Medya: Maknae line. Ya siz çok tatlısınız.
"Ölümün prensesi Gizemin şeytanından başka kimse ile olamaz".
Vücudumun bu söze verdiği tepki. dudağımı onunkinin üzerine kapatmak olmuştu. Bunu o söylememişti. Bu bana bir uyarı idi. Dün gece burnum kanamıştı. Başımın dönmesi kusmam... Hepsi üstüste gelmişti. Birileri bana ayağını denk al diyordu.
Dudağı benimkinin üzerinde hareket etmeye başladığında bu hissi özlediğimi farkettim.
"Senden nefret ediyorum."diye fısıldadım dudaklarının üzerine. Gülümsüyordu .
"Biliyorum. Bende"dedi. Yüzümü buruşturup tebessüm ettim. Sadece bir gündür ayrıydık ve ben onu özlemiştim. Bu hissin ne olduğunu biliyordum. Bu yüzden ondan değil kendimden nefret ediyordum.
Elleri harekete geçmişti. Bel oyuntuma koyduğu elleri havalanmamı saçlamıştı. Neyseki elbise yırtmaçlı idi. Bacaklarımı kalçasının üzerine bağlayıp onu kendime daha da yaklaştırdım.Boyumuz şimdi aynıydı . Başını yana yatırıp öpüşümüzü derinleştirdi. Alt dudağımı dişlerinin arasına alıp ısırdığında inlemiştim. Kendini bana itip onu hissetmemi sağladı. Bu kez birlikte inlemiştik. Sesimiz birbirine karıştığında çok hoş bir tını ortaya çıkıyordu.
"Seni özledim."dedik zevkten ve arzudan boğuk çıkan sesi ile. Dudaklarımızı birleştirip elimi ensesine attım. Dudaklarımız daha hırslı bir şekilde birbirini istila ediyordu şimdi. Onun bana yaptığı gibi yapıp dudağını dişledim. İnleyip kendini bana itti. Dudaklarımızı ayırıp yüzümü inceledi. Daha sonra beni kucağından indirdi. Üzerimi düzeltip aynaya baktım. Makyajım düzgün görünüyordu. Lavabodan çıkacakken durup ona döndüm. Elimle aşağıyı işaret edip "onu indirde gel."dedim. Neyi kastettiğimi anlamıştı. Kapıyı geri kapatıp beni duvara doğru itti. Kafasını boynuma eğip boğuk bir sesle fısıldadı.
"Sen benim olmadan inmez o." Daha sonra boynuma nazik bir öpücük bırakmıştı.
"Oldu canım başka"dedim. Ve lavabodan ışık hızıyla çıktım. Kıkırdayışını duymuştum. Koridordan geçerken Kai ile karşılaşmıştım.
"Neredeydin?"diye sordu.
"Lavaboda."dedim. Sağını solunu kontrol edip beni yandaki duvara doğru itti. Gözlerim irileşmişti.
"Seni özledim diyorum anlamıyor musun? Eskiden sen ve ben çok eğlenirdik."dedi. Elimi göğsüne bastırıp "o eskide kaldı "diye bağırdım. Şanslıysam Jungkook beni duyardı. Yüzü yüzüme yaklaştığında bile hala ona engel olmaya çalışıyordum ama elimden birşey gelmiyordu.
"Benden uzak dur. Ben şeytanıma aidim."sesim oldukça kalın çıkmıştı. Kai inleyerek elini üzerimden çekmişti. Eline baktığımda yanık izleri görmüştüm. Elleri yanmıştı.
"Çok üzgünüm."diye mırıldandım.
"Sen şeytansın. Sen SinB değilsin."diye bağırdı. Bana vuracağı sırada eli havada yakalanmıştı.
"Benim kadınıma elini sürerken iki kere düşün Jongin."dedi Jungkook. Bu kadınım işi beni sıkıyordu. Ben onsuzda gayet iyi idare ediyordum. Kai elini çekip hızla koridordan çıktı. Gözlerim karardığında ayaklarım yerden kesilmişti.
Şuana kadar bana destek olan gfrienddlovewegalynxGfriendSinb1234
Teşekkür ederim canlarım seviliyorsunuz.❤❤😘😘😘
YOU ARE READING
YOU ARE NOT ALONE (SİNKOOK)
Fanfiction"Nasıl her iki paralel evrendede seni sevebilirim."diye fısıldadığımda bana sarılarak "Nasıl seni gördüğüm ilk anda seveceğimi hissettiysem öyle. Hangi evrende olursan ol benimsin."diye fısıldadı kulağıma. Gözleri gözlerim ile buluştuğu ilk anda his...
