşınızdayım...
Bu bölümü dikkatli okumanızı istiyorum çünkü ilerleyen bölümlerden ipuçları var.

Umarım beğenirsiniz🙏😊

Vote ve özellikle yorumlarınızı bekliyorum😉😄

Keyifli okumalar😋

Burada üç tane büyük bir tane de küçük fotoğraf albümü vardı. Albümleri alıp koltuğa oturdum. Üzerinde bebek resmi olan albümü alıp diğerlerini masanın üzerine bıraktım. Kapağını açtığımda Hira teyze ve kucağında kundağa sarılmış bebek vardı. Çok güzel ve bakımlı bir kadındı. Şu anki haliyle bile bana taş çıkartırdı. Diğer sayfaya baktığımda Hira teyze 2-3 yaşlarında bir erkek çocuğunun elinden tutmuş kaydıraktan kaymasına yardım ediyordu.
Arka sayfayı çevirdiğimde 5-6 yaşlarında bir çocuk yanında kendi yaşlarında kızlı erkekli bir grubun içinde , önünde büyük çikolatalı pastanın üzerindeki mumlara üflüyordu.
Yan sayfada yine 5-6 yaşlarında bir çocuk iki kolu püsküllü lacivert bir bisiklete binmiş poz veriyordu. Diğer sayfalarda da buna benzer birçok fotoğraf vardı. Bu albümü bırakıp üzerinde ' İlkokullu' yazan ve kapağında iki tarafında ABC harfleri yazan albümü açtım.
Kapağı açar açmaz kahkahayı patlattım. Sümüklü, 7-8 yaşlarındaki bir çocuk annesinin elinden tutmuş sınıf kapısının önünde bekliyordu. Diğer sayfada ise yine aynı çocuk sıraya oturmuş yakasındaki kırmızı kurdaleyi gösteriyordu. Arka sayfayı çevirdiğimde 10 yaşındaki çocuk arkadaşlarıyla yan yana oturmuş bir elinde kola diğer elinde çeşit çeşit yiyeceklerin olduğu bir tabakla poz vermişti. Sanırım yerli malı yapmışlardı. Yan sayfadaki resime baktığımda bu sefer 15 yaşlarında üç genç üstlerinde basketbol kıyafetiyle spor salonunda , ellerinde kupayla poz vermişlerdi. Bu albümü de kapatıp masanin üzerine bıraktım.
Diğer albüm daha çok ilgimi çekmişti. Üzerinde büyük harflerle
'SERSERİ LİSELİ' yazıyordu. Kapakta büyük bir motorsiklet resmi vardı. Karakalem ile çizildiği çok belliydi.
İlk fotoğrafta sakalları yeni çıkmaya başlamış 16-17 yaşlarındaki genç, büyük siyah bir motorsikletin yanında elindeki kaskla poz vermişti. Yanındaki fotoğrafta da üç arkadaş yan yana durmuş ellerindeki sigarayla poz vermişlerdi. Sayfayı çevirdiğimde kızlı erkekli bir grup içinde yine aynı genç, büyük bir ateşin etrafında toplanmış iki kişinin elindeki gitarlarla poz vermişlerdi. Gitarlı olanlardan biri abimdi. Bu albümü de kapatıp masaya bıraktığımda ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Abim... Niye beni aramıyordu? Ya da niye telefonlarımı açmıyordu? Acaba abim de annemle kavga etmiş numarasını mı değiştirmişti? Ama öyle olsa da benimle bir sorunu yoktu ki. En azından bana haber verebilirdi. Benimle konuşabilirdi. Biz abimle hep çok yakındık. Ablam ya da kardeşim olsa bu kadar iyi anlaşamazdık. Küçük albümü elime aldığımda merdivendeki ayak sesleriyle merdivene baktım. Emirin 46 numara ayaklarını görmemle albümleri kucağıma toplamam bir oldu. Daha ben ayağı kalkamadan Emir yanıma gelmişti. Kafasını kucağıma uzatıp;

"Ne yapıyorsun?"

"Hiiiç sadece-" elimdeki albümleri çekiştirip kendi kucağına almıştı.

"Bunlar benim bebekliğimden üniversiteye kadar ki fotoğraflarımın olduğu albümler. Nasıl açtın çekmeceyi?"

"Anahtarla." deyip masanın üzerindeki anahtarı gösterdim.

"Anahtarsız açamayacağını biliyorum. Anahtarı nereden buldun?"

"Kitaplıktaki bir kitabın arasından buldum." elimdeki albümleri göstererek;

"Hangilerine baktın?"