10.Bölüm- Slug Partisi -

206 9 16
                                    

Harry'nin Ağızından

Aylar çabucak geçip giderken Aralık ayının sonlarına gelmiştik bile. Hogwarst Ordusu muhteşem bir ilerleme gösteriyordu, derslerimiz oldukça iyiydi ve hepimiz sevgililerimizle mutluyduk. Diğerleri huzurluydu ama ben sanki bu mutluluk kısa sürecek, her an kötü bir şey olacak gibi hissediyordum. Ron ise bu aralar bana 'Paranoyak Harry.' diyordu. Üstümü giyinip ortak salona inerken bu düşünceleri kafamın gerisine attım ve arkadaşlarıma gülümsedim. "Günaydın çocuklar." dediğimde üçü de gülümseyip "Günaydın." demişti. 

Birlikte tablodan çıkıp Büyük Salon'a ilerlerken Ron "Bugün ki maçımız saat kaçta?" diye sorduğunda Ginny ve ben şaşkınca ona bakıyorduk. "Ciddi değilsin değil mi Ron? İnsan takımının maçını nasıl unutur?" diye sorduğumda ofladı. "Sadece saati unuttum. Ne var bunda?" dediğinde Ginny ofladı. "Herm takımda değil ama o bile saati biliyordur." dediğinde Herm "Öğle yemeğinden sonra, saat bir buçukta." dediğinde Ron gözlerini devirdi. O "Abartmasanız olmaz." deyip salona girerken Herm "Sorumsuz bu çocuk." diyerek söyleniyordu. Bizde onun peşinden salona girdiğimizde bakışlarım Slytherin masasına kaydı. 

Pansy ile bakışlarımız buluştuğunda gülümsedim

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

Pansy ile bakışlarımız buluştuğunda gülümsedim. O da bana bakıp masasından kalktığında yanıma geleceğini anlamıştım. O gülümseyerek bana gelirken yanımda birinin olduğunu hissedip önüme döndüm. Angelina bana gülümseyerek bakıyordu. "Günaydın Harry." dediğinde gülümsemesine karşılık verdim. "Günaydın Angelina. Bir şey mi diyecektin?" diye sorduğumda "Aslında bir şey isteyecektim." demişti. "Ben antrenmanda süpürgemi kırdım da, senin eski süpürgeni kullanabilir miyim?" diye sorduğunda onu başımla onayladım. "Tabii ki." dediğim an boynuma atlamıştı. Ben şaşkınca kalakalırken o geri çekilip "Sen bir tanesin Harry, teşekkürler." deyip yanımdan ayrılmıştı.  

Arkamı dönüp Pansy'e bakmak istediğimde onun hızla Büyük Salon'dan çıktığını gördüm. Sanırım nedenini de biliyordum. "Lanet olsun!" Hızla koşmaya başladım ve Büyük Salon'dan çıktım. Sağa sola bakarken onun köşeyi dönmek üzere olduğunu gördüm ve koşmaya devam ettim. Bir yandan da ona sesleniyordum. "Pansy! PANSY!" Beni duyduğunu biliyordum ama durmuyordu. Asamı ona doğru uzatıp bağırdım. "Carpe Portus!" Kendimi asamı doğrulttuğum yere, yani onun yanına ışınladığımda küçük bir çığlık atmıştı. Bense onu kolundan tuttum ve boş bir sınıfa girdim. 

 

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
Bir Hansy HikayesiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon