"erguvan saçlı, yayla gülü, 'fidan' kız..."

15.9K 459 94
                                    

Merhabalar:)) Evet çok uzun süre oldu ve evet ben de sizi çok özledim. Ancak sizin için önem kazanıp,  mazaret sayılmasa da benim açımdan bölüm yazacak zamanlarda değildim. Bu zamanlarda yanımda olup destek veren arkadaşlarıma teşekkür ederim. Sabırla bölüm bekleyen okuyucularıma da... Ancak! Belirtmek istediğim bir şey var ki ben burada bu işi zevk için yapıyorum. Yazmaktan, hayal kurmaktan ve ZeyKerden hoşlandığım için. Belirli bir bölüm atma zamanım olmak zorunda değil. Tabii ki de bu istenirse okuyucularımın isteklerine önem verir ve bir gün belirler uymaya çalışırım. Amma ve lakin kimse bana "bölüm at!" tarzında yaklaşamaz. Bu bölümde hikayenin en başından beri yanında yorumlarıyla dostluğu ve arkadaşlığıyla beni yalnız bırakmayan Tutkuma gelsin.
Seni çok seviyorum İzmirli!

Bu arada bugün benim doğum günüm. Bölümü sırf o yüzden atmak istedim. Kendime de doğum günü hediyem oldu.
Asıl söylemek istediğim; sizleri ve bu hikayeyi seviyorum. İlk bölümden beri destek çıkan, en ihtiyacım olan zamanlarda fikir belirten, eleştiri yapan okuyucularıma teşekkür ederim. Ama tek bir yorum yapmayıp sadece "yeeni bölüm!" yazan okuyucularımın da görüş belirtmesini isterim.

Keyifli okumalar..

Keremin söylediği sözlerin etkisi altında kalmamak mümkün mü bilmiyorum. Ama itiraf etmem gerekiyor ki ben yine Keremin ve söylediği sözlerin etkisi altında kalıyorum. Söylediği her şeyi zihnime kazıyorum her zerresine kadar. Bakışları yine en derinime iniyor. Ellerimi saçlarının arasına daldırmak istiyorum, o öyle karşımda tam gözlerimin içine bakıp o güzel sözleri söylerken. O sözleriyle beni etkisi altında bırakırken ben de bakışlarımla yapayım istiyorum aynısını. Uzun uzun bakıyorum gözlerine "seni seviyorum" der gibi. Bir ara o kadar uzun bakıyorum ki gözlerim doluyor bakışlarının derinliğinden. Orada öylece oturup dakikalarca bakıyoruz birbirimize. Tam bir yaş gözümden süzülecekken Kerem elini uzatıyor ve o yaşın akmasına izin vermiyor. Yanağıma koyduğu elinin üzerine koyuyorum elimi ve o aşık olunası parmaklarını okşuyorum parmaklarımla.

"Hşş güzelim, hayır. Bugün ağlamak yok. Bugün bizim en mutlu günümüz." diyor tüm samimiyetiyle.

Bende sıcak bir gülümseme gönderiyorum burun buruna olduğum adama. O sırada tüm yüz hatlarını incelemeyi ihmal etmiyorum. Gözlerini seviyorum en çok mesela. Bakışları beni sarıyor ve hiç bırakmayacakmış gibi hissediyorum. Dudakları takılıyor sonra göz hizama. Her aralandığında, her bir şey söylediğinde dikkatli bir şekilde saatlerce dinlemek istiyorum söylediklerini. Onun sesinden duyduğum her şey başka geliyor bana. Sonra sakalları. Şuan hafif çıkmış durumdalar. Avuç içlerimi gezdiriyorum üzerlerinde. Onu sevmekten hiç sıkılmayacağım diye söz veriyorum kendime. Bu kadar güzel bir adamı üzme diye de tembih ediyorum.

Sessizliğimden sıkılan Kerem dudaklarıma biraz öncekine nazaran masum bir öpücük konduruyor. Ayağa kalkıyor ve yine o çok bilindik olan kendini bilmiş gülümsemeyle konuşuyor.

"Tamam çok güzel bir yüzüm olabilir ama vaktimizi daha güzel değerlendirmeliyiz Zeynep Hanım." diyor.

Ona ayak uydurup ayağa kalkıyorum ve kollarımı koltuk altıma alarak konuşuyorum.

"Hadi ya? Ne yapmalıyız mesela?" diyorum gülerek.

"Meselaaa." diyor bana yaklaşarak ve belimden tutup tüm bedenini bedenime yaslarken.

"Mesela çok kötü şeyler yapabiliriz." diyor bakışlarını tüm bedenimde gezdirirken.

Söylediği şeyi anlayıp onunkine nazaran yanında küçücük kalan ellerimi omuzlarına getiriyorum ve ona ufacıkta olsa bir zarar veremeyecek yumuşaklıkta vuruyorum.

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin