22. Gün

11.5K 637 75
                                    

Kavuşmalı bölüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kavuşmalı bölüm. Yeppuuu!!!!!

&&&

" Neva hazır mısın canım?"

"Hazırım abla." Odadan zar zor sürüklediğim valizle çıkmaya çalışırken Esin abla elimdeki sırt çantasını aldı. Eşyaları kapıya kadar götürdüğümüzde artık vedalaşma zamanı gelmişti. En sevmediğim sahne.

" Sana da rahatsızlık verdim abla. Kusura bakma."

" Ne rahatsızlığı Neva. Ne zaman istersen gel. Dur bak sana ne vereceğim."

Koridordaki küçük  dolaptan bir anahtar çıkardı.

" Bunu sana ne zamandır vermek istiyordum. Artık burası senin de evin sayılır. Bu anahtar sende kalsın. Ben evde olmadığımda rahatça girersin. "

" Çok teşekkür ederim abla. Kendine iyi bak. "

Sarılınca 'abime de iyi bak' diye fısıldadım. Ona çok iyi bakacağını tabi ki biliyordum. Ama yine de içim rahat değildi.

" Hiç gözün arkada kalmasın. İşten fırsat buldukça her gün yanına gideceğim. "

Kapıda bekleyen taksiye valizimi yerleştirip yola çıktığımızda buradan gideceğim için üzgündüm.

Düşüncelere dalmışken çalan telefon beni kendime getirdi. Arayan Şafağın annesiydi.

" Efendim Selma abla. "

" Nerdesin kzıım? Çıktın mı yola? "

" Çıktım Selma abla. Birazdan havaalanına varırım. Sen ne yaptın?"

" Bende yeni çıktım. Biraz geç geldi taksi."

Sesi öyle bıkkın geliyordu ki istemeden güldüm.

" Orada buluşuruz. Ben seni ararım abla. "

Havalanına varınca uçağın kalkmasını beklerken son görülmesine baktım. Beş dakika önce girip çıkmıştı. Belki de benden mesaj bekliyordu. Hadi bakalım Şafak bey. Seninle biraz oyun oynayalım.

Bilinmeyen Numara : Askerim.

Bilinmeyen Numara : Normalde bugün İzmire dönecektim ama dönemedim.

Bilinmeyen Numara : Abimi bırakamadım. Çok alıştım ona. Bir kaç gün daha burada kalacağım.

Askerim : Öyle mi?

Askerim : Bende sana bugün gelecek misin diyecektim.

Bilinmeyen Numara : Bugün ne ki? Özel bir gün falan mı?

Askerim : Yemin törenim var.

Bilinmeyen Numara : Aa ben bunu unutmuştum.

Bilinmeyen Numara : Çok özür dilerim. Keşke gelebilsem.

Bilinmeyen Numara : Ama abimi bırakamam.

Askerim : Anladım. Olsun annem gelecek zaten. En azından onu görmüş olurum.

Bilinmeyen Numara : Evet. Hem belki kız arkadaşın da gelir.

Askerim : Sanmam. O kadar yolu göze almaz.

Askerim : Zaten gelmesi için de bir neden yok. Benim hiç bir şeyim olmuyor o.

Bilinmeyen Numara : Güleyim de boşa gitmesin.

Askerim : Neden bana inanmıyorsun?

Bilinmeyen Numara : İnanamıyorum işte. Gitmeliyim. Sonra konuşuruz.

Konuşmadan kaçar gibi çıktığımda uçağın son anonsu yapılıyordu. Hızla uçağa binip telefonu kapattım.

Bekle askerim. Bekle. Geliyorum. Bir iki saate yanında olacağım. Unuttuğumu sandın ama ben seninle ilgili bir şeyi nasıl unuturum.

Yaklaşık iki buçuk saat süren yolculukta bir an bile aklımdan çıkmadı. Üzülmüş müydü gelemeyeceğimi sandığı için? Biraz vicdan azabı çekmişim ama sonuçta bu bir süprizdi. O kadar da olacaktı yani.

Uçaktan inince bekleyeceğimiz yere varıp Selma ablaya bakmaya başladım. Ama göremedim. Uçağı daha inmemişti demek ki.

"Neva kızım!"

Arkamı dönünce sanırım bu sahneyi görmeyi beklemiyordum. Selma abla yaşına rağmen o kadar dinçti ki koşarak üzerime doğru geliyordu. O kadar da yaşlı sayılmaz canım. 45 bile yoktu belki.

Samimiyetle kollarını uzatınca bende sarıldım. Çok çabuk ısınmıştık birbirimize. Ne yalan söyleyeyim. İlerde kaynanam olacak bu kadınla bu kadar hızlı işbirlikçi olmayı beklemiyordum.

Şansımıza havaalanının önünde bekleyen bir taksi vardı. Bulunduğumuz yere varana kadar koyu bir sohbet tutturmuştuk bile.

" E heyecanlı mısın bakalım?"

"Hem de nasıl. Şafak ilk defa beni görecek."

"Sen Şafağı benden iyi tanıyorsun belki ama yine de seni uyarayım. Soğuk biridir o. Ters tepki verirse hemen öyle üzülmek gitmek falan yok. Bozuşuruz ona göre. O istese de istemese de ben seni gelin alacağım. Merak etme sen, deyip kocaman gülümsedi.

Allahım, ben ne sevap işledim de bana böyle güzel bir müstakbel kaynana nasip ettin.

&&&

Törenin yapılacağı yere geldiğimizde gözüm her yerde onu aradı. Onun gözlerini. Nihayet o güzel mavi gözlerini gördüğümde Selma abla da farketmişti. Yanına ulaşana kadar bir sürü ağlayan sarılan aile gördüm. Sakin olmaya çalışarak derin bir nefes aldım. Buna hazırlıklı olmalıydım. Birazdan bende bunu yaşayacaktım. Yani umarım yaşardım.

Selma abla çoktan Şafağın yanına varıp sarılmıştı bile. Hem sarılıyor hem de oğlum diye sayıklıyordu. O an Şafağı biraz daha sevdim. Üzerindeki kıyafet bile beni ona biraz daha aşık ediyordu. Ne yapacaktım ben bu adamla?

Nihayet birbirlerinden ayrılabildiklerinde Şafak kaşları çatık sorgulayıcı bakışlarla bana bakmaya başlamıştı.

Ciddi olamazsın? Kaç gündür konuştuğun kızı tanımadın mı? Selma abla aradaki gerilimi hissetmiş olmalı ki bizi tanıştırma gereği duydu.

"Bak oğlum. Bu Neva."

Kulağına müstakbel gelinim diye fısıldamayı da ihmal etmedi.

💙💙💙

ŞAFAK Where stories live. Discover now