12, Dışarıdaki Yamyamlar

Start from the beginning
                                    

"Ne oldu beğenmedin mi?"

"Beğenmek zorunda değilim." Jack Olivia'dan asla bu çıkışı beklemiyordu. Kaşlarını çatıp karısının elindeki kupayı hızla aldı.

"Ben de sana bunu hazırlamak zorunda değilim. Ama öyle nankör insanlar var ki yaptığın iyilik bile boşuna." Aldığı kupayı kendi hızlıca içerek odadan çıktı. Olivia sakin kalmak için derin bir nefes aldı. Bu şekilde daha fazla durup üzülmek istemediği için yapacak bir şey de olmadığından kitap okumaya karar verdi. En azından zaman biraz daha kolay geçerdi.

Olivia okuduğu satırlardan başını kaldırıp saate baktı. Yedi'ye gelmek üzereydi. Okuduğu kitabın arasına ayracı koyup kitabı sehpanın üzerine koydu. Oturduğu koltuktan ayağa kalktı. Odadan dışarı çıktı. Jack'i saatlerdir görmüyordu. Görmek de istemiyordu zaten.

Oturma odasına girdiğinde şömine başındaki koltukta yatan kocasını gördüğünde durdu. Üzerinde hiçbir şey olmadan öylece yatıyordu. Öfkesini bir kenara bırakıp insani duygularıyla hareket ederek odaya geri döndü. Bir battaniye alıp Jack'in üzerini örtmek için oturma odasına ilerledi. Jack vampir olduğu için aslında üşümezdi fakat Olivia yine de alışkanlık ile örtmek istedi. Battaniyeyi açıp Dük'ün üzerini örttüğünde geri çekilmesine fırsat kalmadan Jack, Olivia'nın bileğini tuttu. Düşes bu ani hareketle ilk başta ürkmüş daha sonra bileğini kocasının elinden kurtarmaya çalışmıştı. Jack gözlerini açarak karısına baktı. Onu kendine biraz daha çekip bacaklarına oturmasını sağladı.

"Ne yapıyorsun?''dedi Düşes kısık bir sesle. Böyle hareketler aşık kalbi için hiç de iyi değildi. Hem başkasını seviyordu hem de kendisiyle yakınlaşmaya çalışıyordu.

"Neden benden kaçıyorsun?" Düşes kocasına baktı. Bir de soruyor muydu gerçekten?

"Senden neden kaçayım ki?" Dük kaşlarını çattı. Ondan kaçtığı bariz bir şekilde ortadaydı ama kendisi bunu yalanlamayı seçmişti.

"Geceki konuşmamızdan sonra bir tuhaf oldun. Sabahki bana çıkışın, gün boyunca benden uzak durman... seni benden uzak tutacak bir şey mi yaptım? Kalbini mi kırdım?" Olivia bakışlarını kocasından kaçırdı. Ona aklındaki düşünceleri söyleyip Dük'ün onunla dalga geçmesini istemiyordu sonuçta Jack onu sevmek zorunda değildi.

"Cevap vermeyecek misin?" Jack Düşes'in yüzüne doğru kafasını kaldırdı. Bir şeye alındığı belliydi ama neye alınmıştı. Onunla hiç konuşmuyordu ki bir şeye alınsın. Ne yapmalıydı yani, sabahtan akşama kadar onunla özel olarak ilgilenmeli miydi? Onunda bir hayatı vardı sonuçta ve Olivia'ya onu sevmediğini zaten söylemişti. Peki o zaman alındığı şey neydi?

Jack dün geceyi aklından geçirdi. Olivia'yı üzecek bir şey yaptığını hatırlamıyordu. Gece yatana kadar Olivia iyiydi. Ona aniden sinirlenip, üzecek laflar söylediğinde de iyiydi. Ama ne yapsındı. Bu kız onu geçekten sinir ediyordu.

Dün geceden sonra böyle olmuştu ve uyumadan önce de böyleydi. Uyumadan önce bu şekilde olduğuna göre o zaman o sıradaki konuştukları bir şeyden alınmış olmalıydı. Peki ne konuşmuşlardı?

Jack gece uyumadan önce konuştukları konuyu beyninde iyice yokladı, yokladı ve yokladı... bulmuştu.

Gerçekten buna alındıysa komikti. Ne yani onu seveceğini mi düşünmüştü gerçekten? Hem de onu sevmediğini ona söylediği halde.

"Buna alınmış olmana inanamıyorum. Ge-..."

"Jack."diye durdurdu onu Olivia. Kendini bu şekilde asla ona rezil etmeyecekti.

Kocasının bacaklarının üzerinden kalktı ve Dük'e döndü.

"Hiçbir şeye alındığım ya da senden kaçtığım yok. Benimle ilgileniyormuş gibi davranmana da gerek yok. Beni sevmiyorsun anladım ve emin ol beni önemsemediğin halde buraya getirmiş olman benim için çok önemli. Ama lütfen daha fazla kurcalama. Bana bu şekilde davranma." Olivia'nın tül perdeden gözüken cama takıldı gözleri. Dışarıda iki kişi vardı bu evi gözetliyorlardı. Korku bedenini ele alırken Jack'e baktı. Şimdi ne yapacaklardı. Onları burada da bulmuşlardı.

"Jack." dedi korkuyla.

"Dışarıdalar." Dük karısının korkuyla söylediği sözlerden sonra hiç beklemeden koltuktan kalkarak cama baktı.

Ağaçların arasına saklanmış iki kişiyi görünce ağzı içine konuştu. Herifler onları hiç bir yerde rahat bırakmıyordu.

Yumruklanan kapıyla karısına baktı. Acilen bir şey yapması gerekiyordu.

*

Neden korumaları yok bu ne biçim lider diyenler var. Ama ben yine ve yine bunu da bölümde yazmıştım zaten yine dikkatli okunmamış. Koruma yok çünkü koruma olan bir yer dikkat çeker.

Şömine dumanı ve elektrikden de mi anlamayacaklar diyenler için ise bir evde koruma olması demek o evde yaşayanların özel insanlar olduğunu gösterir. Korumaları yok çünkü, koruma varsa ya zenginlerdir ya da lider vardır. Bizim dağ evinde ise koruma yok yani bu da o dağ evinde sıradan birilerinin yaşadığını gösterir ve fazla dikkat çekmez. Kurtlar onları bu şekilde bulamaz demek.

Az önce yorumlarda gördüm ve açıklama yapmak istedim.

Vampir Dük'ün KarısıWhere stories live. Discover now