Matiz

18.2K 405 60
                                    

Arkadaşlar öncelikle merhaba. Yeni bir bölümle karşınızdayım ancak bölümden önce ufak bir açıklama yapmak istiyorum. Gerek özelden, gerek bölümlere gelen yorumlardan olsun herkesin ‘’Zeynep ile Kerem ne ara sevgili oldu’’ düşüncesi var. Öncelikle Zeynep ile Kerem sevgili değil. Ee madem sevgili değil neden sürekli bir aradalar ve sevgili gibi davranıyorlar diye soracak olursanız şuan sürekli yaşadıkları şeylerden biride fiziksel bir çekim o yüzden. Sonrasında birbirlerinin yanlarında kendilerini iyi hissettikleri gerçeği var. Aralarındaki şeyi oturup konuşmadılar çünkü ben ilk bölümlerden bu olayla sıkmak istemedim, ileri ki bölümlerde bu olay zaten fazlasıyla gündeme gelecek. Sonra ki bölümlerde sevgili olurlar mı, farklı bir ilişkileri mi olur bilmiyorum çünkü ben kurguyu en başından finaline kadar düşünmeme rağmen her zaman yeniliğe açık bir şekilde yazıyorum. Ufak bir açıklama dedim ama baya uzadı..

Gittikleri mekanın adı Matiz. Matiz'in sözlük anlamı 'sarhoş' demek bilmeyenleriniz varsa söyleleyim. Mekanın fotoğrafı dış bağlantı denen yere eklenmedi maalesef. Ancak çok güzel bir mekan olduğu için bakmanızı tavsiye ederim internetten. Gerçek adı 'levendiz rum meyhanesi'dir. Nihat babayı, Ahmet Mümtaz Taylan canlandırıyor. Yeni giren karakterimizde malumunuz kişi canlandırıyor. Gerçek hayattaki ismini kullanmak istedim, ben kendilerini çok severim. Siz de seviyorsunuzdur umarım. Mekanda çalan birkaç şarkının ismi bölümde geçiyor ama ben en sevdiğimi yine multimedyaya bıraktım, dinlemek isterseniz diye. Son olarak gifimizde multimedyadadır bu bölümden önce spoiler oldu ancak dayanamadım gifi sizinle paylaşmadan. Lütfen eleştiri yapmaktan çekinmeyin, en ihtiyacım olan şey olumlu veya olumsuz yorumlarınız.

Bölümü arkadaşlarım olan Berra ile Aleynaya ithaf ediyorum.İnşallah beğenirsiniz kızlar :)

Keyifli okumalar.


Birkaç derse daha girdikten sonra Zeynep’in yanına gitmek için eve geçiyorum. Önce duşa giriyorum, rahat bir duş aldıktan sonra belimde havlu ile mutfağa giriyorum bir şeyler atıştırmak için. Dolabı açıp hazır bulunan sandviçlerden bir tane alıp ısırarak odama gidiyorum. Koyu renk kot bir pantolon, boğazlı bordo bir sweathsirt giyiyorum.Saçlarımı da çekmeceden aldığım ufak havluyla kuruttuktan sonra masanın üzerine bırakmış olduğum son sandviç lokmasını da ağzıma atıp merdivenlerden koşar adım iniyorum. Zeynep’e gitmek beni neden bu kadar heyecanlandırıyor, Zeynep ile aramdaki şey ne, nereye varacak bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var o da o kızın yanında huzur bulduğum. O sırada telefonumun sesi kulaklarımda yankılanıyor ve gelen mesaja bakmak için elimi cebime atıyorum. Mesaj Zeynepten gelmiş.

‘’Kerem, gelirken frezyaları da getirebilir misin?’’

Hemen cevap atıyorum zaten aklımda olan bir şeyi bana söylemesinin güzelliğini düşünerek.

‘’Olur güzelim.’’

Merdivenlerden indikten sonra bahçeye doğru gidiyorum ve sürgülü kapıyı aralayıp bahçeye girdikten sonra ilerideki frezyaları yönelip vazoyla beraber elime alıyorum. Kokluyorum tüm nefesimi içime çekerek. Zeynep gibi kokuyor diye düşünüyorum, tıpkı Zeynep gibi…

Vazonun içindeki suyu boşaltıyorum arabada bir yerlere dökülmesin diye, nasıl olsa Zeynep vazonun içine su koyup evinin en güzel köşesine yerleştirir çiçeklerini diye düşünüyorum. Suyu boşaltıp içinde sadece frezyaların olduğu vazoyu aldıktan sonra üzerime de ceketimi giyerek  anahtarın cebimde olup olmadığını kontrol ederek kapıya yöneliyorum. Kapıyı açtığımda karşılaştığım kişiyle önce ufak çaplı bir şoka uğruyorum. Bir kaç kere gözlerimi kırpıştırıyorum kimin geldiğini tekrar idrak etmek için ama hayal olmadığını görüyorum ve sevinçle şaşkınlık karışımı bir duyguyla elimdeki çiçeği kapının ilerisindeki masanın üzerine bırakıp kapıya dönüyorum.

Karşımda hala bana bakmakta olan adama kocaman açıyorum kollarımı ve sarılıyorum.

‘’Kardeşim!’’

‘’Heeh bee sonunda. Bir ara öyle Yeşilçam filmlerindeki gibi bakışacağız sandım oğlum.’’

‘’Yaa bırak zevzekliği nereden çıktın sen, hangi rüzgar attı seni buraya?’’ diyorum sarılma faslını sona erdirerek.

‘’Ayıp ediyon ama, özlemişte gelmiş olamaz mıyım?’’

‘’Hadi hadi yeme beni’’ diyorum baş parmağımı ona doğru sallayarak.

‘’Beni içeri alacan mı ben gidiyim mi?’’ diyor ciddiyetle bana bakarak.

‘’Saçmalama da gir şuraya.’’ diyorum kapının önünden çekilip.

İçeri girdiğinde masanın üzerindeki frezyaları görüp vazoyla beraber eline alıyor.

‘’Vay vay vaay. Hissetin mi lan geleceğimi? Bana mı bunlar.’’ diyor dalga geçerek.

‘’Sen iyice sulu bir adam olmuşsun ha, ne oldu bizim sokak çocuğu Kekaya?’’

‘’Olanlar oldu bana kardeşim, olanlar oldu.’’ diyor iç çekerek.

‘’Olduranlar var sanki?’’ diyorum yanına gidip elimi hafifçe omzuna yerleştirip.

‘’Sorma’’ diyor. Sonra da konuşmaya devam ediyor.

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin