15- I just wanna keep calling your name, until you come back home.

476 26 55
                                    

Selam herkese! 

Umarım Cuma gününüz çok güzel geçmiştir veee bugün buraya toparlanmış bir kafayla gelmişsinizdir. Çünkü size çoook acayip bir bölüm hazırladım bugün ruhen kendinizi hazırlayın çünkü gerçekten ekranın diğer ucunda sizin geri dönüşünüzü bekliyor olacağım. 

Sanırım bu bölüme söylenecek bir şey yok. Sadece teorilerinizi okumak istiyorum. Bir de WTSIG günü gibi olsa mı bu bölümün altı? Yazın aklınızdaki her şeyi. 

Konuşalım. 

Sizi seviyorum, 

-Derin. 




21 Kasım 2022

New York

06:54

Bir tekme.

Bir tane daha.

Peş peşe iki yumruk.

İki tekme daha.

(Listede yoktu. Ama genç kızın içinden gelmişti bir kere.)

Bu sabah, Eva Clockson, Sheraton'ın spor salonuna ilk giren isim olmuştu. 6'da açılan spor salonuna, kasım ayında, sabahı köründe, New York'un ortasında tabii ki kimse inmeyi tercih etmiyordu. Evangeline, bütün gece sadece 2 saat kadar uyuyabildiği için spor mantıklı görünüyordu.

Aslına bakılırsa kum torbası son seçeneğiydi. Ağırlık denemişti, kardiyo hiç bir işe yaramamıştı, koşu bantının zaten ta... Neyse, kafasının içinden bile küfür etmeyecekti.

İki hızlı yumruk daha.

"O şeyin üzerinde bir delik açmana az kaldı."

Kapı girişinden gelen Niall, Eva ve deyim yerindeyse 'ağız burun dalmaya çalıştığı' kum torbasını görünce kendi spor çantasını yere bırakıp Eva'nın karşısından kum torbasını tuttu. Genç kız, bu saatte buraya gelen bir başka isim olan Niall'a bir bakış attıktan sonra genç adamın tuttuğu kum torbasını yumruklamaya devam etti. Eva'nın vuruşlarıyla sarsılan Niall dayanamayıp hafifçe güldü,

"Anlatmak ister misin?"

"Anlatacak bir şey yok." dedi Eva, bir tekme daha attı,

"Sağlıklı yaşıyorum işte."

Niall küçük bir kahkaha attı, hala kum torbasıyla uğraşan Eva genç adama bakıp hafifçe gülümsedi. Niall onun tekme ve yumruklarına karşı hala kum torbasını tutarken sordu,

"Eee, seni ne bu kadar erken ayağa dikti?"

"Pek uyuduğum söylenemez."

"Benim de." dedi Niall gözlerini kısarak. "Muhtemelen tüm bu... Kaosla alakası var."

Eva bir tekme daha attı. Ardından durup Niall'a döndü, genç adamın bu cümlesinden sonra şiş gözlerini ve yorgun gülümsemesini fark etmek daha kolaydı,

"Peki senin neyin var?"

Niall omuz silkti,

"Hiiiç. Renkli hayatım uyutmuyor, enerjimi koşu bandından çıkartmaya geldim işte."

"Phelia mı?"

Niall gülümsedi,

"Renkli hayatım dedim ya..."

When the Sky Is GreyWhere stories live. Discover now