16. Bölüm

257 25 1
                                    

Yüzümde gezinen parmaklarla uyuduğum huzurlu uykumdan uyandım. Gözlerimi kırpıştırarak açarken , yüzümdeki parmaklar saniyesinde uzaklaşmıştı.

Gözlerimi açtığımda karşımda gözleri kapalı bir Cantekin görmek öyle güzeldi ki , hayatımın sonuna kadar hep bu manzarayla uyanmak istedim. Gözlerimi her açtığımıda karşımda onun o güzel yüzü olsun istedim.

Aldığı titrek nefeslerden uyumadığı ve az önce uyanmama sebep olan parmakların ona ait olduğu anlaşılıyordu. Ben uyurken beni seyretmiş olduğunu düşünmek hem utanmama hem de mutlu olmama sebep oldu. Gülümseyerek ona bakarken elimi yavaşça uzatıp yanağına koydum. Yavaş bir şekilde yanağını okşarken , nesefisi tutuğunu farkederek daha da gülümsedim.

" Uyumadığını biliyorum Cantekin. " söylediğimle ilk önce derin bir nefes alıp sonra tek gözünü açarak bana baktı. Şirinliği karşısında kalbim atmayı keserken gülümsemem daha da fazla arttı.

" Günaydın. " diğer gözünü de açarak bir iki kere öksürüp " Günaydın. " dedi.
Bir süre hiç kıpırdamadan birbirimizin gözlerine daldık. Hayatımın sonuna kadar hep görmeyi istediğim gözler şu an karşımdaydı ve ben bu dünyadan olabilecek en mutlu adamdım.

Ona gülümseyerek bakarken gözleri yavaşça dudaklarıma kaydı. Bakışları dudaklarımla gözlerim arasında gidip gelirken yavaşça gülümsememi kestim. Kalbim dışarı çıkmak istercesine atarken elim yanağında donmuş bir şekilde öylece ona bakıyordum.

Gözleri en son dudaklarımda durduğunda başını yavaşça yaklaştırdığını fark etmemle nefesimi tuttum. Kalbim, Cantekinin yaklaşmasıyla daha da hızlı çarparken , gözlerim benden bağımsız bir şekilde kapanmaya başladı.

En sonunda nesefisini dudaklarımda hissetmeye başladığımda bedenimin titremeye başladığını hissettim. Kalbim kulaklarımda beklerken, kapının yumruklanmasıyla bir anda gözlerimi açıp yerimden sıçradım. Cantekin de korkuyla uzaklaşıp kocaman açtığı gözlerle kapıya bakarken " Kalkın artık uykucular kahvaltı için akşama kadar sizi bekleyecek değiliz. " diyen Alperenin sesini duydum.

Allahım ya ne günah işledim de başıma Alpereni verdin diye düşünürken aynı zamanda içimden ona sayısız küfürler ediyordum.

"Bence Alpereni daha fazla kızdırmadan içeri girsek iyi olur. " dedi Cantekin yataktan kalkıp. Cantekine baktığımda gece gorgunluktan fark etmemiştim ama üzerine biraz büyük gelen pijamalarımla Cantekin o kadar tatlı görünüyordu ki , tatlılığı karşısında eriyip gidebilirdim.

Cantekinin tatlılığı karşısında bütün sinirim uçup giderken gülümseyip yataktan indim. Odadan çıktığımızda gelen yemek kokulayırını takip edip mutfağa ulaştık. Alperen masada oturmuş bir şekilde bizi beklerken Soner elindeki meyve suyunu Alperenin önüne koydu.

" Günaydın. " diyen Sonere karşılık Cantekin de " Günaydın. " dedi. Bense kaşlarımı çatmış sinirli bir şekilde Alperene bakıyordum. Alperen bakışlarıma karşılık omuz silkmekle yetinip " Günaydın. " dedi.

" Lavaboyu kullanabilir miyim ? " konuşan Cantekinle ona döndüm.

" Tabi , odanızın hemen yanındaki kapı ." Cantekinin sorusunu Alperen yanıtlarken , kafasını sallayıp lavaboya doğru adımladı.

Cantekinin uzaklaşmasıyla Alperene dönüp "Ne diye sabah sabah kapımızı yumrukluyorsun. " kızgın bir şekilde çıkan sesime karşılık " Ne o romantik anınızı mı böldüm yoksa?" Bana bakıp gülümseyen Alperenle daha da sinirlenirken yandan Sonerin kahkahasını duydum. Tam bir şey diyecekken Cantekinin gelmesiyle sustum.

Tam önümde kalan sandalyeyi çekip Cantekinin oturmasını beklerken, şüpheli gözlerle bize bakıp sandalyeye oturdu. Ben de yanındaki sandalyeyi çekip oturdum.

Karanlığa Bir Işık Yak Where stories live. Discover now