6. Bölüm

1.5K 104 58
                                    

Belirsiz seslerdi kulağına çalınan. Luna gözlerini ne kadar aralamak istese de acısı ve üzerine çöken ağır uykusu buna izin vermedi. Başının altındaki soğuk toprağı ve alnına değen soğuk parmakları hissetti yalnızca. Sesleri ayırt edemiyordu. Ama Greybeck'in birkaç kelimesini algılayabildi.

"Seninle tekrar görüşmeyi ümit ediyorum Luna." Luna kalbinin ağrısından nefes alamıyordu "Gidelim, birazdan seherbazlar burada olur."

***

Harry ve Ron bizzat aramaya katılmışlardı Luna için. Hermonie ve Ginny'den aldıkları mektup, Hogwarts müdürünün soluğu sihir bakanlığında almış olması olayları daha karışık bir hale sokuyordu.

Harry Luna'nın ismini duyduğunda Lovegood olduğunu düşünememişti, ama Ron'un kendisine uzattığı mektubu okuduğunda hakkında konuşulanla kendi Luna'sının aynı kişi olduğunu anladı. Biricik dostu.

Ginny'in hızlı ve anlaşılmayan kelimelerle karaladığı mektup her bir satırında daha da endişeli hale bürünüyordu.

Ron "Belki de dergisi için garip yaratıklar bulmaya gitmiştir?" dedi bir umutla.

Harry gözlerini devirmekten son anda kurtardı kendini "Umarım" dedi "Ama zannetmiyorum."

"Ben de zannetmiyorum ama bir umut.."

O sırada kapıdan sihir bakanı ve yeni Hogwarts müdürü olan biçim değiştirme profesör McGonagall girdi. Müdür bir öğrencisini kaybettiğinden sıkıntı içindeydi, ama kaybolan öğrencisinin Luna olması daha da canını sıkıyordu- hatta korkuyordu. Luna her daim yalnız bir çocuktu ne de olsa, yalnızca altın üçlü ve Ginny'le konuşurdu. Ve ailesi de yoktu.

"Profesör." dedi Harry ve öne çıktı "Sizi gördüğüme sevindim ama... keşke bu şartlar altında olmasaydı."

"Ah, Harry." kadın elini Harry'nin omzuna koydu ve ona anne şefkatiyle baktı "Saat gece yarısı oldu ve Luna hala yok, onu bekledik aslında."

Bu esnada sihir bakanı araya girdi "Bence boşuna telaş ediyorsunuz bayan Mc-"

Profesör, Sihir bakanına öyle bir bakış attı ki adam korkarak geriye çekildi. Kapıdan çıkmadan önce Ron ve Harry'e baktı ve "Çocuklar bu durumu halledin." dedi bozulmuş bir sesle "Hemde hemen."

McGonagall adamın çıkmasını beklemeden "Hadsiz." dedi sertçe "Bir çocuğum kayboluyor ve telaşlanan ben oluyorum."

"Sakin olun profesör." dedi Ron, yüzü kızarmıştı nedense "Biz Luna'yı bulup getireceğiz."

"Size güveniyorum çocuklar." Ron ve Harry'e sarıldı, gözleri buğulanmıştı "Siz buradasınız diye geldim yoksa bu adamın olduğu bakanlığa adımımı bile atmazdım."

***

Genç kız bu kez gözlerini araladığında geceye gün doğuyordu. Luna vücudunun yandığını hissediyordu, alevlerin içinde kalmış gibiydi bu haliyle. Başını kaldırmak istediğinde geriye düştü, ağrı öyle yoğundu ki tek bir kasını bile hareket ettiremiyordu.

Ama bunlara rağmen dinçti. Vücudu sanki bunu atlattığında her zamankinden daha güçlü bir halde doğacaktı.

Luna'nın gözlerinden akan bir damla yaş yuvarlanarak kulağına ilerledi. Luna kızıl göğe baktı imrenerek.

Artık Greybeck'i nerede gördüğünü hatırlıyordu. 

Küçük bir çocukken onunla ormanın derinlerinde karşılaşmıştı, belki yine bu ormandı orası. Luna kışa rağmen yapraklarını açmayı reddetmeyen güle ellerini uzattığında, kendisiyle aynı anda bir el daha uzanmıştı çiçeğe. 

Luna gözlerini kaldırdığında gri gözlerini gördü önce Greybeck'in, ama ondan korkmuyordu. Kim olduğunu bilmediği birinden nasıl korkabilirdi ki? Luna çiçeği koparmak için hareketlendiğini gördüğünde "Dur" demişti "ne yapıyorsun?" 

Greybeck kaşlarını çatarak "Çiçeği alıyorum."

"Ama.." Luna biraz düşündü "Bu yanlış." 

Greybeck dizlerinin üzerine oturmuştu bu küçük ve beyaz kızın karşısında "Yanlış mı? Neden?"

"Onu öldüreceksin."

Greybeck Luna'nın saçlarını işgal eden yapraktan kurtardı onu, çocuğun saçları yumuşacıktı... hayatında belki de ilk kez merhamet hissetti. Bu küçük canlıya karşı içi anlamdıramadığı bir merhametle dolmuştu "Pekala." diyerek ayağa kalkmıştı. Luna başını kaldırarak baktı bu koca adama "Bana adını söyle."

"Luna."

"Ben de Fenrir Greybeck." kızın küçük elini kendi kocaman ellerinin arasına alarak sıkmıştı ve beceriksiz bir tebessüm vardı o an dudaklarında "Hoşça kal, yine görüşürüz."

Luna bundan sonra bir kez daha görmüştü Fenrir'i. Hogwarts savaşında. Kendisini gözlerine baktığı an tanımış olması, onu gerçek anlamda tanıdığının belirtisiydi. Ama Luna bunu umursamadı. Greybeck annesinin onun hakkında uyardığı, bir kez daha yalnız başına dışarıyı çıkmayı yasakladığı kişiydi. Kabusu.

Luna ayağa kalkmak için yeniden davrandı ama bu kez hareket edecek güce sahip olmasına rağmen durdu. Sesler kulağına daha önce hiç olmadığı kadar berrak geliyordu. 

Birkaç saniye sonra ufukta Ron'un kızıl saçları ve Harry'nin yuvarlak penceresinden kendisine endişeyle bakan yeşil gözleri göründü. Harry ve Ron Luna'nın yanına çöktüler. Luna konuşamıyordu, boğazı kurumuştu.

Ron Luna'yı kollarına aldı ve ayağa kaldırdı ama o sırada Harry'nin dudaklarından dökülen kelime onun titremesine hatta az kalsın Luna'yı düşürmesine sebep olacaktı.,

"Ron..." diye fısıldadı Harry, sesi inanamıyormuş gibi çıkıyordu "Luna'nın omzunda-"

Daha fazla konuşmadı.

Bu 2 kelime her şeyi açıklamaya yetiyordu.

Ve Luna'nın perişan hali de.


Not: Arkadaşlar Tom Riddle 7. bölümden sonra karşımıza çıkacak. Anlayışınız için teşekkür ederim. Okuduğunuz için sağ olun.

Tom Riddle ve Luna LovegoodWhere stories live. Discover now