Sacrifice

84 21 9
                                    

Medya: Sowon.

Dışarıdan gelen tıkırtılar ile gözlerimi açtım . Etrafa bakındığımda beyefendinin gittiğini görmüştüm. Hem beni bu odaya mahkum etmiş hemde yatağımı almıştı. Birde arsızca yanında uyuyabileceğimi söylemişti.
Sandalyeden kalktığımda heryerim ağrıyordu . Neden aşağı inip orada uyumamıştım ki? Ahh doğru prensesimiz uyanıpta onun yokluğunu farketmesin diye. Aşağı indiğimde Dia ve Jungkook beraber yemek yiyorlardı.
"Ahh günaydın. Seninki geldi Bahçede."dediğinde kimi dediğini anlamadım ama bahçeye yürüdüm.
"Saçmalama Dia ."diye çıkışan kişi Jungkooktu. Bahçeye çıktığımda görüş açıma ilk mavi saç girdi. Yüzümde gülümseme oluşunca tam ona seslenecektim ki yüzünü bana döndü. Kaşları çatıktı ve gözlerinde alev çıkıyordu . Bana doğru geldiğinde korkuyla geri geri gittim. Mutfağa geri döndüğümde ikiside bana bakıyorlardı .
"Ne oldu Tae?"diye sorduğumda "sus konuşma senin yüzünden 2 saat o kızın dırdırını çektim. Kız ömür törpüsü ya!" Diye bağırmıştı. Yerinden bahsettiğini anlamıştım . Ama ne olmuştu? Aniden hızlandığında masanın diğer tarafına geçtim .
"Buraya gel bunun bir bedeli var."diye bağırıp masayı dolaşmaya başladı.
"Çocukluk yapmayın "diye bizi azarladı Jungkook . Tae durmak yerine tek bir hareketle elimi yakaladı.
"Yakalandın. O kız beni çıldırtıyor. " dediğinde gülerek "aşktandır"dedim. Ama elimi sıktığında gülümsemem yüzümde solmuştu.
"Dünyada sadece ikimiz de kalsak o kızı sevmem. Uzaylılarla olurum."dediğinde kahkaha attım. Aniden ayrıldığımızda araya giren kişi bana sinirle bakan Jungkooktu .
"Bir saatlik işim var evde kal."dedi bana ve Tae ile Diaya kapıyı gösterdi. Göz devirip salona yürüdüm. Kahvaltı yapmamıştım ama o kızın yaptığı yemeğide yemeyecektim. Dün Yerinin getirdiği yiyecekler aklıma gelince buzdolabına yürüdüm. Dolabı açıp yiyeceği çıkardım. Karnımı doyurduğumda yapacak en iyi iş bahçeye çıkmaktı. Bahçedeki çicekler solmaya başlamışladı. Etrafa bakındığımda toprağı çapalayacak birşey aradım. Aradıklarımı bulduğumda çicekler ile ilgilendim .
"Siz çok güzelsiniz. Aman tanrım ne kadar güzel kokuyorsunuz. " çiceklere söysediğim şeyler onları mutlu ediyordu.
"Deli misin bitki anlar mı ?"dediğinde fısıldayarak "senin gibi hayvan anlıyorsa onlarda anlar "demiştim. Duymadığına kanaat getirdiğimde ayağa kalkıp bahçedeki çeşmeye yürüdüm elimi yıkayıp salona geri döndüm.
"O nerede ?"diye sorduğumda "gitti "dedi. Sevinmeli miydim bilmiyorum . O varken bana sarmıyordu. O gittiğine göre oyuncağa geri dönmüştü. Buraya geleli 1 ay olmuştu ama onu hala çözememiştim. Bir anda sinirli bir anda mutlu olabiliyordu.
"Saçının bu halini sevmedim."dedi . Omuz silkip koltuğa oturdum.
"Tae sevdi."dediğimde dibimde bitti.
"Önemli olan benim sevmem. Tae neden bu kadar alakadar ediyor seni."dediğinde sesinde bir ima sezmiştim. Asla Tae ye karşı öyle birşey hissetmiyordum. O abimin yerine koyduğum kişiydi.
"Çünkü ona değer veriyorum."dedim sinirle.
"Veremezsin!"diye bağırdı. Ağzımdan bir hayret nidası kaçtı.
"Neden o senin arkadaşın(!)"
"Kim olursa olsun. "Dedi sinirle. Merdivene yönelip son bir kere baktı bana.
"Dışarı çıkıcaz. Seninle bir deney yapalım."dedi alayla.

Geldiğimiz yer sürekli rüyamda gördüğüm depoydu. Beni buraya öldürmek için mi getirmişti? Yürümeyip olduğum yerde durunca elimi tutup sürüklemeye başladı. İçeri girdiğimizde herşey rüyamdaki gibiydi. İçimdeki korku kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Elimi çekmeye çalıştıkça daha sıkı tutuyordu.
"Bu adamada söylet gerçekleri . O gün kadına yaptığın gibi."diye emir verdi. Yerde yatan adam son anlarını yaşıyordu. Heryeri kandı ve darmadağındı. Eğilip gözümü kapattım ve elini tuttum. Zihnime dolan görüntüler genel olarak sokakta idi. Bir kaç kıza yaklaşıyordu . Elimi aniden çektiğimde Jungkook "ne oldu?"diye sordu. O görüntüyü görmek istemiyordum .
"Son anlarını yaşıyor işe yaramaz."dediğimde birşey bildiğimde değil bu durumdan kurtulmak için yalan söylemiştim. Adamın bedeninden ayrılan ruhu önümde diz çöktü. Yüzümü buruşturup ona baktığımda kendi isteğim dışında konuşmuştum .
"Şeytan ruh . Ateşlerden çıkma."dediğimde bir kaç beyaz varlık gelip önümde diz çöktü . Adama döndüklerinde simsiyah olup alev çıkarmaya başlamışlardı. Adamı içlerine çektiklerinde gözlerim irileşmişti.
"Ölümün prensesini selamlayın."diye bir ses gelmişti . Elimi başıma koyduğumda Jungkook anında elimden tuttu. Yüzümdeki endişe anlamsızdı.
"Beni öldürür müsün?"diye sorduğumda gözlerim kapanmıştı.

YOU ARE NOT ALONE (SİNKOOK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin