''Seni düşünmek...''

16.1K 438 68
                                    

Selamlar hanımlar beyler. Yine arayı uzattım ama bilmiyorum neden böyle oluyor. Motivasyonum düştü sanırsam. İçimde yazma isteği olmasına rağmen bunu toparlayıp sayfalar haline getiremiyorum. Bunun en büyük etkisi de okunma sayısı benim için voov diyebileceğim bir sayıda olmasına rağmen oy sayısının o sayıya nazaran düşük olması sanırım. Okunma sayısına bakıyorum her bölüm yükselişe geçmiş, ama oy sayısına baktığımda arasında büyük bir fark var. Bu bölümlerin beğenilmemesinden mi kaynaklı? Rica ediyorum yorumlarınızı eksik etmeyin. Kafa karışıklığımın üst seviyede olduğu bu dönemde gerçekten eleştiriye, yoruma, aklınıza gelebilecek bir sürü öneriye ihtiyacım var.

Multimedyada çok sevdiğim bir müzik var. Ben bazı kısımları yazarken onu dinledim. Hangi kısımlar olduğunu okurken anlarsınız büyük ihtimalle.

Keyifli okumalar..

Öpüşmemize nefes almadan devam ederken kendimi onda kaybettiğimi hissediyorum. Her hareketinde, her sözünde, her bakışında kendimi onda daha çok kaybediyorum. Bir sözüyle ona inanacak kadar hangi ara güvendim bilmiyorum ama, koşulsuz söylediğine inanmak istiyorum. Bağırmak geliyor içimden, ''Evet, ben senin öğrencin DEĞİLİM.'' diye ama sonra yine içimde bir yerlerde adını tarif edemediğim dürtüm kuşkuyu tam da yüreğimin üzerine koyuyor. ''Öğrencisi değilsen, neyisin?''

Cevabını bilmediğim soruları kendime sormak uzun süredir yapmış olduğum şeyler arasına giriyor yavaş yavaş. Cevabı bulabilecek miyim, kendim mi cevaplayacağım veya karşımdaki gözlerine baktığımda bile başka alemlere daldığım adam mı? Bilmiyorum. Bilinmezliğe doğru sürüklenirken ve bedenimi iyice Keremin bedenine karışmış bir şekilde bulurken çevremizdeki insanların bize baktığını fark ediyorum. Her öpüşüyle daha da derinlere inmeme rağmen bir an kendime gelip çekiyorum dudaklarımı dudaklarından.

''Kerem'' diyorum nefes nefese. O ise gözleri kapalı bir şekilde sanki başım hala ellerinin arasındaymış gibi, dudakları önde ve aralanmış bir şekilde durmaya devam ederken aynı benim gibi nefes nefese ismimi sesleniyor.

''Zeynep''

''İnsanlar bize bakıyor.'' diyorum bu durumdan rahatsız olarak.

Tek gözünü açıp çevremizde yanımızdan yürüyüp gitmelerine rağmen hala bize bakan insanlara bakıyor. Sonra da gözlerini tamamen aralayıp o mükemmel gülüşünü gösteriyor.

''Ee bu çok normal güzelim, öpüşen insanlara bakan bir toplumumuz var.'' diyor rahat bir tavırla.

Bu kadar rahat olmasına anlam veremeyerek sinirleniyorum ve elimin tersiyle göğsüne vuruyorum.

''Yaa, ne kadar rahatsın! Ya okuldan birileri gördüyse? ''

Bir süre bir anlam veremediğim ama yine de fazlasıyla etkileyici olan bakışlarla bana bakıyor. Sonra yine başımı ellerinin arasına alıyor.

''Sence umurumda mı?''

Ve dudağıma biraz öncekine nazaran masum bir öpücük kondurup geri çekiliyor.

Ben kendimi yine sorularla baş başa bir halde bulurken kendime soruyorum. Umurunda mı? Değil gibi davranıyor ama olmalı. Eğer gerçekten okuldan biri görür, bu diğer hocaların kulağına giderse hiçte hoş olmayan şeylerle karşılaşırız. Hem o, hem ben.

Kısa bir sessizlikten sonra arabayı çalıştırıyor ve inme faslını es geçerek arabayı okula sürüyor. Okula girip her zaman park ettiği yere park ediyor arabasını ve gözleriyle beni cesaretlendirip iniyor arabadan. Bende cesaretimi toplayıp iniyorum peşinden. Bir kaç göz dışında bizi pekte umursamıyor diğer insanlar. Yan yana okula giriyoruz ve yine çokta fazla olmayan klasik işsiz insanların bakışlarıyla sınıfın önüne geliyoruz. Sonra fazlasıyla ciddi bir ses tonuyla konuşuyor.

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin