9. Bölüm

1.4K 91 54
                                    

Luna merdivenlerden inerken Neville'i çok uzun zamandan beri ilk kez göreceğini düşündü, ama bu düşünce karnında krampa sebep olmuyordu

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.

Luna merdivenlerden inerken Neville'i çok uzun zamandan beri ilk kez göreceğini düşündü, ama bu düşünce karnında krampa sebep olmuyordu. Neville ile Hogwarts Savaşından yakınlaşmışlardı- ama bu hiçbir zaman diğer insanlarca kabul edilen türden bir 'yakınlaşma' olmadı. Ne Luna ne de Neville bunu istemedi zaten.

Luna saçlarını düzeltti ve ortak salonda Neville'in gülümseyen yüzünü görmek için çevresine baktı. Neville haddinden fazla düzenli görünüyordu, bir takım elbise giymemiş olsa da resmiydi kıyafeti. Luna onun gülümsüyor olmasına rağmen diken üzerindeymiş gibi gergin olduğunu da anlamakta zorluk çekmedi.

Neville "Hey." dedi ve elini kaldırarak salladı "Bir an hiç gelmeyeceğini düşündüm."

Luna özür diler gibi baktı onun yüzüne "Üzgünüm.." dedi "Biraz oyalandım- merdivenlerde."

Neville onu kendisinden başka kimsenin bu kadar iyi anlayamacağını ifade eder gibi başını salladı. Luna'nın başına gelen şeyin farkındaydı, üstelik bunu tek bilenin kendisi olmasını isterdi çünkü Hogwarts öğrencileri dedikodu yaparken iğneleyici oluyordu.. Neville bugüne dek kimseyi sözleriyle bile kırmamış olan, bundan da korkan Luna'nın bu muameleyi hiç hak etmediğini biliyordu.

"Dışarıya çıkalım mı?" Luna'nın gözleri karardı bir anlığına "Bahçeye?"

Sonsuza dek açık alanlardan kaçamayacağını ve bunu bir fobi haline getirmenin de kendisi için imkansız olduğunun bilinciyle gülümsedi "Pekala, gidelim."

Neville Luna'nın elini tutmak istedi odadan çıkarken, ama bunu düşünmek bile yüzüne kan hücum etmesine yetiyordu. Luna onun bu kadar yakınındayken alev alması işten bile olmazdı. Neville ve Luna hiç konuşmadılar hareket eden merdivenleri tek tek inerken. Dudakları ara sıra birkaç kelime için aralansa da ilk cümleyi eden olmak istemediler.

Luna yemekhanenin önünden geçerken içeriye göz attı ve gülümsedi, buraya gelmeyi reddediyordu günlerdir. Şimdi içeride birkaç Slyhterin öğrencisi vardı ve hareretle tartışıyorlardı. Luna orada Pansy ve Draco'nun da olduğunu görür gibi olsa da umursamadı, şu an ya da bir başka zamanda Draco karşısına çıksa da ona neden böylesine pislik olduğunu sormayacaktı. Bu- Luna'nın tarzı değildi. İnsanlar pisliktir ve bunun sebebini bilseniz de bir şey değişmez, hiçbir zaman değişmezler ve olan yalnızca sizin iyi niyetinize suistimal olur, başka bir şey değil.

Nihayet kapıya ulaştıklarında Profesör Slughorn göründü karşıdan. Hagrid'le tartışıyordu ya da yalnızca kendilerine öyle geldi.. Hagrid, Slughorn biraz daha konuşmaya devam ederse boynunu kıracakmış gibi bir ifadeyle bakıyordu onun yüzüne ama Profesör kesinlikle bunun farkında bile değildi.. Ve farkında olsa da bir şey değişmezdi ne de olsa Hagrid cüssesine rağmen yüreği tek bir tebessüme karşı yumuşayan bir insandı.

Tom Riddle ve Luna LovegoodWhere stories live. Discover now