11- Just hold on, we're going home

399 33 63
                                    

Selamlar herkese! 

Senelerdir devam eden yolculuğumuzun yeni bir parçasını daha söz verdiğim gibi sizinle paylaşıyorum. Zaman geçti, sayımız azaldı. Farkındayım. 

Birazı benim hatam, beklentilerinizi karşılayamadım, gerektiği kadar hızlı yazamadım. 

Ama bir söz verdim hatırlarsanız, öyle ya da böyle, hızlandırmadan, hakkını vererek bu yedisinin hikayesini tamamlayacağım dedim. 

Ve geldikleri yeni noktada bizimle olmalarına izin verdim. 

Ben sözümü tutmaya çalışıyorum, böyle bir zamanda sizden gelecek en ufak yorum dahi benim için belki bin kat daha önemli. Fikirlerinizi esirgemeyin o yüzden. İçinizden ne geliyorsa, okurken ne hissediyorsanız söyleyin, konuşalım. 

Bölümü beğeneceğinizi umuyor ve sizi onunla başbaşa bırakıp yorumlarınızı bekliyorum. Sizi çok seviyorum. 

-Derin. 



Liam hızlı adımlarla otelin geniş merdivenlerinden çıkarken sıkıntılı bir şekilde içini çekti. Kravatını gevşetmek için elini boynuna götürdüğü sırada telefonu titremişti. Yazan Evaydı.

"Liam, halledebildin mi? Biz üst kattayız. Senden haber bekliyoruz acil."

Liam daha derin bir nefes verdi. Kravatına olması gerekenden hızlı bir şekilde asıldı. Adımlarını sıklaştırmıştı. Fakat bu ancak kendisinin arkasından koşup onu yakalayan Niall onu yolun ortasında durdurana dek sürmüştü.

"Liam!"

Genç adam arkasını döndü, Niall aceleden biraz nefes nefeseydi.

"Seni arıyoruz her yerde Harry ile. Halledebildin mi?"

Liam dişlerini sıktı, yok yere Niall'a patlamamak için kendini zaptediyordu,

"Evaların yanına gidiyordum. Onların durumunu biliyorsun. Yardım istedi ve..."

Niall içini çekti, olayın gerginliğiyle hızla konuşmuştu,

"Tamam da... Biliyorsun, bunu da senin çözmen lazım. Harry ve Phelia yukarıda bekliyor."

"Eva, Louis ve Zayn de öyle. Ben de yanlarına çıkıyordum zaten."

Liam üzerindeki baskıyı omuzlarından atmak istercesine omuzlarını dikleştirdi ve Niall ile birlikte merdivenlerden yukarı çıktı. Fakat ne yazık ki, baskı daha yeni başlıyordu.

"Tanrı aşkına Liam, gidip konuşabildin mi?"

Phelia genç adam oradan merdivenden çıkar çıkmaz koşar adımlarla yanına gelmişti. Onun arkasından Louis, Zayn ve Eva üçlüsü geliyordu.

"Liam'dan sen ne istiyorsun ki?" diye sordu Louis.

Liam güldü, Phelia Louis'ye döndü,

"E yetkililerle görüşmesi lazım."

"Önce bizim işi halledecekti, bu biraz riskli biliyorsun." dedi Louis.

Harry ise bir kenarda Niall'a Liam'a kendi işlerini sorup sormadığını soruyordu.

Liam siniri bozulmuş bir şekilde bir daha güldü,

"Siz bana şaka yapıyorsunuz herhalde değil mi?"

Altılı anlamsızca genç adama baktı.

When the Sky Is GreyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin