4- I know you think it's more than just bad luck.

1.1K 58 26
                                    

Arkadaşlar merhaba. Söz verdiğim gibi 4. bölüm sizlerle. Bu yoğun zamanımda anlayışla yeni bölümü beklediğinizi için hepinize tekrar çok teşekkür ederim. Umarım keyif alarak okuyacağınız bir bölüm olur, yorumlarda görüşmek üzere.




7 Temmuz 2013

The Dorchester Hotel, Londra
13.00

Boyalı olduğu her halinden belli olan sarı saçlarını heyecanla kulağının arkasına sıkıştıran genç kız, oturduğu yere iyice yerleşerek bilgisayarının ekranına daha dikkatli bakmaya başladı. Tek tek incelediği fotoğrafların öneminin farkındaydı ve açıkçası henüz bunları nasıl kullanacağını bilmese de, bu fotoğrafların onun elinde olması genç kıza kendisini oldukça güçlü hissettirmişti. Ekranda incelediklerine tamamen dalmışken, boynunda duran ve One Direction'ın Take Me Home'dan hemen önce tur ürünü olarak satışa sunduğu kolyenin zincirini dalgın bir şekilde dudaklarının arasına aldı. Kolyenin ucuyla yavaş yavaş oynarken, fotoğrafların da sonuna gelmişti.

Bir süre ne yapacağını düşünerek yerinde oturduktan sonra, fotoğrafların içinde bulunduğu flashı bilgisayarından çıkardı. Genç kızın boşta olan eli, direk olarak bilgisayarının hemen yanında duran telefonuna gitmiş ve zaten son aramlarında bulunan bir numarayı çevirmekte hiç gecikmemişti.

"Selam, Jenny!" dedi bir kaç çalıştan sonra. Heyecanlı ses tonu, telefonda konuştuğu en yakın arkadaşını meraklandırmıştı. "Sana şok olacağın bir haberim var."

Genç kız oturduğu yerden hızla kalktı. Telefonunu başı ve omzu arasına sıkıştırdıktan sonra, bir elinde flashı tutarken diğeriyle de bilgisayarını kapattı ve yatağının üzerinde açık bir şekilde duran çantasına doğru yürüdü. Elindeki flashı çantanın içine bırakmadan önce içini çeken genç kız, hafifçe gülümsemişti;

"Elimde bir One Direction skandalını tutuyorum."

7 Temmuz 2013
Londra
11.00

"Bu odada herhangi birisi yaptığımız işin ne olduğundan haberdar mı?" dedi Logan sesindeki yapma arkadaş canlısı tonla. Karşısındaki L şeklindeki kanepede sıralanmış olan yedili guruba tek tek baktıktan sonra, yüzünde tutmaya çalıştığı fakat oldukça korkutucu görünen nazik gülümsemeyi bozmadan devam etti.

"PR'ın anlamı hakkında gerçekten size ders vermem mi gerekiyor? Yoksa bilerek mi hiçbir fikriniz yokmuş gibi davranıyorsunuz?"

Phelia hafifçe içini çekti. Hemen yanında oturan ve bacak bacak üstüne atmış Eva, sessizce Logan'ı dinlese de yüz hatlarının şeklinden, genç kızın bütün bu "nazik azarlama" olayından hoşlanmadığı açıktı. Phelia ise, öncelik olarak oldukça sıkılmıştı. Koyu mavi topuklu ayakkabısını hafifçe sallamaya devam ederken, Louis'nin araya girdiğini duydu.

"Logan, bunu gerçekten şimdi mi yapmak zorundayız?" dedi genç adam kendine özgü aksanını daha da bastırarak. Arkadaşının konuştuğunu duyan ve bütün bu zaman boyunca Logan'ı dinlemek yerine tavanı izlemeyi seçen Zayn de, Louis'nin sesiyle ona destek verir bir ifade takınarak başını kaldırmıştı.

"Yarım saate içinde olmamız gereken bir resim çeki-"

"Okulda öğrendiğimiz ilk şey," dedi Logan Zayn'i hiç duymamış gibi devam ederek. Genç adam gözlerini devirerek başını tekrar oturduğu yerin arkasına yerleştirirken, Logan da kendi masasına dayanmıştı. "Bir kurumun bağlantı kurduğu insanların sempatisini, desteğini ve anlayışını elde etmek için yaptığı işlere PR dendiğiydi. Peki bende ne yok biliyor musunuz?"

When the Sky Is GreyWhere stories live. Discover now