40.BÖLÜM

8.5K 327 94
                                    

Selamünaleyküm Canlar 🙌

Hayırlı akşamlar 🌆

Nasılsınız? Neler yapıyorsunuz?

Ben iyiyim ve şu an finalden önceki bölümü yazıyorum... ✍

Finalimize tahminen üç veya dört bölüm kaldı ve bu bölümlerde herşeyi öğreneceksiniz İnşAllah 🙏

Aslında bölüm daha uzun olacaktı ve bölüm sonu sizi şoka sokacaktım ama aynı  bölümde bu kadar şok yeterli diye düşündüm 😁

Bölümü umarım beğenirsiniz...

Oylarınızı ve özelikle de satır arası yorumlarınızı bekliyorum.😍

Keyifli okumalar 💕


Kollarımı abimin beline sıkıca sarıp yüzümü şefkatli göğsüne gömerek ağlamaya başladım. Az önce duyduklarım ve yine Emirle ilgili yaşadığım hayal kırıklığından dolayı değildi bu gözyaşları... Yalnızlığın bitişi ve ayların birikmişinin yaşlarıydı...

Aylardır yalnızdım... Zor zamanlar atlatmıştım ve ailemden kimse yanımda olmamıştı. Abimin gelişi, güven dolu kolları, sahiplenici bakışları sırtımı dayayabileceğim ve artık güvenebileceğim bir dağın varlığını hissettirmişti. Sanki içimdeki o özgüveni çökmüş kadın bir nebze de olsa ayağı kalkmıştı. Sanki uzun zamandır yabancı insanların arasında yaşıyormuşum da o tek tanıdık yüz ve tek akrabammış gibi hissetmiştim.

Evlenince, kendi ailesinden uzaklaşınca insan, yeni bir aile kurma çabasına girip bazı şeyleri kabullenerek yaşıyordu. Ben de aylarca kabullenmeye çalışmış, yaşadıklarımı sindirmeye çalışıp birçok şeye rağmen her şeyi alttan almıştım ama sonunda sindirilen taraf ben olmuştum. Gururum incinmiş, bir sürü sıkıntıyla burun buruna gelmiştim ama zor da olsa atlatmaya çalışmıştım. Yanımda kim olursa olsun insanın ailem dediği ve ona her zaman destek çıkan insanlar farklıydı.

Tabi kırgındım da... Ona olan kırgınlığım içimdeki en büyük yaralardan biriydi... Bu zamana kadar yanımda olmayışı, en zor zamanlarımda bir şeyleri bahane edip bana sahip çıkmayışı kırmıştı... Belki bundan aylar önce gelseydi şimdi herşey çok daha farklı olacaktı... Belki bu kadar üzülmemiş ve yaşadığım kötü anıları yaşamamış olacaktım. Ama gelmemişti ve yaşamıştım...

Bir cenaze için bütün işini bir kenarı bırakıp gelebildiyse zamanında, onu çağırdığımda benim için de bahane uydurmadan gelebilirdi... Beni yalnız bırakmıştı. Her zaman yanımda olan, beni gözünden bile sakınan abim en zor zamanlarımda, onu çağırdığım hâlde yanımda olmamıştı. Ama şimdi bunu tartışacak değildim... Sebebini soracaktım ama şu an sırası değildi. Kendimde bir hesaplaşma gücü bulamıyordum. Heyecandan elim ayağım titriyordu...

Abim kollarını benden çekip yüzümü göğsünden kaldırarak buğulu gözlerime baktı.

"Niye ağlıyorsun?"

"Geldin! Yanıma geldin! Mutluluktan ağlıyorum." Tekrar saçlarımı okşarken Emir de yanıma gelip gözlerime baktı. Bakışlarım bir kaç saniyeliğine Emire kayarken gözlerindeki öfke çukurunu görünce bakışlarımı hızla ondan çekip abime döndüm.

"Tabi ki geldim kardeşim. Özür dilerim... Geç oldu! Daha önce gelmeliydim ama gelemedim."

"Geldin ya! Önemli değil." Önemliydi... Hem de çok önemliydi. Nasıl idam masasındaki birinin imdadına boynuna yağlı urgan geçirilip altındaki tabure çekildikten sonra yetişilemezse, ya da yetişirse de o öldüğü için bir önemi kalmamış olursa bizim ki de öyleydi ama Emir ve ablalarının yanında abimle tartışmayacaktım.

HAYATIMIN  KÖRDÜĞÜMÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin