New Chance

55 8 5
                                    


"Tae ?" Ölüm sessizliğinin hakim olduğu evde  sesim gök gürültüsünü andırıyordu . Jungkook işi olduğu için mekanına gitmek zorunda kalmış Tae ise ben yalnız kalmayayım diye benimle kalmıştı.

"Hıh?" Telefonundan başını kaldırmadan yalnızca küçük bir ses çıkarmıştı .

"Ben çalışmak istiyorum. Ve bu evden ayrılıp kendi hayatımı kurmak ."diye mırıldandım. İstediğim doğruydu ama kabul etmeyecekleri için sesim oldukça güçsüz çıkmıştı.

"Neden böyle birşey istiyorsun?"diye sordu telefonu yanına bırakırken "sana iyi bakmıyor muyuz?"
"Saçmalama Tae. Sizin yanınızda çok mutluyum. Ama ... Onun yanında değilim. Dahası onunla kaldıkça ona bağlanmaktan ölesiye korkuyorum. Kendi hayatımı kursam arada bir onu görsem gerçek ölüm zamanıma kadar yaşarım."diye açıklama yaptım. Onların bana iyi bakmama gibi ihtimalleri yoktu. Kim olduklarını bilmedikleri bu kızı hayatlarına dahil etmişlerdi şimdi ise yüzsüz gibi evet siz bana bakamıyorsunuz dememi mi bekliyorlardı.

"Jungkook bu fikirden hoşlanmayacak."dediğinde istemsiz buruk bir nefes döküldü dudaklarımdan.
"Artık ... umurunda olduğumu sanmıyorum. Ne de olsa istediğini alamayacak."diye mırıldandım. Tae ne dediğimi anlamak için yüzümü analiz etsede amacına ulaşamamıştı.
"Ne demek bu ?"diye sorduğunda omuz silktim.
"Hiç birşey . Sen bana yardımcı olacak mısın?"dediğimde başını salladı. Daha sonra ise kolunu boynuma sarıp sıktı.
"Boğuluyorum!!"diye cırladığımda kahkaha atmıştı.
"Minik Eunbim büyüdüde kendi ayakları üzerinde duruyor. Gözlerim yaşlı şuanda." Kahkahalarının arasında dökülen sözler ile bende tebessüm ettim.
"Yarın sana iş bakarız beraber. Mekanımda çalışmaya ne dersin?"diye sorduğunda gözümün önünde mekanı canlanmıştı.
"Asla! Öyle bir yere asla girmem."dediğimde beni başını sallayarak onaylamıştı.
"Bende seni merak ederim zaten. Biri mi sulanacak diye ..."dedi ."Başka bir yer bulmalıyız. "

"Kim çalışıyormuş?"kapının kapanma sesi salonda yankılandıktan hemen sonra Jungkook girmişti odaya. Tae ile ayrılıp saçımı düzelttim. Fazla hırpalamıştı beni Tae.
"Eunbi . "Diye cevap verdi Tae de .
"Kimden izin almış?"dediğinde beklediğim cevabı aldığım için bakışlarımı parkeye çevirdim.
"Kendi özgür iradesinden"diye ona cevabını veren Tae'ye minnettardım.
"Bu evde tek irade benimki olur "diyerek kendince hakimiyet yaratan Jungkook'a karşı yüzümü buruşturdum.
"Bu evden çıkarım olur biter."dediğimde verdiğim cevaba şaşırmış gibi duruyordu.
"Peki bu evden çıkarsan yaşayabileceğinimi düşünüyorsun."dediğinde bu kez burukça gülümsedim. Koltuktan yavaşca kalkarken gözlerimi ondan ayırmıyordum madem bir işe başlayacaktım o buna karşı çıkamazdı.
"Buradada yaşadığımı düşünmüyorum. Sürekli bir insanın yüzüne bakmak ızdırap verici. Hele ki o insan senken."dediğimde gözlerindeki afallamayı çok net görmüştüm bu kez. Ama artık eski Eunbi olmayacaktım. Bana SinB diyordu . Öylese SinB olup hislerimi ondan ustaca saklayacak beni bir kez daha buradan vurmasına izin vermeyecektim.
"Anlaştığımızı var sayıyorum. Alışana kadar Tae ile kalacağım. Bir ev bulunca bu eski dostu ziyaret etmek istersen gelebilirsin."diyip kapıya doğru adımlamaya başladım. Beni bu hale o getirmişti öyleyse sonuçlarına katlanacaktı. Ona kendimi asla göstermeyecektim. Ben onun ilgisine muhtaçken o asıl beni bulmak için kendi kendini yiyecekti. İkimizde birbirimizi isterken sadece ben bizi buluşturacaktım ama önce onu iki halimede aşık edecektim. Rüyasındaki bana olan merakı ilgiye dönüşecekti. Beni görmemek ise ona beni özleme hissi yaşatacak zamanla bunun hoşlanma olduğunu düşünecekti.

"Helal be Eunbi sen neymişsin. Birtek tacın eksikti kralice gibiydin."diyerek beni destekleyen Tae ile yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu.
"Geri dönebilirsem Ana kralice olacağım . "Dediğimde ne dediğimi anlamamış biçimli kaşları çatılmıştı.
"Ben bir prensesim ve oğlum kral olunca ana kraliçe olacağım anladın mı ?"dediğimde sonunda anlamıştı.
"Senin oğlun mu var ?"dediğinde yüzümü buruşturup onaylamazca sesler çıkardım.
"Hiç tarih bilgin yok Taehyung. Var tabii ki . " . Şaşkınlığına gülerken sıradaki muhteşem sorusunu bekledim.
"Kimden?"aklı ancak böyle sorulara çalışıyordu çünkü.
"Jungkooktan."dediğimde gözleri şirince açıldı.
"Orada Jungkook mu var ?"diye sorduğunda sohbetin uzayacağını anlamıştım.
"Sür şu lanet arabayı "

YOU ARE NOT ALONE (SİNKOOK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin