''Çok güzelsin Zeynep..''

22.7K 476 46
                                    


Merhabalar oylarınız ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Arkadaş ısrarıyla erken atılmış bir bölümdür, hatam varsa affola.

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Yüzüme yaklaştırdığı yüzünden hissettiğim tek şey nefesi. Ne dudakları, ne dili ağzımı istila etmiyor. Neyi bekliyor diye düşünerek hazdan dolayı kapadığım gözlerimi aralıyorum ve tabir etmem gerekirse tam olarak bana hayran hayran bakan o müthiş gözlerle karşılaşıyorum.

Gözlerimle ona ''beni öp'' diye haykırıyorum ama o sadece koyulaşmış renkteki gözleriyle bana bakıyor.

Dizlerimin önünde çökerek ellerini sandalyenin alt kısmına indiriyor. Sonra da beni oldukça şaşırtan cümleyi kuruyor dizginlemeye çalıştığını düşündüğüm ses tonuyla.

''Önce şu ayaklarını temizleyelim.''

Ve sağ ayağımdaki topukluyu çıkarıp yere bırakarak ayak bileğime bir öpücük yerleştiriyor.

''Senin üzerinde daha bir güzel sanki bu şarap.''

Sol ayağımdaki topukluyu da çıkardıktan sonra nasıl oluyor da o demiri bile kırabilecek güçteki elleri bileğime bir tüy gibi dokunuyor onu düşünüyorum. Şuan o kadar nazik ki ders anlatırken ki sinirli Keremi bilmesem inanacağım. Galiba bu sakinlikte biraz benimde etkim var ha?

Düşüncelerimi bölen şey yine Keremin öpücükleri oluyor. Ayak bileğimi tutmuş bacaklarıma doğru derin derin öpücükler konduruyor. Dudaklarından sanki bir dua gibi adım duyulduğunda daha fazla dayanamayıp gömleğinin yakalarından tutup dudaklarımla birleştiriyorum dudaklarını. Önce ufak bir şok yaşayıp karşılık veremese de çok gecikmiyor dilini ağzımın içine ittirmesi. Bende hiç itiraz etmeden kabul ediyorum onu. Elini belime atıp oturtmuş olduğu sandalyeden bir hışımla kaldırıp tezgaha yaslıyor bedenimi, tabi kendi bedenini de benim bedenime yaslamakta gecikmiyor. Karnımda bir yerlerde bir sertlik hissettiğim an dudaklarımdan dökülen inlemeye engel olamıyorum. Elleri belimle, bacaklarım arasında mekik dokurken onu durdurmazsam pişman olacağımız şeyler yapmaktan korkuyorum. Elimi tam da kalçamın üzerine yerleştirdiği elinin üzerine getirip sıkıyorum, o zevkten yaptığımı sanıyor olmalı ki karşılık olarak kalçamı sıkıyor. Konuşmaya karar vererek aralıyorum dudaklarımı. Ama ondan ayrıldığım an o daha hızlı davranıyor ve nefes nefese konuşmaya başlıyor.

" Ne yaptığını zannediyorsun? "

Anlamaz gözlerle ona bakıyorum. Ne yapmaya çalışıyor gibi gözüküyorum acaba? Cevap vermeyeceğimi anlamış olacak ki tekrar konuşmaya başlıyor.

"Beni istemiyor musun?"

Vov, zor yerden geldi soru. Seni istiyor muyum? Evet, deliler gibi. Ama bu doğru mu? Hayır, değil. Deli gibi istediğime göre doğruya, yanlışa bakmak zorunda mıyım? Buna da kocaman bir soru işareti.
İlkin tek seferlik bir şey olmamalı Zeynep!

"Kerem, ben sadece , durdurmak istedim. Yani bu yanlış."

"Ben bilmiyordum bunu çok sağol, çok yardımcı oldun."

"Lütfen böyle yapma. Ben, ben özür dilerim."

"Ne için özür dilersin, beni istemediğin için mi? "

"Ha-hayır, öyle bir şey yok. Yani ben seni, yani şey...."

"Tamam Zeynep ben anladım anlayacağımı. Çıkıyorum ben şimdi sende toparlan gel, Ayaz seni eve bırakır."

Verecek cevap bulamayıp kafamı aşağı yukarı sallarken kafam çalışmış olmalı ki beni buraya getirtenin Kerem olduğunu anlıyorum. Demek Ayaz o yüzden bu kadar ısrar etti

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin